Güncelleme Tarihi:
Gazeteden arkadaşım Uğur Çebi ile maçı izlemeye giderken, yollarda, caddelerde Eintracht Frankfurt’un renkleri olan siyah kırmızı renkler hakimdi. Ama arasında kırmızı beyaz renkler içindeki formalarıyla maça gidenlerde yok değildi.
Öyle ki bunlar birbirleriyle sohbet ediyorlar, Frankfurt’lu ve Mainz’lı taraftarlar güle oynaya beraberce, kolkola maçı izlemeye gidiyorlardı. Commerzbark Arena önünde birlikte biralar, ve elma şaraplarını yudumlayan karşıt taraftarlar daha sonra kendilerine ayrılan tribündeki yerlerini aldılar. Giderkende Frankfurtlu ve Mainzlı taraftarlar “Maç sonrası görüşmek üzere” diyerek birbirleriyle randevulaşıyordu..
İki komşu kentin derbisi, görülmeye değerdi . Commerzbank Arena’ya girdiğimde alışılmışlığın dışında büyük bir sessizlik vardı. Almanya’da profesyonel futbol liglerindeki güvenlik önlemleriyle ilgili 12 Aralık tarihinde oluşturulacak yeni konsepte tribünler tepki gösteriyordu. Yeni düzenlemelerle haklarının sınırlandırıldığını belirten taraftarlar, üç hafta boyunca ilk 12 dakika 12 saniyesinde tribünde susma kararı almışlar, bunu ilk kez uyguluyorlardı. Kimseden çıt çıkmıyordu, o sloganlarla, ve Eintracht’ın marşlarıyla inim inim inleyen Arena’da sessizlik vardı.
Bu sessizlik üzerine kendisine maçtan sonra soru yöneltilen, Mainz Teknik Direktörü Peter Tuchel, “Sanki yüzme havuzundaymış gibi hissettim kendimi. Hiç böyle bir maça başlamıştık. Sessizlik ve futbol maçı çok garip” demesi de ilginçti. Maçın 12. dakika ve 12. saniyesi oynanırken müthiş bir, “Eintracht, Eintracht” sesleri Arena’yı inletirken, az da olsa Mainz’lı 5 bin taraftarda kendi takımlarının ismini söylediği farkediliyordu.
İlk kez belkide Alman Futbol Federasyonu’nun önlemi olsa gerek sahada havai fişenk ve patlayıcı maddeler atılmadı. Mainz’ın gelen 3 golüne Frankfurt, Mainzlı futbolcunun kendi kalesine attığı bir golle karşılık verince Eintracht Frankfurt sahasında ilk kez yenilgiyle tanışıyordu.: 1-3.
Ayrıca bu zaferle Mainz ilk kez Frankfurt’ta galip gelme prömiyerini de yaşadı. Maçın bitiş düdüğüyle birlike futbolcular birbirlerini tebrik ediyor, sanki bir dostluk maçı oynamış gibiydi. Maçtan çıkan Frankfurt ve Mainzlı taraftarlar birbirleriyle buluşma heyecanında yaşadılar. Tekrar bira standlarında birbirlerine bira, elma şarabı ve çeşitli likörler ikramında bulundukları dikkat çekiyordu. Bazılarıda evine gitmek için acele ederken, “Mainz’da buluşmak üzere” diyerek randevulaşıyorlardı, arkadaşlarıyla, rakip taraftarlarla İki komşu kentin derbi maçı beni Türkiye’ye götürdü bir anda.
Türkiye’deki Fenerbahçe-Galatasaray maçlarını göz önüne getirdim. Kavga, döğüş, taş ve çeşitli eşyaların taraftarların birbirine fırlatması, binlerce polis, alarm sirenleri, koşuşturmalar, yaralananlar. Ve son yıllardaki rakip takım seyircisi derbide yer alamaz yasağı. Seyirciye derbide olsa kendi takımlarının maçını izleme hakkınının elinden alınması. Tek dileğim, böyle bir derbinin darısı Türkiyemizin başına.