Güncelleme Tarihi:
HUGO Chavez’in 5 Şubat’ta kanserden ölmesinin ardından
Venezuela’nın kaderini belirleyecek seçimde Nicolas Maduro, muhalefetin adayı
Henrique Capriles’i 234 bin 935 oyla geride bıraktı. 19 milyon seçmenin
bulunduğu, katılımın yüzde 78 olarak gerçekleştiği seçimlerde, Maduro oyların
yüzde 50.6’sını, Capriles ise yüzde 49.1’ini aldı. Başa baş giden yarışta gece
boyunca sonuçları heyecanla bekleyen Chavista’lar, sonucun açıklanmasıyla
sokaklara döküldü.
Başkanlık Sarayı Miraflores’den binlerce destekçisine hitap
eden Maduro, sonucun “Chavez’in yenilmezliğini gösterdiğini” söyledi. Chavez’le
özdeşleşen Venezuela bayrağının renklerini taşıyan eşofmanını üzerinden
çıkarmayan Maduro, rakibi Capriles’le telefonda konuştuğunu belirterek
“Sonuçlara saygı duyulmasını istiyoruz. İstedikleri kontrolü yapabilirler.
Venezuela seçim sitemine güveniyoruz” dedi.
MUHALEFET TANIMADI
Merkez sağ muhalefetin adayı Capriles ise seçim merkezinde
yaptığı konuşmada sonuçları tanımadığını açıkladı. Seçimlere hile
karıştırıldığını ve bazı yerlerde Maduro yanlılarının oyları satın aldığını öne
süren Capriles, oyların yeniden sayılmasını istedi. Gözü yaşlı destekçilerine
teşekkür eden muhalefet lideri, Maduro’ya seslenerek “Bugün kaybeden sensin.
Halk seni sevmiyor” dedi. Muhalefetin itirazlarına rağmen Ulusal Seçim Konseyi,
sonucun nihai ve geri dönülemez olduğunu açıkladı.
KUTUPLAŞMA DERİN
Maduro’nun zaferinin ardından ilk kutlama “müttefik” ülkeler
Küba ve Rusya’dan geldi. Küba Devlet Başkanı Raul Castro ve Rusya lideri
Vladimir Putin, Maduro’yu arayarak tebrik etti. Kendini “Chavez’in oğlu” olarak
tanımlayan ve “21’inci yüzyıl sosyalizmi”ni sürdürme sözü veren Maduro’nun, kıl
payı farkla zafer kazanması, koltuğunda zor günler geçireceğini gösteriyor.
Chavez, geçen ekim ayında düzenlenen seçimlerde Capriles’i yüzde 10’luk bir
farkla yenilgiye uğratmıştı. Son seçimde aradaki farkın bu kadar az olması,
ülkedeki kutuplaşmanın giderek derinleştiğinin göstergesi olarak nitelendi.
Maduro’nun yeni dönemde muhalefetin yanı sıra ekonomik krizle de mücadele etmesi
gerekecek.
Neşeli ve dost canlısı lider
1992’de sağcı iktidara yönelik başarısız darbe girişiminden
son nefesine kadar Chavez’in yanında olan 51 yaşındaki Nicolas Maduro, Chavez
ölmeden önce Dışişleri Bakanlığı ve Devlet Başkanı Yardımcılığı görevlerini aynı
anda yürütüyordu.
Sosyalist liderin sağ kolu olan Maduro, bir ara kamyon
şoförlüğü yaptı, 1970 ve 1980’lerde sendika lideri olarak adını duyurdu.
Chavez’in lideri olduğu Beşinci Cumhuriyet Hareketi (MVR) kurucularından Maduro,
ülkenin başsavcısı Cilia Flores ile evli. Chavez, zaman zaman bazı çevreler
tarafından “Üniversite eğitimi olmayan bir kamyon şoförü” diye eleştirilen
Maduro’yu “devrimci, gençliğine rağmen muazzam tecrübeye sahip, en zor
durumların dahi üstesinden gelebilecek bir adam” olarak nitelemişti.
Chavez’in
ölümünün ardından Maduro, geçici devlet başkanı olarak yemin etmişti. Maduro’ya
yakın çevreler, Venezuela’nın yeni liderini sessiz, sakin, neşeli ve arkadaş
canlısı biri olarak tanımlıyor. Dini inancı güçlü olan Maduro, Hintli guru
Sathya Sai Babaa’nın öğretilerini dinlemek için eşiyle Hindistan’a seyahat
etmişti. Öte yandan Maduro, özellikle ABD’ye yönelik sert söylemiyle Chavez’in
politikalarını sürdüreceğini ortaya koydu.