Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraf: Getty Images
Oluşturulma Tarihi: Nisan 19, 2021 09:39
Dünyayı kasıp kavuran Covid-19 belası şimdiye kadar 3 milyondan fazla can aldı. Alınan tüm önlemlere, uygulanan tüm kısıtlamalara rağmen, gelişmiş sanayi ülkelerinde de geri kalmış fakir ülkelerde de hem vaka hem de yaşamını yitirenlerin sayısı tedirgin edici düzeyde artmaktadır. Aralarında bilim insanlarının da bulunduğu çeşitli çevreler “Virüs zengin-fakir ayrımı yapmıyor” diyor. Ama yapılan araştırmalar bunun hiç de öyle olmadığını gösteriyor.
LONDRA merkezli uluslararası insani yardım örgütü Oxfam’ın ‘
Eşitsizlik Virüsü’ başlıklı raporunda,
Covid-19’un fakirleri, dar gelirlileri daha fazla vurduğu çok açık bir biçimde görülüyor.
Dünyadaki milyarderlerin serveti pandemi döneminde 3 trilyon 900 milyar dolar arttı.
Zenginler listesinin ilk sıralarında yer alan Jeff Bezos, Elon Musk, Bernard Arnault, Bill Gates, Mark Zuckerberg, Larry Ellison, Warren Buffett, Larry Page, Sergey Brin ile Françoise Bettencourt Meyer ve ailesi de pandemi ‘sayesinde’ servetlerini 540 milyar dolar artırdı.
Ya fakirler ile dar gelirliler?
Aynı rapora göre dünya genelinde günde 1.90 doların altında kazanan ve ‘aşırı yoksul’ olarak tanımlanan kişilerin sayısının 434 milyondan 922 milyona ulaşması bekleniyor.
Fakirlik sınırı olarak kabul edilen ve günde 5.50 dolardan daha az kazanan kişilerin sayısının 4 milyara ulaşması da.
*
Almanya’da da öyle.
Federal hükümetin ‘Fakirlik ve Zenginlik Raporu’na göre pandemi nedeniyle 15.5 milyon hanede girdi kaybı yaşandı.
Almanya’nın en zengin eyaletleri olarak bilinen Bavyera ile Baden Württemberg’de yoksulluk oranı yüzde 12.1’i buldu.
Diğer eyaletlerde de yüzde 17.4’ü.
Çocuklarını tek başına yetiştirenlerin yüzde 41’inin, meslek eğitimi yapmamış ilkokul mezunlarının yüzde 35’inin ve göçmen kökenlilerin yüzde 29’unun fakirlik risk grubunda olduğu da aynı raporda yer aldı.
Otelcilik ve gastronomi (lokanta, kafe) gibi sektörlerde çalışanların önemli bir bölümünü oluşturan kadınlar ile göçmen kökenlilerin çoğunun pandemi yüzünden iş yerlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya oldukları da.
*
Her ne kadar “Virüs zengin-fakir ayrımı yapmıyor” dense de çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalar düşük gelirli bölgelerde Covid-19’dan ölüm oranının varlıklıların yaşadığı kesimlerdekinden çok daha yüksek olduğunu da ortaya koydu.
Almanya’da da öyle.
Başta Berlin, Duisburg, Hamburg, Frankfurt olmak üzere birçok kentte yoksulların, dar gelirlilerin yaşadığı kesimlerde, vaka sayısının da yaşamını yitirenlerin de oranın zenginlerin yaşadığı bölgelerden daha yüksek olduğu belirlendi.
Yani sosyal ve ekonomik dezavantajlı gruba girenleri ‘Eşitsizlik Virüsü’nün daha çok vurduğu da.
Covid-19’un ‘ırkçı’ olduğu da.
Oxfam raporunda, birçok ülkede etnik azınlıklar ile göçmen kökenliler arasında Covid-19 nedeniyle ölüm oranının daha yüksek olduğu da saptandı.
İngiltere’de siyahiler, Asya kökenliler ve diğer azınlıklar arasında pandemi nedeniyle ölenlerin oranının beyazlardan yüzde 50 daha fazla olduğuna dikkat çekildi.
Tabii bunun etnik kökenle değil, yaşam ve çalışma koşullarıyla ilgili olduğuna da.
Brezilya’da Afrika kökenlilerin, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) de siyahilerin ve Latin kökenlilerin koronavirüsten ölüm olasılığının beyazlara göre yüzde 40 daha yüksek olduğu da belirlendi.
Suudi Arabistan’da Covid-19’dan ölenlerin yüzde 75’inin, Singapur’da yüzde 95’inin göçmen kökenli olduğu da.
Her ne kadar Almanya’da bazı gazeteler, hastaneler ve kliniklerdeki yoğun bakım ünitelerinin göçmenler ve göçmen kökenliler ile dolup taştığına yer verseler de Robert Koch Enstitüsü (RKI) bunu doğrulamadı.
Almanya’da etnik kökenin kayıtlara geçmediği hatırlatıldı.
Ama Covid-19 yüzünden binlerce göçmen kökenli de yaşamını yitirdi.
Yani Covid-19 en çok fakirleri vurdu.
Tabii çeşitli alanlarda dışlandıkları, ayrımcılığa uğradıkları yetmiyormuş gibi göçmen kökenlileri de.
Yani bir yerde Covid-19 da ‘ırkçı’ çıktı...