Damak tadında uyum sağlandı

Güncelleme Tarihi:

Damak tadında uyum sağlandı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 29, 2009 00:00

Et ve süt mamulleri sektöründe Avrupa'nın önde gelen toptancıı şirketlerinden Yayla - Türk'ün sahibi ve genel müdürü Zekeriya Yasemin, "Damak tadında Türkler Avrupa'ya uyum sağladı. Artık bol acılı, baharatlı klasik Türk gıdalarına talep azalıyor. Bu yüzden biz her ürünümüz belirli aralıklarla yüzlerce kişiye tattırıyoruz" diyor.

Haberin Devamı

Et ve süt mamulleri sektöründe Avrupa'nın önde gelen toptancıı şirketlerinden Yayla - Türk'ün sahibi ve genel müdürü Zekeriya Yasemin, "Damak tadında Türkler Avrupa'ya uyum sağladı. Artık bol acılı, baharatlı klasik Türk gıdalarına talep azalıyor. Bu yüzden biz her ürünümüz belirli aralıklarla yüzlerce kişiye tattırıyoruz" diyor.


Fransız gastronomisinin kurucularından ve 1826'da yayınladığı La Physiologie du Gout (Tad Psikolojisi) adlı kitabı alanında temel eser kabul edilen Jean Anthelme Brillat-Savarin peynir için "Tarifi imkansız bir lezzet" diyor. Dünyada 1000"den fazla peynir çeşidi olduğu söyleniyor. Elde kesin kanıt olmamakla birlikte peyniri ilk kez yaklaşık 8000 yıl önce Mezopotamya vadisinde çobanların ürettiği sanılıyor. Fransa’da 774 yıllık „Confrérie des Chevaliers du taste fromage de France“ (Peynir Şovalyeleri Kardeşliği) adlı saygın bir kuruluş var. Bu tarihi kuruluş peynirin nesilden nesile aktarılması için seçkin gurmelere törenle "Şövalye" ünvanı veriyor. Avrupa’nın önde gelen et ve sütlü mamuller toptancısı Yayla - Türk’ün sahibi Zekeriya Yasemin’e (51) de bu kuruluş tarafından "Peynir Sövalyesi" ünvanı törenle verilmiş. Şovalye olduğunu gösteren altın iğneyi yakasında gururla taşıyor. Yılda iki kez bir şatoda toplanıp peyniri konuşuyorlarmış. Zekeriya Yasemin, bugüne kadar bu unvan verilen Fransız vatandaşı olmayan ikinci kişi olmuş. Zaman zaman toplanıp peyniri konuşuyorlar.


* * *

Haberin Devamı


Merkezi Almanya'nın Krefeld kentinde olan Yayla - Türk firması 200’ü aşkın değişik ürünü toptan satıyor. Türkiye ve Avrupa’daki firmalarında 300’ü aşkın işçi çalıştırıyor. Yılda iki haneli rakamlarla ifade edilen bir cirosu var. Mersinli Yasemin Ailesi’nde kabzımallık nesilden nesile babadan evlada geçer. Baba Yasemin 1969’da bir sağlık sorunu nedeniyle Türkiye’deki işini tasfiye edip Almanya’ya gelip yerleşmiş. Zekeriya Yasemin’i de Türkiye’de ilkokulu bitirir bitirmez 11 yaşında Almanya’ya getirmişler. Krefeld’de ortaokula yazdırmışlar. "Tek kelime Almanca bilmiyordum. Çok çalıştım, kısa sürede Almanca’yı söktüm. Çok zor günlerdi. Ama hiç sınıfta kalmadan liseyi bitirdim" diyor.


* * *

Haberin Devamı

Ailenin genlerinde ticaret var ya hemen ticarete atılmış. Önce bir seyahat acentası kurmuş. Bir arkadaşıyla birlikte ufaktan sebze ve meyve ithaline başlamış. Bu arada 350 adet beş kiloluk çam fıstığı otomatı satın alıp kahvelere, birahanelere yerleştirmiş. "Türkiye’den getirttiğim çam fıstığını dolaşıp otomatlara dolduruyordum. Bir mark atıyordun. 13 adet fıstık çıkıyordu. Ciddi gelir getiren bir işti" diyor. 1991’de Doğan Sırcanlı’dan o dönem sadece bölge çapında faaliyette olan Yayla firmasını satın alıp bugünlere getirir. "Bugün binlerce ton et ve süt mamulümüz Türk ve Alman marketlerinde satılıyor. Yılda sadece 12 bin ton yoğurt satıyoruz" diyen Zekeriya Yasemin, Türkiye’de de kırmızı ve beyaz et alanında iki ayrı firmasıyla da iddialı olduklarını söylüyor.


* * *

Haberin Devamı

"Türklerin büyük bölümü bilinçli alışveriş yapmıyor" diyen Yasemin "Gıda alışverişlerinde ürünün içeriğine, kalitesine bakmıyorlar. Önce fiyata bakıyorlar. Bu da kalite yerine fiyatta haksız rekabete yol açıyor. Halbuki kaliteli ürün mutlaka pahalı olacak diye bir şey olmaz ama kalite yüksek maliyet demektir. Bilinçli tüketici kalite ve fiyat dengesine bakar. Bu çok önemli" diyor.



İşten fırsat buldukça tenis oynayan beş çocuk babası Yasemin, "Doğa tutkunuyum. Ormanda koşarım. Saatlerce balık tutarım. Antalya/Elmalı’daki çiftliğimdeki ağaçları tek tek bilirim. Oradaki bodur elmalar dünyanın en tatlı elmalarıdır" diyor.


Zekeriya Yasemin'in Avrupalı Türkler'in damak tadı ile ilgili gözlemleri de şöyle; Avrupa’daki Türkler'in damak tadı da değişime uğruyor. Gıda da uyum sağlıyoruz. Özellikle genç nesil arasında acılı, çok baharatlı ürünlere talep azalıyor. Dolayısıyla bizim her ürünümüz Alman marketlerinde de Türk marketlerinde de aynı ilgiyi görüyor. Bu da damak tadı değişiminin en güzel bir göstergesi. Bu yüzden her yeni ürünü hem piyasaya çıktıktan sonra hem de daha sonra belirli aralıklarla her ülkede yüzlerce kişiye tattırıyoruz.

* * *


Yayla - Türk’ün bir dünya markası olması yolunda hızlı adımlarla ilerlediği anlaşılıyor. Firma bünyesinde bir çalışma grubu olduğunu söyleyen Yasemin, ‘Tüm Avrupa ülkelerinde varız. New York’taki süt mamulleri üreten tesisimiz var. ABDli ortağımız ile ağırlıklı olarak yoğurt üretiyoruz. Yakında Avustralya’ya da açılıyoruz. Orada da ya bir üretim tesisini faaliyete geçireceğiz ya da bir ortakla yol çıkacağız" diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!