Çünkü neonaziler aklımıza gelmedi

Güncelleme Tarihi:

Çünkü neonaziler aklımıza gelmedi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 21, 2013 18:57

Bavyera Meclisi'nde NSU cinayetlerini araştırmakla görevli komisyon Münih Polisi eski Cinayet Masası Şefi Josef Wilfling'i dinledi. Wilfling komisyona verdiği ifadede, "Türkler arasında organize suçlar yaygın olduğu için failleri hep bu yönde aradık. Kurbanların yakınlarının telefonlarını da dinledik" dedi.

Haberin Devamı

MÜNİH eski Cinayet Masası Şefi Josef Wilfling, Bavyera Meclisi'nde sekizi Türk 10 kişinin kurban gittiği NSU cinayetlerini araştırmakla görevli komisyona verdiği ifadede, zanlılara ulaşmak için kurban yakınlarının telefonlarının dinlendiği söyledi.

Komisyona verdiği ifadesinde, NSU terör örgütü üyelerinin Münih'te işlediği Habil Kılıç ve Theodoros Bulgaridis cinayetlerini bizzat kendisinin araştırdığını söyleyen Wilfling,

"Türkler arasında organize suçlar yaygın olduğu için failleri hep bu yönde aradık. Ben dahil kimsenin aklına neonaziler gelmedi. Tüm işaretler organize suç şebekelerini gösteriyordu" dedi.

TÜM İMKANLARI KULLANDIK
Deneyimli polisin ifadesine göre 2001 Ağustos ayında neonazi katillerin kurşunlarına hedef olan Habil Kılıç'ın çevresinde araştırma yapan emniyet güçleri, Kılıç'ın o zamana kadar neler yaptığını, kimlerle görüştüğünü, özel hayatını tüm inceliklerine kadar araştırmış.

Habil Kılıç'ın aile fertlerinin telefonlarını dinleyen polis, 11 yaşındaki kızının tek başına ifadesine başvurmuş. Olayı çözmek amacıyla Türkler arasına gizli ajan soktuklarını da itiraf eden Wilfling, faillere ulaşmak için Nürnberg'te polis tarafından işletilen sahte dönerciyi de savunarak,

"Medya bizimle şimdi 'böyle bir şey olur mu' diye dalga geçiyor. Ne yapsaydık? Kimseden bilgi alınamıyor, tüm aile fertleri korkudan susuyordu. Faillere ulaşmak için elimizde ne imkan varsa onu kullandık" diye konuştu.

GÖRÜLMEMİŞ PROFESYONELLİK
2001 yılında Kılıç cinayetine paralel olarak Almanya'nın başka kentlerinde özellikle Türk kökenli uyuşturucu şebekeleri içinde cinayetler işlendiğini söyleyen Wilfling,

"Hal böyle olunca aynı silahla öldürülen şahısların faillerini bulmak için de soruşturma bu yönde yapıldı" dedi.

Şimdi gerçek katillerin kim olduğunu bildiklerini, ama o zamanki işaretlerin başka yönleri gösterdiğini ifade eden Wilfling,

"Bu cinayetler işlenene kadar neonazilerin tabanca kullandığı görülmüş bir olay değildi. Neonaziler cinayetleri göstere göstere saklanmadan yapıyorlardı. Öyle olsa failleri iki günde bulurduk. Bir de kurbanların hepsini Türklerin arasında seçmeleri de normal değildi. Bir gün Türk, bir gün Vietnamlı, başka gün Afrikalı olsa hemen 'bu neonazilerin işi' diyerek üzerlerine gidilirdi. Bu katiller benzeri görülmemiş bir profesyonellik içinde hareket etmişler" diye konuştu.

"Olayın etkisinden hâlâ kurtulamadım"
KOMİSYONA ifade veren Orta Frankonya Polis Teşkilatı yetkilisi Gerhard Hausch ise seri cinayetleri çözmekle görevli Bosporus Özel Komisyonu'nun 2005 yılında hazırladığı 'operatif durum analizi' sayesinde soruşturmaların farklı ivme kazandığını söyledi.

Görgü tanıklarının ifadelerinde yer alan iki bisikletli şahsın tüm Almanya'da aranmaya başladığını söyleyen Hausch,

"Araştırma yapan bizler için katiller bu iki bisikletli kişiydi. Fakat kim oldukları tüm çabalara rağmen öğrenilemedi" dedi.

12 yıldır olayın etkisini üzerinden atamadığını söyleyen Hausch, "Ben sadece para kazanmak için polislik yapan biri değilim, asıl amacım olay çözmek, ama maalesef bu cinayetlerde başarılı olamadım. Çok üzgünüm" dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!