Güncelleme Tarihi:
UYUM ve Göç Araştırması Alman Merkezi (DeZim) ve Almanya Uyum Vakfı’nın (DSI) iş birliğiyle ‘Resmi Dairelerde Çeşitlilik’ başlığıyla yapılan bilimsel araştırmada, daha önceki yıllarda olduğu gibi Almanya’da yaşayan göçmen kökenlilerinin oranı yüzde 27.2’yi bulduğu halde, devlet daireleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan göçmen kökenli oranının yüzde 12’yi geçmediği saptandı. Araştırmanın detaylı sonuçları Federal Basın Dairesi’nde düzenlenen bir toplantıda açıklanırken, Almanya gibi nitelikli iş gücüne ihtiyaç duyulan bir ülkede, göçmen kökenlilerin mi daha az başvuruda bulundukları yoksa kökenleri nedeniyle kendilerinin daha az kabul gördüğü soruları gündeme geldi.
Ev sahibi konumundaki Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit, Almanya’ya iş gücü göçünden yaklaşık 70 yıl sonra devlet daireleri ile kamu kurum ve kuruluşlarındaki göçmen kökenlilerin oranının hâlâ bu denli düşük olmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. “Göçmen kökenli stajyerlerin, sözleşmeli personel ve memurların sayısını artırmaya kararlıyız” diyen Hebestreit, SPD, FDP ve Yeşiller’den oluşan koalisyon hükümetinin bu yönde gereken her türlü adımı atacağının sözünü verdi. “Göçmen kökenli insanların kendilerini buralı hissetmelerini istiyoruz” diyen Hebestreit, özellikle göçmen kökenli gençlere “Bewerben Sie sich!” (Başvuruda bulunun!) çağrısında bulundu.
ÖN YARGILI SORULAR!
“Çeşitlilik resmi dairelere nasıl getirilir” adı altında yapılan anket ve bilimsel araştırma hakkında bilgi veren ‘DeZim’ çalışanlarından Hannah Arnu, Sabrina Zajak ve Annett Graefe-Gesuch, katılımcıların genelde kamu kurum ve kuruluşları ile devlet dairelerine ‘iyi bir iş yeri’ ve ‘iyi bir işveren’ gözüyle baktıklarının altını çizdiler. Katılımcıların yüzde 64’ünün Almanya Uyum Vakfı bursiyeri olduğunu, yüzde 65’inin Almanya’da doğduğunu, yüzde 94’ünün liseyi bitirdiğini ve bunlardan yüzde 76’sının yüksek okul mezunu olduğunu belirtirken, yüzde 98’inin iş başvurusu görüşmelerinde ve daha sonraları iş yerlerinde kendileri ve ailelerinin Alman olup olmadığının sorulduğunu söylediklerini de açıkladılar. Bu sorunun da daha ziyade dış görünümleri, ten ve saç renkleri nedeniyle kendilerine yönetildiğini düşündüklerine dikkati çektiler. Aynı zamanda önemli bir bölümünün başvuru görüşmeleri sırasında kendilerine ön yargılar içeren sorular yönetildiği görüşünü paylaştıklarına da. Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 75’i ise iş başvurusu görüşmelerinde ve daha sonraki dönemlerde iş yerlerinde ayırımcılık yapıldı.
NE YAPILMALI?
Araştırma sonucunda göçmen kökenlilerin devlet daireleri ile kamu kurum ve kuruluşlarına daha fazla başvurmaları için bazı tavsiyelerde de bulunuldu.
* Göçmen kökenli iş ararken daha ziyade sosyal medya kanallarını kullanıyor. ‘INTERAMT’ gibi merkezi iş ilanlarına az ilgi gösteriyorlar. O nedenle göçmen kökenlileri bilgilendirme kanalları çoğaltılmalı.
* Rol modeller ve kişisel ilişki ağları iş arayışında etkin rol oynamaktadır. Farklı cemiyetlerle irtibata geçerek bilgilendirme kanalları artırılmalıdır.
* Dışlanma endişesiyle başvuruda bulunan göçmen kökenliler eksik bilgiler verebiliyor. Bu tedirginliklerin giderilmesi için çalışmalar yapılmalı.
HİÇ DE ADİL DEĞİL
Berlin’deki tanıtım toplantısında Almanya Uyum Vakfı (DSI) Genel Müdürü Mikolaj Ciechanowicz, kuruldukları 2008 yılından beri binlerce göçmen kökenli gence destek verdiklerini ve bu desteği sürdüreceklerini söyledi. Ciechanowicz, devlet dairelerinde göçmen kökenli personel ve memur oranının yükseltilmesi gerektiğinin kaçınılmaz olduğunu da vurguladı.
DSI bursiyerlerinden Paulina Olenga Tete ile Darius Sultani de kendi yaşadıkları kişisel olaylardan ve tecrübelerinden örnekler verdiler. “Zaman zaman biz bu staj yerine yetilerimiz sayesinde mi yoksa göçmen kökenli olduğumuz için mi kabul edildik düşüncesini taşıdık” dediler. Dışlanmalar yaşadıklarını da söylediler. Aynı zamanda göçmen kökenli oranına göre devlet daireleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların oranının bu denli düşük olmasına “Hiç de adil değil” diyerek tepki gösterdiler.