Güncelleme Tarihi:
O dönemde Anadolu Ajansı muhabiri olan Dodanlı, idam sürecine ve o gece yaşananlara ilişkin anılarını ve izlenimlerini de kitapta topladı. 1978'de "Darağacı" ismiyle yayınlanan, ancak aynı yılın Temmuz ayında toplatılan kitap, bu yılın Mayıs ayında "Hepiniz Su?lusunuz" adıyla yeniden okurla buluştu.
Dodanlı, kitabına ilişkin bilgi verirken, Deniz Gezmiş olayını başından sonuna kadar takip eden bir gazeteci olduğunu ve Anadolu Ajansı'nda 3 kişilik bir ekiple süreci yakından izlediklerini belirtti.
İdam kararı verildikten sonraki safhaları da izlediğini ve bu sırada Gezmiş hakkında idam kararını veren Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı Tuğgeneral Ali Elverdi ile de sık sık diyaloğunun olduğunu aktaran Dodanlı, gazetecilikte güven sağlamanın ?ok önemli olduğunu ifade etti.
Kendisinin süre?le ilgili tüm gelişmelerden konuyu yakından takip ettiği i?in haberinin olduğunu ifade eden Dodanlı, şunları söyledi:
"Ali Paşa'ya, 'eğer bu verdiğiniz karar kesinleşir, Yargıtay'dan ge?erse, Meclis'ten ge?er ve onaylanırsa idam safhasını Ajans muhabirleri olarak izleyebilir miyiz' dedim. ?nce 'mümkün değil' karşılığını verdi. Sonra 'ama sen bütün duruşmaları takip eden bir muhabir olarak o gün idamın infaz edileceği yerin kapısına kadar gelebilirsen, söz seni i?eri alacağım' dedi. 'Paşam, o nasıl olacak' dedim, 'karışmam, eğer gelebilirsen' karşılığını verdi.
Nihayet geldik 5 Mayıs 1972 Cuma gününe... ?ğleden sonra 3 arkadaş ?ıktık biz ajanstan, Askeri Yargıtay'a gittik. Şimdiki Ankara Radyosu'nun yanındaki Türk Hava Kurumu'nun tam arkasındaki binaydı. Tüm hakimlerle tanışıyoruz, odalarına giriyoruz. Her gün "buyurun, ?ay i?in' derken, o gün 'şimdi ?alışıyoruz, meşgulüz' dediler. Biz de ne olacağını biliyoruz. Bizi dışarı ?ıkardılar, ama gitmedik, kapının önünde bekledik.
Saat 17.15'te bir memur koltuğunun altında defterle ?ıktı. 'Nereye gidiyorsunuz' diye sorunca, savcılığa gittiğimizi söyledik. Askeri Yargıtay'da kararın düzeltilmesi istemi reddedildi, o nedenle de infaz savcılığına gidiyor, o belli. Hemen birimiz oraya gittik, ikimiz Ajans'a geldik. Müdürümüz Adnan Bey vardı, ona bahsettik, bunu eşinize dahi söylemeyin, hele ajanstaki arkadaşlarınıza hi? söylemeyin dedi. Bunun üzerine konuyu sakladık."
"İKİ DAKİKA ?YLECE BAKTI"
Arkadaşı Hasan Şahan'ın kalp rahatsızlığı olduğunu ve idam gecesi yaşanacaklara tahammül edemeyeceğini ifade ettiğini anlatan Dodanlı, bir arkadaşının da nöbet?i muhabir olarak kaldığının, kendisinin tek başına yola ?ıktığını söyledi.
O dönemde gece 24.00'ten itibaren sokağa ?ıkma yasağının uygulandığını belirten Dodanlı, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Akşam üzeri Anadolu Ajansı'nın arabasıyla yola ?ıktık. Ancak Samanpazarı'nda bizi ?evirdiler. Bana, 'Nereye gidiyorsunuz' diye sordular. Onlara, 'evime gidiyorum, kartım var' dedim. Cezaevine yakın olduğu i?in Dörtyol'da oturduğumu söyledim. Sonra, 'beni Ali Paşa'ya götürün, ona bir mesajım var' dedim. Oraya vardık. Ambulans tipi arabayla Deniz Gezmiş getirildi. Defalarca konuştuğum, aylarca mahkemelerde takip ettiğim bir ?ocuk. Göz aşinalığı da var. Zor bir duyguydu. İki dakika öylece baktı.
Yaklaşık 5 dakika sonra Ali Elverdi geldi, ?abuk ?abuk konuşurdu, 'kim beni arıyor' diye sordu. Komando erlerinin arasında duruyordum. 'Sen misin, gel, gel" dedi. İ?eriye aldı beni. Sonra, 'sen deli misin, nasıl yaparsın bunu' diye sordu ve bu durumdan kimseye bahsetmememi istedi. 28 yıl bahsetmedim, ajansta dahi Ali Elverdi'nin isminden kimseye söz etmedim. Sonra bir televizyon programına ?ıkacaktım ve kendisini aradım. 'Paşam, ben televizyona ?ıkacağım, seni oraya kim soktu derler, ?ok ısrar ederlerse isminizi vereyim mi' dedim. 'Yasal takip süresi bitti, zaman aşımına uğradı, istersen ver' karşılığını verince rahatladım."
İdam gecesi Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının boynuna asılan yaftaları da aldığını ifade eden Dodanlı, "Deniz'in odasına girdik, ona yaftadaki özeti okudular. İki ?ay i?ti Deniz Gezmiş, babasına mektup yazdırdı, idama gitmekte olan bir insanın kafası ne kadar karışık olur bilemem ama ?ok edebi bir mektup yazdı" dedi.
Daha sonra Gezmiş'in ellerini ?özdüklerini belirten Dodanlı, "Son olarak arkadaşlarımı görmek istiyorum dedi. Ondan sonra önce Deniz'i ?ıkardılar. İskemleyi ben kendim devireceğim, sakın kimse dokunmasın dedi" sözleriyle izlenimlerini aktardı.
Burhan Dodanlı, sonradan o gece ve önceki süre?te yaşananları kitapta topladığını, ancak kitabın 4. baskısında toplatıldığını söyledi. Dodanlı, 30 yıl aradan sonra kitabı "Hepiniz Su?lusunuz" ismiyle yeniden okurla buluşturduğunu kaydetti.