Çocuğunuz beyninin tamamını kullanıyor mu?

Güncelleme Tarihi:

Çocuğunuz beyninin tamamını kullanıyor mu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2010 00:00

Hepimiz çocuklarımızın mürüvvetini görmek isteriz. Mürüvvet için ne lâzım?Önce iyi bir iş, sonra iyi bir eş.İyi bir iş için Avrupa’da ne gerekli?İyi bir okul diploması.

Haberin Devamı

Bu köşede hep birlikte güzel bir diplomaya giden yolun heyecanını yaşayacağız. Yolumuz düz ve asfalt değil.
Taşlı.
İyi bir diplomaya, iyi bir mesleğe giden yolun taşlarını tek tek döşeyeceğiz.
İşimiz biraz zahmetli, fakat inanın ki çok zevkli. Sonunda huzur içinde, büyüyen çocuğunuza bakacaksınız. Onunla ve kendinizle gurur duyacaksınız.
Daha da önemlisi, çocuğunuz da sizinle gurur duyacak.
İşte esas mürüvveti o zaman yaşayacaksınız!
İşe baştan başlıyorum. Bu nedenle ilk konumuz, ilk taşımız, başımızdaki beyin.

Çocuğunuz beyninin tamamını kullanıyor mu? (I)

Rönesans döneminin ünlü dahisi Leonardo da Vinci 67 senelik ömrüne neler sığdırmış: ressamlık, heykeltraşlık, müzisyenlik, mimarlık, mühendislik, geometricilik, anatomistlik ve doğa felsfeciliği. Onun bu kadar farklı alanlarda başarılı olması nasıl açıklanabilir?
Beyninin tamamını kullanmakla.
Çoçuklarımızı beyinlerinin tamamını kullanmaya yönlendiriyor muyuz?
Çoğunlukla hayır.
Beynin tamamını kullanmak ne demektir?
Önce beynimizin yapısını inceleyelim. Beynimiz çok karmaşık. İsveçli yazar Jostein Gaarder bunu şöyle ifade ediyor: „İnsan beyni onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı, yine de biz onu anlayamayacak kadar aptal olurduk.

Tıbbî ayrıntılara girmezsek, aslında bir değil, üç beynimiz var, diyebiliriz.

Birincisi özellikle içgüdülerimizi yönlendiren alt beyin. Alt beyin RNA (ribonükleik asit) molekülleri vasıtasıyla genetik bilgi birikimlerini, atalarımızdan gelen bilgileri barındırır.
Eğer atalarımızdan kalan takıntılar varsa, bunlar alt beyinde yer alır. Alt beyni takıntısız olanlar daha iyi öğrenebilirler.

İkincisi, özellikle duygularımızı yönlendiren limbik sistem. Yaşam tecrübelerimiz daha çok burada birikir. Hemşerilerimizle, akrabalarımızla, ailemizle olan ilişkilerimiz buradan yönlendirilir.

Üçüncüsü ise korteks denilen üst beyin. Hafızamızın bulunduğu ve zihinsel zekânın IQ) ölçüldüğü beyin, üst beyindir. Bireysellik ve kişilik üst beyin sayesinde gelişir. Üst beyin vasıtasıyla örneğin düşünürüz, konuşuruz, yazarız, hesap yaparız. Üst beyin bir bakıma alt beyine bağlıdır.

Haberin Devamı

Üst beyin sağ ve sol yarıküreden oluşur. Kimi fonksiyonlar hem sağ, hem de sol yarıküredeki merkezler tarafından yönlendirilir. Kimi fonksiyonlar ise ağırlıklı olarak sadece sağ veya sadece sol yarıküre tarafından yönlendirilir. Böylece her iki yarıkürenin kısmen de olsa birbirinden farklı görevleri vardır.

Beynin tamamını kullanmak, üst beynin hem sağ yarıküresini, hem de sol yarıküresini harekete geçirecek etkinliklerde bulunmak demektir.

İnsanların büyük çoğunluğu tek yanlı etkinliklerde bulunurlar. Yani ağırlıklı olarak üst beynin ya sağ yarıküresini, ya da sol yarıküresini kullanırlar.
Aşağıdaki tabloda üst beynin sağ veya sol yarıküresini daha çok kullanan insanların özelliklerini bulacaksınız. Bu özellikleri okuduktan sonra tek yanlı yaşamanın ve öğrenmenin eksikliklerini daha iyi anlayacaksınız:

Haberin Devamı

SOL YARIKÜREYİ KULLANANLAR

- M a n t ı k ağırlıklı davranış: Mantıklarını daha iyi kullanırlar. Mantıksal sebep-sonuç ilişkisi dayanarak hareket edebilirler.
- Kavramlarla düşünürler. Kelime hafızaları kuvvetlidir.
- Gerçeklere bağlı kalırlar. Gerçek verilerin dışına çıkmakta zorlanırlar. Hesaba önem verirler.
- Ayrıntılara önem veririler. Bir işi yaparken, konuşurken, yazarken ayrıntıların mükemmel olmasına özen gösterirler.
- İyi analiz yaparlar. Bir olayı veya nesneyi incelerken, onu mantıksal parçalarına ayırabilirler.
- Yazılan veya konuşulan dile daha çok önem verirler.
- Soyut şeyleri ön plana çıkarırlar.
- Genellikle kuralcıdırlar. Talimatlara uyarlar.
- Dakiktirler.
- Planlamayı ve düzenliliği severler. Herşeyi tek tek düşünmek isterler. Ani tepki vermezler. Mantıksal bir sıraya koyarlar. Ve belli bir yargıya varırlar. Taraf tutarlar.


SAĞ YARIKÜREYİ KULLANANLAR

- Duygu ve sezgi ağırlıklı davranış: Duygularını ve sezgilerini daha iyi kullanırlar. Sezgilerine dayanarak hareket edebilirler.
- Resimlerle, görüntülerle düşünürler. Düşüncelerini renklerle, sembollerle, müzikle iyi ifade edebilir. Her zaman gerçeklere bağlı kalmazlar.
- Her zaman gerçeklere bağlı kalmazlar.Kuvvetli bir hayalgücüne sahiptirler. Yeni fikirler üretebilirler. Yaratıcıdırlar.
- Genel görünüme önem veririler. Bir olayı veya nesneyi bütünüyle kavramaya çalışırlar.
- Bir şeyi incelerken, o şeyin parçaları arasındaki ilişkiyi bulup, bütüne ulaşabilirler. Karmaşık örneklerden hareket edip, genel olanı bulabilirler.
- Beden diline daha çok önem verirler.
- Somut şeylere daha çok önem verirler. Kurallara bağlı kalmayabilirler. Talimatlara uymayabilirler.
- Dakikliği fazla önemsemezler.
- Planlamayı ve düzenliliği fazla önemsemezler. Spontan, içinden geldiği hareket etmeyi severler. Verileri değerlendirmeden işleyebilirler. Tarafsız olabilirler.

Gördüğünüz gibi, anne ve baba olarak sadece bir yarımküreye ağırlık vererek yaşarsak, çocuğumuzu öyle eğitirsek, yürümek için tek ayağını kullanan bir insanın durumuna düşeriz. İki sağlam ayağı olduğu halde, sadece birini kullanan insanın durumuna.
Öyleyse ne yapalım?
Bu sorunun cevabını da gelecek yazımda bulacaksınız.
Uzun sözün kısası: Başım başım seni neyleyim,
Sağını solunu bir eyleyim!



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!