Devlet onları yanlız bıraktı
Güncelleme Tarihi:
Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın verilerine göre, Almanya’da şiddete hazır 13 bin 500 aşırı sağcı vardır. Ve geçen yıl ülke genelinde aşırı sağcılar tarafından 945’i şiddet eylemi olmak üzere 20 bin 201 suç işlenmiştir. Ve Almanya’da aşırı sağ tehlikesi de tedirginliği de her geçen gün artmaktadır. Oysa ki, Almanların da bu ülkede yaşayan diğer insanların da daha önceki yıllarda yaşanan korkunç olaylardan ders almaları gerekmektedir.
Ben o zamanlar, Almanya’nın o dönemlerde hükümet merkezi olan Bonn’da yaşıyordum.
Artık Bonn Almanya’nın başkenti değildi.
Çünkü iki Almanya birleştikten sonra Federal Meclis 31 Ağustos 1990’da Berlin’i yeniden ‘Birleşik Almanya’nın başkenti ilan etmişti.
Almanya’da sığınmacı tartışmalarının yoğunlaşmaya başladığı bir dönemdi.
Helmut Kohl başbakanlığında CDU/CSU ile FDP’nin oluşturduğu koalisyon hükümeti, Alman Anayasası’nda değişiklik yapılarak İltica Yasası’nın sertleştirilmesini istiyordu.
GÖRÜNTÜLER TEDİRGİN EDİCİYDİ
İşte tam o günlerde Rostock-Lichtenhagen’de çoğu Doğu Avrupa ülkelerinden gelen Romanların kaldığı, duvarlarında ayçiçeği motifli mermerlerin bulunduğu, ‘Sonnenblumenhaus’ (Ayçiçeği Evi) denilen sığınmacı yurdunun önüne aşırı sağcı Neonazilerin toplanmaya başladığı haberleri yansımaya başladı televizyon ekranlarına.
Görüntüler tedirgin ediciydi.
Yalnız aşırı sağcılar değil, orada toplanan ‘normal vatandaşlar’ da “Yabancılar dışarı” sloganı atıyorlardı.
Ertesi gün Almanya’nın çeşitli kesimlerden ‘Skinheads’ (Dazlaklar), Neonaziler, Lichtenhagen’e akın etti.
Sığınmacıların kaldığı ‘Ayçiçeği Evi’ ile bitişiğindeki Vietnamlı işçilerin kaldığı yurtlara molotofkokteylli saldırıya girişti Neonaziler.
Camları, kapıları kırıp, ellerinde sopalarla içeri girerek, canlarını kurtarmak için Almanya’ya sığınan, Vietnam’da yıllarca süren kanlı savaştan kaçıp buraya gelen ‘zavallı insanlara’ saldırdılar.
HUKUK DEVLETİ PES ETTİ
İtfaiyenin müdahale etmesi engellendi.
Olay yerindeki polisler ise sayıları yetersiz(!) olduğu için saldırganları durduramadı.
Olay yerini dolduran binlerce insan, alkış tutarak saldırganları cesaretlendirdi.
Tedirgin edici bu görüntüler televizyon ekranlarına da yansıdı.
Politik sorumluluk taşıyanlar ne yaptı?
Ekran başında görüntüleri izlemekle yetinirken, İltica Yasası’nı sertleştirme tartışmalarını sürdürmeyi yeğledi.
Tam 4 gün süren saldırılardan sonra sığınmacılar ve Vietnamlılar otobüslere doldurularak başka kentlere dağıtıldı.
Yani hukuk devleti pes etti.
İşte Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, ırkçı saldırıların 30’uncu yıldönümü vesilesiyle Rostock-Lichtenhagen’de düzenlenen anma törenine katıldı perşembe günü.
Kendisine refakat eden Mecklenburg-Vorpommern Eyalet Başbakanı Manuela Schwesig ve Federal Hükümetin Göç, Sığınmacılar ve Uyum Sorumlusu Devlet Bakanı Reem Alabali-Radovan ile ‘Ayçiçeği Evi’nin önündeki anıta ‘ayçiçeği’ bıraktı.
Çok üzgündü...
“Bu bir anıttır. Bu, bize ülkemizdeki utancı hatırlatıyor. Yalnız molotofkokteyli atarak saldıranları değil, alkış tutarak onları cesaretlendirenleri de hatırlatıyor” dedi.
Her zaman doğru bildiklerini çekinmeden söylemekle tanınan Cumhurbaşkanı Steinmeier, “Onları da korumakla görevli olan hukuk devleti onları yalnız bıraktı” dedi.
Yani çok açık bir biçimde devletin bu insanlara sahip çıkmayıp, onları ölüm korkusuyla baş başa bıraktığını söyledi.
Steinmeier, halka demokrasiyi güçlendirme, aşırı sağa karşı kararlı mücadele verme ve ‘zayıflarla’ dayanışma sergileme çağrısında bulundu.
Özel televizyon kanallarından WELT, Lichtenhagen’den canlı yayın yaparken, ekrana bisikletiyle oradan geçen ve ‘Hitler selamı’ veren bir çocuğun görüntüsü yansıdı.
Kısa bir süre sonra polis tarafından yakalanan çocuk 13 yaşındaydı.
Cumhurbaşkanı Steinmeier, “Lichtenhagen’den ders almalıyız” dedi ama belli ki daha ders almayan ve ders almak istemeyen büyüklü, küçüklü Almanlar var.