Güncelleme Tarihi:
TÜM dünyada yaşanan dijital dönüşüm, insanlık için büyük yararların yanı sıra sakıncalar da içeriyor. Her geçen gün yaşamımıza daha da giren internet, 90’lı yıllarda birçoklarınca ‘demokrasinin gelişmesine hizmet eden bir araç’ olarak değerlendiriliyordu. Günümüzde ise bu alandaki gelişim endişeyle karşılanıyor. Dijital dönüşümün insanlık adına olumlu bir doğrultuda ilerleyebilmesi, bir yanda istenen ‘teknolojik olanaklar’, diğer yanda da temel değerler ve insan haklarını koruma adına bu gelişmeye çizilecek sınırlar konusundaki dengeye bağlı. Dünyanın çeşitli yerlerindeki dijital dönüşüm ve özellikle ‘yapay zeka’ (YP) alanındaki gelişim süreçlerinde bunun gözetilmediği biliniyor.
‘DEMOKRATİK MEŞRU GELİŞİM’
İnsanları tüketici ya da politik bireyler olarak sürekli manipule eden, özgürlüklerini sınırlayan, baskı altına alan, büyük şirketlerin ya da devletlerin kontrolündeki dijital sistemlerin giderek büyüyen gücü bunun kanıtı. Ancak temellerindeki ‘demokratik meşru gelişim’ ve ‘ortak değerler birliği’nin Avrupa‘yı dünyadaki diğer aktörlerden farklı kıldığını savunanlar var. Frankfurt’ta gerçekleştirilen ‘Dijitalleşme Yaşamımızı Nasıl Değiştiriyor?’ başlıklı bir günlük konferansta da da bu savunuldu. Politika ve bilim dünyasıyla toplum arasında ‘dijitalleşmenin insanlığa hizmet etmesi’ temelinde karşılıklı bilgi alışverişinin yaşatılmasının gerekliliği vurgulandı.
‘EKONOMİK VERİMLİLİĞİ ARTIRIYOR’
Türk Alman Sağlık Vakfı’nın (TDG) Konrad Adenauer Vakfı’yla (KAS) birlikte düzenlediği konferans, Frankfurt Protestan Akademisi’nde gerçekleştirildi. Konferansı, çoğunluğu TDG’nin davetiyle gelen Türkiye kökenli katılımcılar izledi. TDG Başkanı Prof. Dr. Yaşar Bilgin ve KAS Hessen Sorumlusu Dr. Thomas Ehlen’in selamlama konuşmalarının ardından başlayan konferansın ilk konuşmacısı Hessen Dijital Strateji ve Gelişim Bakanlığı’ndan Dr. Carmen Everts, dijitalleşmenin insan yaşamına etkisini, bakanlığının ve Hessen hükümetinin bu alandaki hedeflerini anlattı. Sanayi devrimi, Fransız ihtilali ya da matbaanın icadından sonra toplumların yaşadığı değişim süreçlerini hatırlatan Dr. Everts, günümüzde büyük bir dönüşümün süreciyle karşı karşıya olduğumuzu, önümüzdeki ‘dijital geleceği’ ve onun sağlayacağı olanakları bir fırsat olarak kabul etmek gerektiğini söyledi.
‘HÜKÜMETİMİZ ÇABA HARCIYOR’
Dr. Everts, “Dijitalleşme, iş dünyasından, barınmaya, trafiğin düzenlenmesinden, enerji, eğitim ve öğretim, sağlık hizmetlerine kadar birçok alanda daha iyi bir yaşam sunan, çözümler içeren bir evrene açılıyor. Bilgi ve kamu hizmetlerine kolaylıkla ulaşılabiliyor, yeni teknolojilerle ekonomik verimlilik artıyor. Bu fırsatlardan yararlanmak, ancak aynı zamanda vatandaşlarımızı ve girişimcilerimizi bilgilerin istismar edilmesi ya da internet sahtekarlıkları gibi dijitalleşmenin olumsuz yanlarından korumak istiyoruz” dedi.
YÜZ TANIMADA BÜYÜK İLERLEME
Dr. Everts, Hessen hükümetinin bu konudaki yaklaşımını şöyle dile getirdi: “Dijital dönüşümün çerçevesini ya özellikle anayasamızdaki değerleri gözeterek biz aktif olarak belirleyeceğiz ya da toplumumuz dijitalleşme sürerken insani karakterini yitirecek. Dijital dönüşümü insanın belirlemesi gerekiyor, tersi değil. Hessen ekonomik olarak ve enformasyon teknolojisi açısından güçlü konumda olan bir eyalet. Hükümetimiz dijitalleşmeyi eyaletimiz açısından olumlu bir biçimde şekillendirmek için büyük çaba gösteriyor.” Konferansın ikinci konuşmacısı Berlin merkezli bir ‘Think Tank’ kuruluşu olan ‘Yeni Sorumluluk Vakfı’dan (SNV) Philippe Lorenz idi. SNV’nin Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın da desteklediği ‘Yapay zeka ve dış politika’ projesinin sorumlusu olan Lorenz, ‘Küreselleşme Sürecinde Yapay Zeka’ başlıklı sunumunda dünya çapında ‘yapay zeka’ alanındaki devasa gelişmeleri anlattı, çoğu ABD ve Çin kökenli dev şirketlerin kontrolündeki çeşitli yapay zeka stratejilerinin sürekli geliştirildiğini vurguladı. Yapay zekanın gelecekte bilim, toplum ve özellikle ekonomi için çok önemli bir başarı kriteri olduğunu belirten Lorenz, bu alanda büyük rekabet yaşandığına dikkat çekti. Ses ve yüz tanıma alanında son zamanlarda büyük ilerlemeler sağlandığını kaydeden Lorenz, bu alandaki gelişmelerin eleştirel bir yaklaşımla takip edilmesi gerektiğini savundu. Konferansta son olarak da Giessen Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Thomas Brüsenmeister ve asistanı Rene Grund, ‘dijitalleşmeye bağlı sosyolojik düşünce biçimleri’ konusundaki araştırmaları anlattılar.