Güncelleme Tarihi:
Leipzig Kitap Fuarı çerçevesinde düzenlenen etkinlikte, Türklere ve Araplara, daha doğrusu Müslümanlara dönük aşağılayıcı söylemlerde bulunan Alman Merkez Bankası eski Yönetim Kurulu Üyesi ve Berlin eski Maliye Senatörü Thilo Sarrazin'in kitabı tartışıldı.
Fuar alanında düzenlenen açık oturuma katılanlar arasında, Sarrazin'in kitabından sonra piyasaya çıkan ve “Sarrazin-Bir Alman Tartışması” adı altında yayınlanan kitapta yazısı bulunan iki Alman gazeteci de vardı.
Tabii ben de tartışmacıydım.
Genelde Almanya'da göçmenlerin uyumuna Sarrazin tartışmalarının yansımasının konuşulduğu bu açık oturumda, Alman meslektaşların İslam dini ile şiddet ve terör arasında kolayca bağlantı kurma gibi bir eğilimleri olduğunu gördüm.
Aynı duruma Berlin'deki Türkevi'nde, Yale World Fellows, Liberal Türk Alman birliği ve Yahudi Sosyal Demokratlar çalışma Grubu tarafından ortaklaşa düzenlenen etkinlikte de şahit oldum.
Açık oturuma katılan iki Alman meslektaş da son yıllarda aşırı İslamcılar tarafından girişilen terör eylemlerinden, örneğin Berlin'in Neukölln İlçesi'ndeki Müslüman gençler arasındaki suç işleme oranının “yerlilerden” çok daha yüksek olduğuna dikkat çektiler.
Yani, İslam'la terör ve şiddet arasında bir bağlantı olduğunu adeta kanıtlamak ister gibi bir tutum sergilediler.
Evet, doğrudur...
Son yıllarda girişilen terör eylemlerinde Müslüman “parmağı” vardır...
Ama terörün dinin yoktur...
1970'li yıllarda İtalya'da “Brigate Rosse” (Kızıl Tugaylar) ülkede tam bir terör havası estirmiştir.
Kızıl Tugaylar Müslüman değildi....
Hepsi de Katolikti...
Hem de koyu Katolik...
Kuzey İrlan'danın Birleşik krallık'tan bağımsızlığını savunan İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA)(Irish Republican Army) de 1969-2005 yılları arasında terör eylemlerinde bulunmuş, binlerce kişiyi öldürmüştür.
IRA teröristleri de Müslüman değildi...
Hepsi de Hıristiyandı...
Protestan ve Katolik...
Hem de kopkoyu...
İspanya'da “ETA” (Euskadi Ta Alkatasuna) (Bask Ülkesi ve Özgürlük)teröristleri hala terör sahnelerinde boy göstermektedir.
ETA teröristleri de Müslüman değildir.
Onlar da Katoliktir...
Hem de koyu Katolik...
Ya Almanya'nın teröristleri?
“RAF” olarak tanınan Kızıl Ordu Cephesi adı altındaki terör örgütü 1970-1998 yılları arasında yalnız Almanya'da değil, yurtdışında da terör estirmiştir.
RAF teröristleri banka soymuş, uçak kaçırmış, aralarında General başsavcı Sigrid Buback ile Alman İşverenleri Birliği Başkanı Hans Martin Schleyer'in de bulunduğu 34 kişiyi katletmişlerdir.
RAF teröristleri de Müslüman değildi...
Onlar da Katolikti, Protestandı...
Hem de koyu Katolik, koyu Protestan...
Almanya'da gençlik ve şiddetle ilgili araştırma yapan uzmanlar şunun altını özellikle çizmektedir.
“Neukölln'de, Kreuzberg'de Müslüman olan Türk ve Arap gençler tarafından işlenen suç oranı 'yerlilerden' çok daha yüksektir. Ama bunun dinle bağlantısı yoktur. Bu tamamen sosyal bir sorundur. Sosyal konumu zayıf olan Alman ailelerin çocukları tarafından işlenen suç oranı da aynı şekilde yüksektir”.
Evet, veriler ortadadır...
Alman uzmanların değerlendirmeleri de...
Böyle olduğu halde, Alman meslektaşlar bu gerçekleri duymazdan, görmezden gelmektedir...
Hem de bile bile...