"Cinayetleri aydınlatmak boynunun borcudur"

Güncelleme Tarihi:

Cinayetleri aydınlatmak boynunun borcudur
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2011 16:15

Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu’nun 27. Büyük Kurultayı’nda konuşan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, aşır sağcıların işlediği cinayetleri aydınlatmanın Almanya’nın boynunun borcu olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Almanya'nın Essen kentindeki Gruga Fuar alanında gerçekleştirilen Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu’nun 27. Büyük Kurultayında konuşan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasının ilk bölümünü Almanya ile Türkiye arasında imzalanan İş Göçü Anlaşması’nın 50. yıldönümüne ve 2000-2006 yılları arasında "Dönerci Cinayetleri" diye adlandırılan seri cinayetlere ayırdı.

Devlet Bahçeli, Almanya’ya gelen Türk insanın birinci nesilinin ilk olarak iş bulduğunu, ikinci neslin tecrübe edindiğini ve üçüncü nesille Avrupa’nın göbeğine kök saldığını ifade etti. Çok kültürlülük baskısına Avrupa’daki Türk insanının örf ve adetlerinin kılavuzu ile cevap verdiğini söyleyen Bahçeli, "Almanya’ya alın terinizi, emeğinizi ve göz nurunuzu döktünüz. Yarınlarını güvenceye almak için bütün zorluklara göğüs gerdiniz. Döner tezgahlarının başında emeğiyle siftahlarının peşinde olan kardeşlerimizin vahşice bir plan dahilinde kıyılmasını unutmadınız. Alman Devleti’nin özgürlük ve insan hakları savunucularının eğer biraz utanmaları, zerre kadar izanları varsa vatandaşlarımıza yönelik cinayetleri aydınlatmaları ve kanlı elleri adalete teslim etmeleri boyunlarının borcudur. Bunun yanında onları himaye eden devlet içindeki uzantılarını bir an önce ortaya çıkarmaları gerekmektedir" dedi.

İkinci Van depremi cinayettir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaptığı konuşmasının büyük bölümünde hükumeti eleştirmeye ayırdı. Davos’ta İsrail’e "one minute" deyip arkadan yanlış anladınız diyerek bağışlanma talebinde bulunacak kadar küçülmediklerini ifade eden Devlet Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim milliyetçiliğimiz kabilelerin ittifakı ile vücut bulmuş dönemsel bir menfaat birlikteliği değildir. Türkün olduğu her yerde milletimizin anısı, acısı ve ümitleri vardır. Ülkemizde yaşanan Van depreminin acısını hepimiz en derinden hissettik. Bunun yanında terör vahşetinin döktüğü kan ve deprem felaketi üst üste gelince milletimiz adeta yaslı günlerden çıkamamıştır. Alınmayan önlemler, imar hataları, kaçak ve çürük yapılaşma, heba edilen yıllar yaşanılan iki depremde ağır bilançoyu kabartmıştır. İkinci Van depremi tam bir cinayettir. Göz göre göre 40 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Hükumet deprem sonrası kendini takdim etme kaygısına kapılınca kayıplarımız artmış, canımız daha çok yanmıştır."

Millet ağlıyor, feryat ediyor
Türkiye’de son günlerde tırmanan terör olaylarına da değinen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bölücü terör adi ve alçak eylemleriyle kadınlarımızı, çocuklarımızı, bebeklerimizi ve güvenlik güçlerimizi şehit etmektedir. Canlı bombalarla saldırmakta, masum kız çocuklarımızı pusu kurarak katletmektedir. Biz İmralı’da yatan caniye bebek katili derken eksik bırakmışız. Güroymak’ta bombalı saldırıya kurban verdiğimiz 9 kardeşimiz ve Çukurca’daki hain saldırıda 25 evladımızı şehit verdik. Buna rağmen hükumetin demokratik açılım isimli ve bize göre yıkım olan projesiyle anaların ağlamasını durduracağını iddia etmişti. Ama sadece analar değil, Türk milleti ağlıyor, feryat ediyor. Bunun yanında Oslo’daki müzakereleri de sizlere hatırlatmak isterim. Taviz tavizi getirmiş, Türk devleti maalesef bölücü terör örgütü karşısında zor durumlara düşmüştür" diye konuştu.

Başbakan Ortadoğu’yu hedef almıştır
Orta Doğu ülkelerindeki halk hareketlerinin içimize ve üzerimize sıçrama ihtimali ve bunun için de çaba gösterenlerin varlığının gün geçtikçe belirginlik kazandığını dile getiren Devlet Bahçeli, "Diyarbakır’ı Mısır’ın Tahrir Meydanı’na çevirme beyanları kulaklarımızda çınlamaktadır. Ayrılma, dağılma ve alt etnik kimliklere bölünme arayışında olanlar çevremize baktıkça iştahları artmakta ve kendilerine dayanak bulmaktadırlar. Ancak Başbakan Erdoğan bunun farkında değildir. Bu tehlikeyi sezecek basiretten yoksundur. Kendisi Tunus, Mısır ve Libya derken şimdi de Suriye’yi hedefine almıştır. Bugün kalkmış, 'Suriye Libya kadar yankı uyandırmıyor' sözleriyle adeta Batı’ya neden müdahale etmiyorsunuz ince ayarını ve ikazını yapmaktadır. Libya için iştahları kabaranların Suriye’deki katliamlara sessiz kalması insanlık vicdanında tamiri zor yaralar açmaktadır sözlerinin nerelere varacağını ve nasıl bir sonuç doğuracağını ya bilmemekte ya da bildiği halde emperyalizmin tetikçiliğine kapı aralamaktan rahatsızlık duymamaktadır" diye konuştu.

Hükumet çöl sıcaklarında kuma gömülmüştür
Başbakan Erdoğan’ı Suriye olayları konusunda eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Hükumetin dış politikası iflas etmiştir ve Ortadoğu’nun çöl sıcaklarında kumlara gömülmüştür. Ülkemiz açıkça tehlikeli ve keskin bir uçuruma doğru sürüklenmektedir. Bu yoldan dönmek ve bir an önce çıkmak gerekmektedir. Şayet başkalarının içişlerine karışır, mesela Suriye’deki muhalefetle iç içe olursanız, yarın da başka ülkelerin kendi içimizde aynısını yapmasına imkan sağlamış olursunuz. Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) rehberliğini değil, başkent Ankara’nın vizyonunu ve Türk tarihinin tayin ettiği milli kulvarı takip etmek lazımdır" dedi.

Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Suriye’de ve Libya’da akan kanların faturalarını yönetimlerine çıkaran AKP zihniyeti çifte standardın labirentinde kaybolduğunu kaydeden Devlet Bahçeli, "Sinsi bir kuşatma her tarafta etkisini ve taraflarını göstermektedir. Mısır’da Hüsnü Mübarek’in devrilmesine el veren muhaliflerin öncüleri, imalarla Türkiye’yi Suriye’ye bulaştırmaya işgal etmeye devam etmektedir. BOP, Eşbaşkanı’nın eliyle yürütülmekte ve dozu artan bir şekilde servis edilmektedir. ABD’nin doğrudan istilasına şimdilik gerek yoktur. Onun yerine emperyalizmin acentalığını alanlar vardır ve gereğini de heyecanla yapmaktadırlar" dedi.

Vicdani reddi PKK istiyor
Bedelli askerlik ve vicdani ret konularına konuşmasında değinen Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Vicdanları olmayan, milleti benimseyen odaklar şimdi de vicdani retçiliği gündeme taşımışlardır. Biz buna ne olursa olsun itiraz edeceğiz ve taraftarlarını eleştireceğiz. Türk milletini askerlik görevinden ve sorumluluğundan soğutmak için AKP hükumeti hummalı bir çalışma başlatmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kapısındaki yığılmayı eritecek bedelli askerlik konusu başka bir şeydir, vicdani retçilikle anayasada tanımlanan vatan hizmetini inkar etmek başka bir şeydir. Dikkat ediniz PKK’nın dağ kadrosunu eksiltmeye, örgüte ilaveleri azaltmaya çalışan AKP hükumeti, ne ibretlik bir neticedir ki, bunun yerine Türk Silahlı Kuvvetleri’ne katılmaları engellemek için seferber olmuştur. Bu PKK’nın isteğidir. İmralı canisinin tavsiyesi de bu yöndedir. Amaç Türk milletine ve devletine vücut veren bütün ortak değerlerin yıkılmasıdır. Hedef Türkiye’yi parçalayarak çok milletli, çok kimlikli ve çok dilli bir ortaklık devletinin kabul ettirilmesidir" dedi.

Yeni Anayasa çare ve çıkış kapısı
Konuşmasının son bölümünde Türkiye tablosu çizen Devlet Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti: "Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi dağınık, şaşkın ve ne dediğini bilmemektedir. PKK’nın hamisi, kanlı saldırıların hazırlayıcısı peşmerge vatanımızda ağırlanmakta ve taltif edilmektedir. Bölücü talepler dur durak bilmeden aldıkları destek ve gösterilen hoşgörüyle iyice zıvanadan çıkmaktadır. Türk milletinin bölünmesi, Türkiye’nin üniter yapısının çiğnenmesi için alçaklar koalisyon ve faaliyet halindedir. Bunun için yeni anayasayı çare ve çıkış kapısı olarak görenler yanıldıklarını muhakkak anlayacaklardır. Türkiye’nin aydınlığa ve refaha çıkmasının tek yolu AKP’nin küresel angajmanlardan sıyrılması ve milletimizin hak ve hukukuna sahip çıkması ile olur" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!