Güncelleme Tarihi:
Aynı zamanda Çağdaş Hukukçular Derneği Antalya Şubesi Başkanı olan Nusret Gürgöz, DHA muhabirine yaptığı açıklamada, adını açıklamadığı müvekkili adına 3’üncü İdare Mahkemesi’ne açtıkları davada, ailenin talebi doğrultusunda karar verildiğini, ancak Danıştay 8’inci Dairesi’nin yerel mahkemenin kararını esastan bozduğunu bildirdi.
Avukat Gürgöz, Danıştay 8’inci Dairesi’nin kararında, 2005’te yapılan bir başvuru üzerine, ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan din kültürü ve ahlak bilgisi ders kitaplarının sosyolojik ve pedagojik yönden incelendiğinin belirtildiğini; bilirkişi incelemesinin ardından 2005-2006 eğitim öğretim yılında 4, 5, 6, 7 ve 8’inci sınıflar için hazırlanan ders kitaplarının Talim ve Terbiye Kurulu’nun kararıyla yürürlükten kaldırıldığını, 2007-2008 eğitim öğretim yılında da yeni programın yürürlüğe girdiğine atıfta bulunduğunu söyledi.
Kararda, aynı yıldan itibaren okutulan ders kitaplarında din öğretiminde bir mezhebin veya tarikatın esas alınmadığı, kitapların genel olarak mezhepler üstü yaklaşım esas alınarak hazırlandığına işaret edildiğini anlatan Gürgöz, Danıştay’ın özetle, müfredatta yapılan değişiklik sonucu, bu derste nesnel ve rasyonel bir şekilde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretiminin verildiğini vurguladığını kaydetti. Gürgöz kararda, ’Davacının başvuruda bulunduğu 18 Kasım 2008 tarihinde uygulanan müfredatla din eğitimi yapılmayıp, Anayasa’nın 24. maddesine uygun olarak din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimi yapılmakta olup, anılan madde uyarınca da bir eğitim zorunludur’ denildiğine işaret ederek, davacının çocuğunun bu dersten muaf tutulması isteminin reddinde, mevzuata aykırılık görülmediği yönünde karar alındığını bildirdi.
DİN DERSİ POZİTİF BİLİME DAYANMIYOR
Avukat Nusret Gürgöz, kararın hukuka uygun olmadığını savunarak, "Danıştay, din dersini aynen coğrafya ve matematik gibi bir ders olarak nitelendirmiş. Oysa coğrafya, matematik pozitif bilimleri içeren bir derstir. Din dersi ise inanç kaynaklı ve uhrevi dünyayla ilgili bir derstir. Dolayısıyla Danıştay’ın değerlendirmesi doğru değildir" dedi.
Kararın 10 gün kadar önce ellerine ulaştığını ve hemen karar düzeltme talebinde bulunduklarını anlatan Nusret Gürgöz, karar düzeltme talebinin kabul edilmemesi halinde, davanın yeniden Antalya 3’üncü İdare Mahkemesi’nde görüleceğini ve gerekirse yeniden temyiz edileceğini belirterek, "Türkiye’deki iç hukuk yollarını sonuna kadar kullanacağız. İç hukuk yolları tükendiğinde de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağız" diye konuştu.
Danıştay 8’in Dairesi’nin, din dersi müfredatının ’eğitim’ değil ’öğretim’i öngördüğünü ve hiçbir inanca pozitif ayrımcılık yapılmadığı gerekçesiyle mahkeme kararını bozduğunu belirten Gürgöz, şöyle devam etti:
"Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Sözleşmesi’nin 9’uncu maddesi, hiçbir dini inancın kendi iradelerinin dışında öğretilemeyeceğini vurguluyor. Mahkemeye verdiğimiz dilekçede ailenin Ailevi olduğuna dair hiçbir ibare yok. Biz din dersi ailenin felsefi inançlarına aykırı olduğu için dava açmıştık. Öğrencinin ailesi ateist. Yani dinsel inançların tamamını reddediyor. Aile Alevi olsa dahi bu yapılan öğretim değil, eğitimdir. Dini inanç eğitilir, öğretilmez. Din pozitif bilim değildir. Herhangi bir dini inanca sahip aile, ’Çocuğuma din dersi verilmesini istemiyorum’ derse onun tercihine saygı duyulmalıdır. Devlet, hiç kimseye dini zorla öğretemez ve eğitim de veremez."