Güncelleme Tarihi:
Hrant Dink Duyarlılık Grubu'nun TBMM'de düzenlediği basın toplantısında hazırlanan yazılı a?ıklamayı AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Doma? okudu. A?ıklama sırasında ?DP Genel Başkanı Ufuk Uras, AK Parti İstanbul Milletvekili Ayşe Bah?ekapılı, Ankara Milletvekili Zeynep Dağı, Kocaeli Milletvekili Azize Sibel Gönül, İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit, DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, gazeteci Ali Bayramoğlu ve yönetmen Sıtkı Süreyya ?nder de hazır bulundu.
A?ıklamada, Hrant Dink cinayeti sonrasında İstanbul ve Trabzon'da iki ayrı dava yürütüldüğü hatırlatılarak, şu görüşlere yer verildi:
"20 Mart 2008 tarihinde, Trabzon'da görülen davanın 2. duruşmasında iki jandarma istihbarat görevlisinin ifadeleri neticesinde önemli bilgiler a?ığa ?ıktı. Görevi ihmal su?laması ile yargılanan iki jandarma görevlisi, sorumluluklarını yerine getirip, beş ay önce aldıkları istihbaratı üstlerine bildirdiklerini, fakat gereğinin yapılmadığını söylediler. Hrant Dink katledildikten sonra baskı görüp, bu durumu saklamaya yönelik sahte belge hazırladıklarını itiraf ettiler.
Diğer taraftan Trabzon ve İstanbul Emniyet Müdürlüklerinin İstihbarat Şubeleri arasında, olaydan tam bir yıl önce aynı bilginin paylaşıldığını da biliyoruz.
Anlaşılan o ki düşüncelerini ifade ettiği i?in hayatı tehlike altına giren Hrant Dink, görevleri gereği haber alan ilgili güvenlik görevlilerinin cinayet girişimini bilmelerine rağmen katledilmiştir."
TALEPLER
A?ıklamada, Hrant Dink Duyarlılık Grubu'nun davaya ilişkin taleplerine de yer verildi. 20 Martta Trabzon'da yapılan duruşmada
"?arpıcı ifadeler" veren iki güvenlik görevlisinin, idari
soruşturmaları yürüten mülkiye müfettişlerince daha önceden, ilgili diğer güvenlik görevlileri ile birlikte sorgulandıkları hatırlatılan a?ıklamada, şöyle denildi:
"Tüm bu idari soruşturma raporları sonucu, idare, sadece söz konusu iki görevlinin yargılanmasına izin vermiş ve bu konuda yapılan itirazlar reddedilmiştir. Oysa bu beyanlar, idari soruşturmaların yürütülme bi?imi ve buna göre verilen kararların ne denli hatalı olduğunu göstermiştir.
Dolayısıyla idari soruşturma talimatı veren yetkililere, bu soruşturmayı yürüten görevlilere ve yargılama izni vermeyen idareye sesleniyoruz: Emniyet kurumunda da baskı altında olan, konuşmayan, konuşturulmayan, belge ve bilgi gizleyen başka kişilerin de olabileceği kuşkusunu ortadan kaldırmak üzere, soruşturma talimatının yeniden verilmesini, soruşturmanın tekrarlanmasını ve buna dayanarak yeni bir raporun düzenlenmesini talep ediyoruz.
Trabzon'daki jandarma görevlilerinin yargılandığı davanın, İstanbul'daki ana dava ile birleştirilmesinin; mahkeme heyetinin, olayın ve dosyanın bütününe hakimiyetini gü?lendireceğini düşünüyoruz. Daha sağlıklı karar ?ıkması i?in bu iki davanın birleştirilmesini talep ediyoruz.
Yurt dışında katıldığı bir ödül töreninde 'Ben bu ödülü, ülkemin, Türkiye'nin aydınlık yüzü adına alıyorum' diyen Hrant Dink'in, bilirkişinin aksi yönde raporuna, aynı davanın temyizinde Yargıtay Başsavcısının 'su? unsuru yoktur' şeklindeki a?ık beyanına rağmen, bir yazısından dolayı 301. maddeden hüküm giyip; nasıl 'Türk düşmanı' diye yaftalandığını merak ediyoruz. Siyasi iradenin, ger?eğe ve aydınlığa ulaşmak adına elinden gelen her ?abayı göstermesini istiyoruz.
Bizce; yaşadığımız son süre?te, aramızdan alındıktan sonra dahi Hrant Dink'in, kendi davasıyla, bu ülkenin aydınlığına, demokrasisine ve yarınlarına katkısı mümkündür."
Gazetecilerin soruları üzerine DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, kamu görevlilerinin dokunulmazlığı bulunmadığını belirterek, "Bu görevliler gelip ifade vermeden davanın üzerindeki şaibe kalmayacaktır" dedi.
?DP Genel Başkanı Ufuk Uras da Dink'in katledilmesiyle ilgili verdiği soru önergelerine cevap alamadığını söyledi.