Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’nın Werl kentinde psikoterapist Dr. Niyazi Özdemir, DİTİB Plettenberg Eyüp Sultan Camisi’nde cemaati sağlık konusunda bilgilendirdi. Özdemir, depresyonun Almanya’da Türklerde daha fazla görüldüğünü belirterek, depresyon ilaçlarının mutlaka kullanılmasını ve yan etkilerinin olmadığını söyledi. Özdemir, göçün ilk yıllarındaki sağlık tablosunun değiştiğini vurgulayarak şöyle konuştu:
“Depresyon günümüzde en çok duyduğumuz bir tıbbi terim. Almanlara göre göçmen kökenli Türkler’de daha sık görülmeye başlandı. Göçün ilk yıllarında tepeden tırnağa muayene edilerek buralara geldik. O zamanlar Türkler arasında depresyon çok azdı ve Almanlar arasında daha sık rastlanıyordu. İlerleyen yıllarda durum tersine döndü ve Almanlarda daha az rastlanırken Türklerde çoğaldı. Artık depresyon bir göçmen Türk hastalığı oldu. Sayı olarak kadın ve erkekler eşit.”
İlaçlar bağımlılık yapmaz
Özdemir, sağlık için hormon dengesinin önemli olduğunu belirterek, doktorlar tarafından yazılan reçetenin aynen uygulanmasını tavsiye etti.
Özdemir, “Depresyon bir nevi mutluluk hormonunun eksikliğinden kaynaklanıyor diyebiliriz. Tıbbi olarak bunun, hormonların psikoloji üzerine etkileri çoğu zaman bilinmez. Noradrenalin, dopamin ve serotonin hormonları biz de psikolojik olarak iyi olma hissi uyandırır. Bunlardaki dengesizlik depresyon oluşmasına neden olur. Bu nedenle de depresyon ile bu hormonlar arasında önemli ilişki vardır. Bazı depresyon hastaları, verilen depresyon ilaçlarını bağımlılık yapıyor ya da uyutuluyorum gerekçesiyle almıyorlar. Biz bunu yaptığımız kan testinde tespit ediyoruz. Oysa bu düşünce tamamen yanlıştır. Yazılan depresyon ilaçlarının hiçbir yan etkisi yoktur ve mutlaka alınmalıdır. Yoksa hastalık ilerler” dedi.
İki yılda bir Check-up hakkınızı kullanın
Türklerin genellikle haklarını bilmediklerini ve bu yüzden de bazı sağlık imkanlarından yeterince faydalanamadıklarını belirten Dr. Özdemir, “35 yaş üstü herkesin iki yılda bir kez Chek-up yaptırma hakkı vardır. Eğer iki yılda bir bu hak kullanılmazsa hakkınız olan parayı hastalık kasasına hediye etmiş oluyorsunuz. Hem unutulmamalıdır ki erken teşhis hayat kurtarır. Ev doktorları hastalarını bu yönde bilgilendirip, yönlendirmiyorlar. Hasta Check-up talebini kendisi yapmalıdır. Bu hakkını kullanan Türk hastalarının oranı yüzde beşi geçmiyor.”