‘DAVA, oyları bölecek’

ALMANYA’da 9 Haziran’da yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine katılacak partiler belli oldu. Federal Seçim Komisyonu, 35 partinin AP seçimlerine katılmasına izin verdi. Bunlar arasında Köln’de 21 Şubat 2010’da kurulan BIG Partisi (Yenilik ve Adalet için İttifak) ile daha önce UID’de aktif görevde bulunan Türklerin öncülüğünde kurulan DAVA (Çeşitlilik ve Uyanış için Demokratik İttifak) partisi de yer alıyor. Fatih Zingal başkanlığında yeni kurulan DAVA, Alman medyasında “Türkiye’nin ve AK Parti’nin uzantısı” şeklinde eleştirilerin hedefi olmuştu. DAVA’ya bir eleştiri de 15 yıl önce kurulan BIG Partisi’nden geldi. BIG Partisi Genel Başkanı Haluk Yıldız, Genel Başkan Yardımcısı İsmet Mısırlıoğlu ile AP seçimleri hakkında bilgi verdi.
Almanya’da 9 eyaletteki 40 şehirde teşkilatları olan BIG Partisi’nin 10 şehirde de belediye meclis üyeleri var. Haluk Yıldız, haziran ayındaki seçimin kendileri için 57. seçim olacağını belirtirken, “Şu ana kadar 9 eyalet seçimi, 1 Federal Meclis seçimi, 2 AP seçimine ve 40’tan fazla da yerel seçime katıldık” dedi. Ana hedeflerinin, Almanya’da yaşayan hangi ırktan, kültürden olursa olsun, herkesin kimliklerini, değerlerini korumak ve haklarını elde etmelerini sağlamak olduğunu belirten Yıldız, DAVA hakkında da değerlendirmelerde bulundu:

‘ÇÖZÜM ÜRETEN, KUCAKLAYICI’
“DAVA’yla ilgili Alman kamuoyunda ve medyasında bir dış organizasyonun gölgesinde siyaset yaptığı algısı oluştu. Şimdi bazı insanlar, genel konuşacak olursak, arkasını bir yere yaslamaya çalışıyor. Bir şeyin gölgesinde siyaset yapmaya çalışıyor. Bunu ne etik ne de doğru buluyorum. Yani adı ne olursa olsun, genel anlamda toplumda şu anda genel algı bu. Yani bir siyasi yapının burada bir nevi gölgesinde siyaset yapılıyor algısı var. Yapılıyor ya da yapılmıyor, onu sonuçta göreceğiz. Bunu pozitif görenler var ama ben bunu çok pozitif göremiyorum. Çünkü bu seçmene karşı dürüst bir duruş değil. Yani sonuçta bizim Almanya’daki hedefimiz ayrıştırmak değil, insanları birleştirmek yani etnik bir siyaset veya dini bir siyaset değil, gerçekten toplumu kucaklayıcı, toplumun ana sorunlarına çözüm üreten siyaset.”

‘ALMANYA’DA KANUNEN YASAK’
“Biz hiçbir zaman dış yapının gölgesinde siyaset yapmadık. Bu dış yapı, bir organizasyon, bir parti olabildiği gibi bir devlet de olabilir. Biz gerçekten bağımsız siyaset yaptık. Bu da seçim sonuçlarından da belli oluyor. Yani bugün BIG Partisi almış olduğu bütün oyları kendi hakkıyla aldı. Yani bir partinin desteği, bir hükümet desteği yok. Böyle bir şey yani kanunen de yasak Almanya’da. Böyle bir algıyla girmedik. Bu algıyı her zaman üzerimizden atmaya çalıştık. DAVA’nın Türk ağırlıklı bir çıkışı var. BIG çok farklı. Biz kurulduğumuzda partimizde Türkler azınlıktaydı. Özellikle Faslılar, Afrikalılar, Balkan ülkeleri ve Türkler de tabii işin içindeydi. Yani şu anda bizde 42 milletten insan var ve aday listemize baktığımız zaman da yanılmıyorsam 12-13 ülkeden etnik köken var. Yani şunu demek istiyorum; biz sadece Türkler endeksli siyaset yapmadık. Bunun da yapılmasını doğru bulmuyoruz. DAVA, etnik bir siyaseti yapıyor anlamında söylemiyorum ama görüntüyü söylüyorum. Daha önce de ADD adlı etnik siyaset yapan bir parti kuruldu ve en fazla 2-3 sene dayanabildi. Bu bir maraton. Hakikaten davası olanlar bu yolda devam edebiliyor. ‘Biz bir şansımızı deneyelim’ mantığıyla girilmesi seçmene de aslında haksızlık. Demokratik olarak da çok sağlıklı gördüğümüz bir davranış değil ama dediğim gibi yani sonuçta bu demokrasi, isteyen parti kurabilir ve her türlü seçime girebilir.”

‘GÖÇMEN TOPLUMUN ALEYHİNE’
BIG Genel Başkanı, DAVA’nın AP seçimlerine girmesiyle oyların bölünüp bölünmeyeceği yönündeki soruya ise şu cevabı verdi: “AP seçimlerinde baraj yok. Ancak oylar bölünecek mi, evet bölünecek. Bu da göçmen toplumun aleyhine olan bir şey ve üzücü. Ama bu bizim elimizde olan bir şey değil. Yani bize kimse gelip de var olmamızı bildiklerine rağmen bir teklifte bulunmuş veya işte ortak nasıl çözüm üretilir diye girişimde bulunmuş değil. Çocuk oyuncağı değil yani, sonuçta biz burada çok büyük bir kitle değiliz ki, oyları bölme lüksümüz olsun. Yani oyları bölmemiz, özellikle baraj olmayan bir seçimde sonuçta seçmen açısından negatif bir getirisi var.”