Dilden çok duygu melodi önemli

MERHABA Zeynep, öncelikle tebrikler. ‘Voice of Germany’de dört jüriyi de döndürdün. Neler hissettin sahnede?

Yaklaşık 22 yıldır sahnelerdeyim. Sahnede hiç heyecanlanmam ama bu çok farklıydı. Farklı bir heyecandı. Özlediğim de bir heyecandı. Çünkü koronavirüs nedeniyle uzun zamandır insanların karşısında sahneye çıkıp şarkı söyleyemiyordum.
Neden Türkçe söylemek istedin ve neden Tan’ın şarkısını seçtin?
İki nedeni var. Birincisi, benim için çok duygu yüklü bir şarkı. Sesime de uyan ve severek seslendirdiğim bir şarkı. İkinci nedeni ise, Almanlara yönelik olacağı için farklı bir tarz istedim. Bu şarkı hem Türk müziğini içeriyor hem de Batı altyapılarına sahip. Nakarat kısmında arabesk nameler var. Açıkçası sevdiğim ve farklı tarzda bir şarkıyı seslendirmek istedim.
Ama aynı zamanda biraz riskli tercih değil miydi? Jüri açısından farklı bir dil ve farklı melodiler.
İlk etapta programa katılmamın sebebi, jürinin dönmesinden çok kendi duygumu yansıtabilmekti. Almanya’da yaşayanlara dilin o kadar önemli olmadığını göstermek istedim. Dilden çok duygunun, melodinin neler uyandırabileceğini göstermek istedim.

BENİM İÇİN BÜYÜK SÜRPRİZ OLDU
Sahneye çıkarken veya şarkı söylerken jürinin döneceğini hissettin mi?
En azından birinin döneceğini düşündüm. Önceden koçlarla çalışırken ben de uyandırdıkları duygu o yöndeydi. Çok beğenmişlerdi. “Eğer koçlar bu kadar beğeniyorsa jüriden biri de beğenir ve döner herhalde” diye düşündüm. Ama dördünün de dönmesini beklemiyordum. Benim için de büyük sürpriz oldu.

Dördünün birden döndüğünü görünce neler hissettin peki. Ekranlara da yansıdı, gözlerinin dolduğunu gördük?
Çok mutlu oldum. Yıllardır müzik dünyasının içindeyim. Sesimi beğenirler ama ben çok profesyonel azalmada bir şeyler yapmadım ve tercihen uzak durdum. Ancak böyle iddialı bir programda, Almanya’nın en ünlü ses sanatçılarına sesini beğendirmek beni çok heyecanlandırdı ve mutlu etti. Yıllardır müziğe verdiğim emeğin boşa gitmediğini gördüm.

Peki jürilerden neden Johannes Oerding’i seçtin?
Şarkımda vermek istediğim o duyguyu gerçek anlamda hissettiğini gördüm. Bunu da zaten en güzel şekilde ifade etti. Bütün konuşma esnasında bir kere bile oturmadı. Sürekli ayakta dinledi, ayakta konuştu benimle. Duyguyu ondan aldım. Sesimi hepsi beğendi. Ama hissettirmek istediğimi en iyi o anladı ve gösterdi diye düşündüm.

Jüride bu yıl ünlü şarkıcılar Sarah Connor, Johannes Oerding, Nico Santos ve Mark Forster yer alıyor. (Fotoğraf: Jüri2 © ProSieben / SAT.1 / André Kowalski)

İNSANİ DUYGULAR EVRENSELDİR
Bundan sonraki hedefin ne?
Benim için en güzel yer neresiyse oraya kadar gitmek istiyorum. Ne kadar yol alabilirsem o kadar gitmek istiyorum. Devam edeceksem de gerçekten mümkün olduğu kadar, müziğin dille, ırkla bir ilgisi olmadığını göstermek istiyorum.
Bundan sonraki turlarda yine Türkçe şarkı söyleyecek misin, yoksa Almanca veya İngilizceyi mi tercih edeceksin?
Aslında devam ettiğimde bazı sürpriz şarkılar sunmak istiyorum.
Hayatına renk kattığı kesin. Peki hayatını değiştirecek mi?
Biraz da olsa öyle olacağına inanıyorum. Çünkü ‘Voice of Germany’ Almanya’da çok seviliyor. Aynı şekilde Türkiye’de de çok sevilen bir format. Benim için güzel olan hem Türkiye’dekilere hem de Almanya’dakilere hitap edebileceğim. Tabi öncelik Almanya. Almanlara hitap ederken Türkçe şarkılarla Alman izleyiciyi kazanmak istiyorum, onların ruhuna da hitap etmek istiyorum. Onlardan farklı yorumlar almak, duymak istiyorum. “Şarkı ne diyor” diyerek merak etmeleri bile çok güzel. İnsani duygular evrenseldir. Aynı dili konuşmasak bile ortak insani duyguları müzikle anlatabilmek benim için çok güzel.

ÇOK UTANIYORUM STÜDYODA
AİLEN ve arkadaşların neler hissetti?
Benden daha çok heyecanlandılar. Sinema izler gibi hep birlikte izlendiler. Hepsi çok mutlu oldu.
Albümün veya single çalışman var mıydı?
Ne albüm ne de single yok.
Çok ilginç. Yıllardır müzik piyasasının içindesin ve çok güzel sesin var ama single bile çıkarmadın! Tercih miydi yoksa şartlar mı oluşmadı?
Şartlar oluştu, teklifler de aldım. Ama ben sahne insanıyım. Şarkıyı sahnede söylemeyi yok seviyorum. İnanmayacaksın ama stüdyoya girdiğim de çok zorlanıyorum, çok heyecanlanıyorum. Çok utanıyorum mesela stüdyoda söylerken.
Gerçekten mi? Normalde tam tersidir. Belki müzik tarihinde bunu söyleyen ilk müzisyensin...
Evet, aynen öyle normalde tersi olur. Sahnede heyecanlanırlar. Buna kimse inanmayacak ama ben de stüdyoda söyleyemiyorum.
Nedeni ne olabilir peki?
Çok küçük yaşlarda sahnelerde söylemeye başladım. Sahne dediğim, izleyici veya dinleyici önünde. 17 yaşımda ilk sahne tecrübemi edindim. Sahneye çıkınca insanlarla iletişimi kesebiliyorum. Tamamen kendimi yaptığım müziğe veriyorum. Stüdyoda ise duvara bakarak söylemek bana zor geliyor. Hatta utanıyorum diyebilirim. Bunu da çok fazla insana söylemedim şu ana kadar.

�

NASIL BİR AİLEDE BÜYÜDÜN?
Annemler işçi ailesi olarak gelmişler. Biz Zonguldaklıyız ve orası maden şehri olduğu için tüm akrabalar Gelsenkirchen, Bielefeld gibi maden bölgelerine gönderilmiş. Bir tek dedem Berlin’e yönlendirilmiş. Dedem geldi önce. Babam 6 çocuğun en büyüğü. Babam önce dedemin yanına gelmiş Almanya’ya. Annem daha sonra evlenerek gelin olarak gelmiş. Birbirimize bağlı bir aileyiz. Babamım varı yoğu ailesidir. Dünya bir yana, ailesi bir yana.
Ailede müzikle haşır neşir olan var mı?
Baba tarafımda yok. Ama anne tarafım profesyonel olmasa da hepsi kendince şarkı söyler. Bu anlamda sesi güzel, çok gülen, oynayan bir aileden geliyorum. Profesyonel anlamda söyleyen yok tabii ki. Ben de böyle bir ailede şarkı söylemeye başladım.
Müziğe ilgin nereden geliyor?
İnan onu bilmiyorum. Çevremde öyle bir örnek alacağım kimse de yoktu. 5 yaşında mikrofon elimdeymiş gibi şarkı söylerdim.
Müzik eğitimi aldın mı?
Evet onu profesyonel anlamda aldım. 11 yaşında Batı müziği şan eğitimi aldım. Tam dört yıl özel ders aldım. Daha sonra Berlin Türk Musikisi Konservatuvarı’na gittim. İlk öğrencilerindenim. 15 yaşında konservatuvarın kurucusu değerli udi Nuri Karademirli hocadan dersler alaya başladım. 5-6 yıl gittim. Koroda uzun yıllar Türk sanat müziği söyledim. 10 yılı aşkın Türk müziği eğitimi aldım.

ZEYNEP’İN TÜRKİYE’DEN TOP 3’Ü
TÜRKİYE’den sevdiğin ilk üç ses kim? Senin için ‘Top 3’.
Tabi ki ilk sırada Sezen Aksu. Sonra Ayten Alpman ve Ajda Pekkan.
Türkiye’ye giderek hiç müzik yapmayı veya albüm çıkarmayı düşünmedin mi?
Teklifler aldım ama beni bir yerlere getirecek ışık görmedim. O yüzden gitmedim. Benim için aile çok önemli. Ailemden ayrı olacak bir işte çalışmak istemedim.
O Ses Türkiye’yi de izliyor musun?
İkisini de severek izliyorum. Fırsat buldukça hem Türkiye’deki hem Almanya’daki yarışmayı izliyordum. Çok güzel bir format. Almanya’da bu yıl rekor düzeyde başvuru olduğunu öğrendim. Yanılmıyorsam 30 bin kişi başvurmuş. Bu kadar çok başvuru arasından seçilmeme ve davet almama da çok sevindim tabii ki.