Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'da 'Jugendamt' olarak bilinen Alman Gençlik Daireleri'nin çeşitli gerekçelerle ailelerin elinden aldığı çocuklara koruyucu aile olarak sahip çıkmak mümkün.
Yetkililer Almanya'da Türk kökenli koruyucu aile sayısının yok denecek kadar az olduğunu belirtiyorlar. Kesin rakamlar bilinmemekle birlikte 2010 yılında 33 bin 600 çocuğun devlet tarafından ailelerinin ellerinden alındığı ve Alman vatandaşlığına geçenler hariç bunların yüzde 18'inin ise göçmen kökenli çocuklardan oluştuğu tahmin ediliyor.
Merkezi Neuss'da bulunan Umut Yıldızı Derneği ise “Ailenizde bana da yer yok mu” sloganıyla başlattığı bir proje ile Türk kökenli koruyucu ailelerin sayısını attırmayı amaçlıyor. Umut Yıldızı Derneği yetkilisi Necla Kutlu, gençlik dairelerinin aldığı Türk kökenli çocukların, yeterli Türk koruyucu aile olmadığı için kendi dinlerinden ve kültürlerinden uzak yetiştirilmek zorunda kalındığını belirterek şunları söyledi:
700 Euro devlet yardımı
“Her anne baba çocuklarını iyi şartlarda yetiştirmek ister ama hayat her zaman öyle olmayabiliyor. Aileler sosyal anlamda psikolojik anlamda darbe yemiş olabilirler, çocukları ellerinden alınmış olabilir ama bu çocuklarımıza bizim sahip çıkmamız gerekiyor ve bu çocuklar yurtlarda sürünmesinler. Biz onlara kapı açıp aynı dinde kültürde yetişmeleri için çaba sarf etmeliyiz. Buradan Türklere sesleniyorum, lütfen bakıcı aile olalım. Koruyucu ailelere 0 ile 4 yaş arasında 700 Euro'ya yakın devlet para yardımı yapıyor, engelli çocuklarda bu iki katına kadar çıkabiliyor, o konuda korkuları olmasın.”
İki çocuk yetiştirdiler
Dernek yetkilileri şu günlerde gerek Türk koruyucu ailelere, gerekse Türk kökenli çocuklara bakan aileler ile diyaloğa geçip onların diğerlerine örnek olmasını istiyor.
Bu ailelerden biri de Kaşıkçı Ailesi. Bir Türkle evlenip sonradan Müslüman olduktan sonra ismini de değiştiren Derya Kaşıkçı eşiyle birlikte üç çocukları olduğu halde iki kız kardeşi de koruma altına almışlar. Bu iki küçük çocuğa 15 yıldır koruyucu annelik yapan Derya Kaşıkçı,
“Bu çocuklar ilk başta büyüm travma yaşadılar. Anneleri vefat etti, babası çocukları bıraktı ve bizi birdaha ziyarete gelmedi. Bu çocukların baya sıkıntıları vardı. Ben doktorlara götürdüm, Jugentamt ile beraber çalıştık. Bunlarda benim kızım, hiç fark etmiyor diğeriyle. Çok sakin çok yardımsever bir kız, ev içinde bana destek veriyor, sabırlı bir kız, akıllı bir kız” şeklinde konuştu.
Yeni çocuk almak istiyoruz
Eşi Fazıl Kaşıkçı ise aldıkları iki kardeşten 18 yaşında olan Yasemin'in eğitimine devam ettiğini, ablasının ise büyüdüğü için kendilerinden ayrıldığını belirtiyor. Kaşıkçı bu iki çocuğa sahip çıkmakla yetinmeyerek yeni bir çocuğu daha koruma altına almak istediklerini belirterek şöyle konuştu:
“Herhalde bu Allah'ın taktiri ilahisiydi ve bu çocukların bize gelmesi gerekiyordu. O zaman bizde gençtik şimdiki yaşta değildik, hazır değildik pek ama aradan 15 sene geçti. Bu çocukları benim çocuklarımdan ayırt etmediğim için, Allah bu çocukları bize emanet etti, bu çocuklar bizim için emanettir. Benim görüşüm insan oğlunun çocuklara karşı özverili olması gerekir. Bunlar hepimizin çocukları bunlar bizim yarınımız, geleceğimiz. Ben her çocuğa da sahip çıkmak isterim tabi elimden geldiği kadar, bunu herkesten de beklerim. Bu düşünceyle ben bu çocuğu aldım ve hatta bir çocuk daha almak istiyorum yani bakmak istiyorum.”
Devlet destek veriyor
Gençlik yıllarında koruyucu aile olmaya karar verdiklerini belirten Fazıl Kaşıkçı, devletin koruyucu ailelere verdiği desteklerin birçoğunu sonradan öğrendiklerini söyleyerek, bakıcı aile olabilme şartlarını taşıyan diğer ailelere ise şöyle seslendi:
“Prosedürü tam bilmedikleri için ilk etapta çekinebilirler. Biz hiçkimseyi hesaba katmadan çocukları aldık ama tek başımıza olmadığımızı anladık, yani yanımızda koskocaman Alman hükümeti var, her konuda onlar da yardımcı oluyorlar. 'Ben kendi çocuğumu zor yetiştiriyorum başkasının çocuğunu nasıl yetiştiririm?' diye kimsenin gözü korkmasın. İki tane çocuğu yetiştiren bir aile üçüncüyü de yetiştirebilir.”
Artık onlar benim ailem
Kaşıkçı ailesinin yetiştirdiği, derslerinde çok başarılı olan 18 yaşındaki Yasemin ise çocukluğundan beri kendisini koruyup kollayan ailesiyle birlikte çok mutlu olduğunu belirterek,
“Ailemi çok seviyorum, mutluyum, onlar artık benim ailem oldu. Şimdi 18 yaşındayım, Abitur'dan sonra üniversiteye gitmek istiyorum. Türk ailelerine sesleniyorum lütfen çocuklara sahip çıksınlar.”