Cumhurbaşkanı demokrasiden, eşitlikten taraftır

Güncelleme Tarihi:

Cumhurbaşkanı demokrasiden, eşitlikten taraftır
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2024 10:51

23 Mayıs 1949 tarihinde Alman Anayasası’nın kabulüyle resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nde şu ana kadar 12 cumhurbaşkanı görev aldı. Theodor Heuss (1949-1959), Heinrich Lübke (1959-1969), Gustav Heinemann (1969-1974), Walter Scheel (1974-1979), Karl Carstens (1979-1984), Richard von Weizsäcker (1984–1994), Roman Herzog (1994–1999), Johannes Rau (1999-2004), Horst Köhler (2004-2010), Christian Wulff (2010-2012), Joachim Gauck (2012-2017) cumhurbaşkanlığı yaptı.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı demokrasiden, eşitlikten taraftır
Frank-Walter Steinmeier de 2017 yılından beri Almanya’nın 12’nci Cumhurbaşkanı olarak görevdedir.
Theodor Heuss ve Walter Scheel FDP’li, Heinrich Lübke, Karl Karstens, Richard von Weizsaecker, Roman Herzog, Horst Köhler, Christian Wulff CDU’lu, Gustav Heinemann, Johannes Rau SPD’li ve eski bir din adamı olan Joachim Gauck da eski Doğu Almanya’nın çöküş döneminde politika sahnelerine çıkan ‘Neues Forum’ (Yeni Forum) partisinin kurucularındandı.
Şu andaki Cumhurbaşkanı Steinmeier de SPD’lidir.
Daha doğrusu SPD kökenli.
Çünkü Almanya’da geçerli yasalara göre cumhurbaşkanları ‘partiler üstü’ konumdadır.
Yani tarafsızdır...
Göreve gelmezden önce de parti üyelikleri dondurulur.
Almanya Cumhurbaşkanı, Almanya’yı ve Alman toplumunu yurt dışında ve yurt içinde en yüksek düzeyde temsil eden şahsiyettir.
Nitekim göreve başlarken, Alman Anayasası’nın 56. maddesinde yer alan şekilde “Gücümü Alman ulusunun mutluluğuna adayacağıma, onun refahını artıracağıma, ona gelebilecek zararları önleyeceğime, Anayasaya ve federal yasalara saygı gösterip, onları savunacağıma, yükümlülüklerimi titizlikle yerine getireceğime ve herkese karşı adaletli davranacağıma ant içerim. Tanrı bana yardımcı olsun” diye yemin eder.
Yemin, dini bir ifade kullanmaksızın da yapılabilir.

Haberin Devamı

DEMOKRASİDEN TARAFTIR
Evet...
Cumhurbaşkanları herkese olduğu gibi tüm partilere de eşit ve adaletli davranırlar.
Her ne kadar yazılı olmasa da genelde partilerin de hükümetin de politikalarına müdahale etmezler.
Evet...
Partiler üstü bir konumdadır.
Yani hiçbir partiden yana değillerdir.
Tarafsızdırlar...
Ama demokrasiden yanadırlar.
Özgürlükten yanadırlar.
Demokratik hukuk devletinden yanadırlar.
Eşitlikten, dayanışmadan yanadırlar.
İşte bu ilkelerin korunması söz konusu olduğunda cumhurbaşkanları taraftır...
Hem de sonuna kadar...

TOPLANTILARA İSYAN ETTİ
İşte Alman aşırı sağcıların başkent Berlin yakınlarındaki Potsdam kentinde bir villada buluşarak Alman vatandaşı da olsalar milyonlarca göçmen kökenlinin sınır dışı edilmesi, hatta bir Afrika ülkesine sürgün edilmesi planları yaptıklarının ve bu görüşmelere sağ popülist AfD’li bazı politikacıların da katıldıklarının ortaya çıkması üzerine tam bir demokrasi sevdalısı olan Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier isyan etti.
“Şayet demokrasimize saldırılırsa, bu sınırın aşılması demektir. İşte o zaman demokratik toplumumuzun çoğunluğu tavrını açık bir biçimde ortaya koymalı. Biz demokrasimizin arkasındayız, biz bu Almanya’yı savunuruz ve biz aşırı fare avcılarının bu ülkeyi kırıp dökmelerine izin vermeyiz” diyerek tavrını ortaya koydu.
Hem de çok açık bir biçimde...
AfD Eş Başkanı Alice Weidel ise partisine oy verenleri ‘fare avcıları’ olarak nitelediğini ileri sürerek Cumhurbaşkanı Steinmeier’e çamur attı.
Oysa ki, Cumhurbaşkanı Steinmeier, AfD seçmenlerine değil aşırı sağcı, sağ popülist AfD’yi ve AfD’liler için ‘fare avcıları’ söylemini kullandı.
AfD’nin yasaklanması için dava açılmasına sıcak bakmadığını gizlemeyen Cumhurbaşkanı Steinmeier, “Yaşanan sorunlara daha iyi yanıtlar bulup, demokratik çoğunluğu daha iyi örgütlemeli ve güçlendirmeliyiz. Alman Anayasası’nın şekillendirdiği demokrasiyle Almanya şimdiye kadar çok iyi yaşadı. Başkalarının özlemini çektikleri çok şey ülkemizde gerçekleşti. Ben, seçmenlerin sandık başına gidip oy verirken bunları hatırlamalarını arzu ediyorum. Ben, seçmenlerin kin ve öfkeyle değil, sonuçlarının bilincine vararak oylarını kullanmalarını umut ediyorum” dedi.
Eski Cumhurbaşkanı Horst Köhler bu konuda sessiz kalmayı yeğlerken, Joachim Gauck demokrasi düşmanı AfD’nin, liberal, açık toplum için tehdit ve tehlike oluşturduğunu söyledi.
“Nazilere Nazi denilmesi gerekir” dedi.
Eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff da Almanya’da yaşayan sağduyulu herkese özgürlükçü, demokratik hukuk devletinin korunması için bir araya gelme ve seslerini yükseltme çağrısında bulundu.
Yani eski cumhurbaşkanları da Steinmeier de ‘demokrasi, özgürlük ve demokratik hukuk devleti söz konusu olunca’ “Tarafız” dediler.
Sonuna kadar demokrasiden, özgürlükten ve demokratik hukuk devletinden yana olduklarını ilan ettiler.

 

BAKMADAN GEÇME!