Güncelleme Tarihi:
Kılı?daroğlu, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı makamına oturmasının, "Türkiye'de önemli bir kırılma sürecini başlatacağını, bunun Cumhuriyet ile hesaplaşma anlamına geleceğini" duyarlı ve sorumluluk sahibi ?evreler ile birlikte kendilerinin de dile getirdiğini söyledi. Kemal Kılı?daroğlu, "Ancak, bu siyasi akıma sadakatle bağlı liberal ?evreler, siyasi iktidarla ?ıkar ilişkisine girmiş AKP sermayesi ile Cumhuriyet karşıtları, bu uyarılara kulaklarını tıkadı. Türkiye a?ık?a Sayın Gül'ün siyasi hırsının tutsağı oldu" diye konuştu.
Bazı ?evrelerin, Gül'ün cumhurbaşkanı se?ildikten sonra tarafsızlığını koruyacağını, devlet kurumları arasında uyum sağlayacağını, Anayasaya sadakatle bağlı olacağını dile getirdiklerine işaret eden Kılı?daroğlu, "Bugün geldiğimiz noktada Sayın Gül'ün bırakınız tarafsızlığını korumak, bir parti yetkilisi gibi gece yarıları Başbakanla farklı mekanlarda, kamuoyundan gizli olarak görüşmekte sakınca dahi görmemiştir. Bu da Sayın Gül'ün hala eski partisinin bir neferi gibi ?alıştığını a?ık?a ortaya koymaktadır" görüşünü ifade etti.
Gül'ün, "AKP'yi memnun edecek ilk başarılı sınavını Y?K Başkanını atamakla yaptığını" kaydeden Kılı?daroğlu, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanı, Y?K Başkanını atamış, ayrıca bir de 'Aman Hocam, bir şey söylersin İpimizi ?ekerler' nasihatinde bulunmayı da ihmal etmemiştir. Y?K Başkanı, Cumhurbaşkanı ve AKP'ye yaranmak i?in o kadar hızlı davranmıştır ki Anayasa Mahkemesinin türbanla ilgili kararını beklemeden üniversitelerde türbanı serbest bırakan genelgeyi ?ıkarmıştır. Anayasa Mahkemesinin son kararı, Cumhurbaşkanı ve Y?K Başkanının konumlarını bir kez daha tartışmalı hale getirmiştir. Cumhuriyeti ve devrimlerini i?lerine sindiremeyenler bulundukları koltuklardan ayrılmak zorundadırlar.
AKP, iktidara geldiğinde önce merkezi yönetimde kadrolaşmış, ikinci evre olarak bağımsız kurumları ele ge?irmiş ve cumhurbaşkanı se?iminden sonra da kadrolaşmada 3. evre başlamıştır. Şimdi üniversiteler AKP'nin arka bah?esi konumuna getirilmek istenmektedir. Daha düne kadar üniversitelere en ağır eleştirileri yöneltenler son atamalar karşısında suskunluklarını korumuş ve dolayısıyla memnuniyetlerini göstermişlerdir.
Rektör atamaları ile türban olayının rövanşı alınmak istenmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı ne rektörlerin bilimsel dosyalarına, ne mesleki deneyimlerine ne de se?im sonu?larına bakmıştır. Bir 'ö? psikolojisi' ile hareket edilmiş ve o dönemin etkin rektörlerinin tasfiyesi ama?lanmıştır. Düne kadar rektör atamalarında Y?K Yasasına göre Atatürk?ü, Cumhuriyete bağlı, laik ve demokrat olma koşulu aranırken, bugün AKP'ye bağlılık temel koşul hale gelmiştir."
"Y?ZDE 47 Mİ B?Y?K, YOKSA Y?ZDE 15 Mİ?"
Y?K Başkanı Prof Dr Yusuf Ziya ?zcan'ın "tüm bilimsel ve demokratik mülahazaları bir yana bırakarak, ön temizliği yaptığını", Gazi, Uludağ ve Dicle üniversitelerinde büyük ?oğunlukla se?imi kazanan adayları Cumhurbaşkanı Gül'e sunmadığını ifade eden Kılı?daroğlu, "Yani Sayın Abdullah Gül'ün günahını hafifletti. Esas darbe, bizim demokrat Sayın Cumhurbaşkanından geldi" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül'ün; Akdeniz, Cumhuriyet, Dokuz Eylül, İstanbul Teknik, Ondokuz Mayıs ve Yıldız Teknik üniversitesinde en yüksek oyu alan rektör adaylarını atamadığını ifade eden Kılı?daroğlu, Dicle ?niversitesi Rektörünün, genel se?imlerde AK Parti'den, Ondokuz Mayıs ?niversitesi Rektörü'nün ise daha önce Refah Partisi'nden aday olduğunu kaydetti.
"Sayın Cumhurbaşkanı, yüzde 47 mi büyük, yoksa yüzde 15 mi? 564 mü büyük, yoksa 181 mi?" diye soran Kılı?daroğlu, bu rakamların Dokuz Eylül ?niversitesi rektör se?imlerine ilişkin oy dağılımı olduğunu hatırlattı. Gül'ün se?ime katılan öğretim görevlilerinin sadece yüzde 15'ini oyunu almış bir adayı rektör atamaktan ?ekinmediğini belirten Kılı?daroğlu, "Acaba bu adayın ailesinin Milli Görüş geleneğinden gelmesinin, aile bireylerinin AKP Akhisar İl?e Teşkilatı yöneticisi olmasının rektör se?ilmesinde bir etkisi olmuş mudur?" diye sordu.
"START ?NCEDEN VERİLDİ"
Rektör se?imlerinin startının ?ok önceden verildiğini, kulislerinin ?ok önceden başladığını, en önemli hedeflerin, "türbana diren? gösteren rektörler" olduğunu ileri süren Kılı?daroğlu, İnönü ve Akdeniz ?niversitesi'nin bu anlamda önemli hedefler arasında yer aldığını söyledi.
"Akdeniz ?niversitesinin Atatürk?ü, ?ağdaş rektörü 1. olmasına karşın Y?K tarafından 3. sıraya getirildi. Demokrat Cumhurbaşkanımız da Sayın Akaydın'dan türbanın rövanşını aldı" diyen Kılı?daroğlu, "İnönü ?niversitesinde yapılan tezgahın tarihinin daha da öncelere gittiğini, 16 Nisan 2008'de Malatya Valisi, AK Parti milletvekilleri ve bazı sivil toplum kuruluşlarını kabul eden Gül'ün, Malatyalılarla Rektör Fatih Hilmioğlu'nun durumunu görüştüğünü" savundu. Kılı?daroğlu, "siyasi iktidara danışmanlık yapmış, İnönü ?niversitesinde bir gün bile görev yapmamış bir kişinin rektör olarak atandığını" ifade etti.
Kılı?daroğlu, konuyla ilgili şöyle konuştu:
"Yine bir rakam vereceğim; 732 mi büyük, 384 mü? Nerede ise yarı yarıya fark olan bu se?im sonu?ları, Gazi ?niversitesine ait... Bu üniversitemiz de Y?K'ün hışmına uğramış ve en yakın rakibinden 2 kat fazla oy alan Kadri Yama?, Cumhurbaşkanı'na bildirilmemiştir. Böylece Y?K, AKP'ye olan sadakatini bir kez daha göstermiştir. Bu nasıl bir üniversite özerkliği anlayışıdır ki Cumhurbaşkanı'nın atamalarından sonra üniversitelerde toplu istifalar yaşanmış, protestolar yapılmıştır. Bunlara kulaklarını tıkayan Cumhurbaşkanı, görevini yapmanın huzuru i?inde tatile ?ıkmıştır Ama unutulmasın ki bunun hesabı sorulacaktır, sır?a köşkte oturanlar dahil."
Kılı?daroğlu, "Bunun hesabı nasıl sorulacak, bir yönteminiz var mı?" sorusuna karşılık, "Soracağız, bunu göreceksiniz" dedi.
"AKP YANDAŞI MEDYANIN ELEŞTİRİLERİNE KATKI YAPMAMAK İÇİN"
Bir gazetecinin "CHP; TSK, Hükümet, Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi ve Y?K ile kavgalı bir görüntü veriyor. Hata siz de mi yoksa bütün bu kurumlar mı hatalı? CHP'nin bu gidişatı nereye?" sorusuna karşılık, CHP'nin kimseyle kavga etmediğini, sadece doğruları söylediğini kaydeden Kılı?daroğlu, doğruları dile getirmenin CHP'nin görevi olduğunu söyledi.
Kılı?daroğlu, "10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in döneminde de rektör atamalarının tartışma yarattığını, bir oy alan adayı da rektör olarak atadığını, o süre?te CHP'nin eleştirisi olmadığını" söyleyen gazeteciye, "O dönemde eleştiri yapmadığımızı söylemek haksızlık olur. Bazı atamalarına da eleştirdik. AKP yandaşı medyanın haksız eleştirilerine katkı yapmamak i?in sayın Cumhurbaşkanı'nın (Sezer) bazı eylemlerine eleştiri yöneltmedik o dönemde" karşılığını verdi. .
"Bu doğru bir davranış mı?" sorusuna karşılık "Doğru bir davranıştır" diyen Kılı?daroğlu, "Cumhuriyet'i korumak adına doğru bir davranıştır. Eğer, bugün yapılan atamalarda öl?ü Cumhuriyet karşıtlığı ise buna şiddetle karşı ?ıkarız. Bu da bizim temel görevimizdir" diye konuştu.
"İKİSİNİN DE G?REVLERİNDEN AYRILMALARI GEREKİR"
CHP'nin, metni görüp, olayı araştırıp, mantık süzgecinden ge?irdikten sonra eleştiri getirdiğini anlatan Kılı?daroğılu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz birilerinin yaptığı gibi, gözü kapalı her şeyi eleştirmek gibi bir şey i?inde değiliz. Bugün yaptığımız eleştiriler bunun sonucudur. Eğer bir Yüksek Mahkeme, bir karar veriyor ve AKP'yi laikliğe karşı eylemlerin odağı konumuna getiriyorsa, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın iddianamesinde Cumhurbaşkanı da varsa, bu 10 yüksek yargı? tarafından onaylanıyorsa, öncelikle Sayın Cumhurbaşkanı'nın ve üniversitelerde buna ?anak tutan Y?K Başkanı'nın konumu artık tartışmalı hale gelmiştir. Eğer ger?ekten bu ülkeyi seviyorlarsa, ülkede huzur olmasını istiyorlarsa ikisinin de görevlerinden ayrılmaları gerekir. Türkiye huzur istiyor, ?atışma istemiyor. Çatışmaya zemin hazırlayan, toplumu ötekileştiren temel nokta, AKP'nin tutumudur. 'Sizden-bizden' ayrımı bugüne kadar yapılmamıştır, hi?bir siyasi parti yapmadı. AKP iktidara gelir gelmez yaptı. 'Dinci-dinsiz' ayrımını kim yaptı, bu ülkede? 'Müslüman Cumhurbaşkanı' propagandasını kim yaptı, bu ülkede? Daha önceki cumhurbaşkanları Müslüman değil miydi? Bu kadar acımasız bir propagandaya teslim olan bir AKP Hükümetini biz anlayışla karşılayabilir miyiz? Bunun karşılığında 'susun' diyorsunuz, suskunluğumuzu korumak doğru mudur? Eğer bu ülkeyi seviyorsak, burada kardeş?e yaşayacaksak bu eleştirileri yapmak zorundayız. Hala Anayasa Mahkemesi kararından ders almayan bir siyasi iktidar varsa, 'siz Yüce Mahkemenin kararına uyun' diye ?ağrı yapmak, haklı bir eleştiri değil mi?"
Ara? alımıyla ilgili sorulara "O konulara girmeyeceğim, dünde kaldı onlar" diyen Kılı?daroğlu, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın konuyla ilgili bir telkini olup olmadığı yolundaki soruya, "Hayır, herhangi bir şey yok" karşılığını verdi.