Güncelleme Tarihi:
Schleswig-Holstein’ın Brokdorf beldesinde nükleer santral yapımının durdurulması için birçok sıradan vatandaş mahkemeye başvurdu.
Buna paralel olarak nükleer enerji üretimine karşı olanlar sokaklara döküldü.
Göstericiler inşaat alanını işgal etti.
İnşaat araçlarının geçişini engellemek için kanallar kazdılar.
Taş ve beton duvarlar ördüler.
Çadırlar kurup inşaat alanından ayrılmadılar.
Polis müdahale etti.
Zorla olay yerinden uzaklaştırdı.
Tabii olaylar da çıktı.
Yaralananlar da oldu.
Brokdorf’ta 100 bin kişi 1981 yılında protesto gösterisi yaptı.
Bu o zamana kadar Almanya Federal Cumhuriyeti’nde düzenlenen en büyük gösteriydi.
Ama buna rağmen Brokdorf Nükleer Santrali 1986 yılında üretime geçti.
Hem de aynı yıl dönemin Sovyetler Birliği’nde Çernobil Nükleer Santrali’nde meydana gelen felakete rağmen.
***
Neyse ki Almanya bu tehlikeyi zamanla gördü ve Gerhard Schröder başbakanlığında Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Yeşiller’den oluşan koalisyon hükümeti döneminde, 2000 yılında nükleer santrallerin kademeli olarak kapatılmasını kararlaştırıldı.
Japonya’nın Fukuşima kentinde 2011 yılındaki nükleer santral felaketinden sonra o dönemde Angela Merkel başbakanlığında Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) oluşturduğu koalisyon hükümeti, 8 nükleer santralin derhal, diğerlerinin de 2022 yılına kadar kademeli olarak kapatılmasını karara bağladı.
Almanya’da daha önceki dönemlerde benzer olaylara Aşağı Saksonya Eyaleti’ne bağlı Gorleben’de nükleer atıkların depolanmasına karşı verilen mücadeleye de tanık olduk.
Fransa’nın Le Havre kentinde işlenen nükleer atıkların konteynerlere doldurularak Gorleben’de 40 yıl gibi geçici bir süre için depolanmasına karşı çıkanlar nakliyatın engellemesi için 1979 yılında aylarca mücadele ettiler.
‘Castor nakliyatı’nı engellemek için yolları kestiler.
Demiryollarını bloke ettiler.
Gorleben ve çevresinde çadır kurup nöbet tuttular.
Göstericiler, zaman zaman zor kullanılarak polis tarafından olay yerinden uzaklaştırıldı.
Göz yaşartıcı gaz kullanıldı.
Birçok gösterici gözaltına alındı.
Göstericiler yılmadı.
Aşağı Saksonya’nın başkenti Honnover’de ve Almanya Federal Cumhuriyeti’nin o dönemdeki başkenti Bonn’da protesto gösterileri düzenlediler.
Hem Hannover’de hem de Bonn’da 100 binden fazla atom karşıtı bu gösterilere katıldı.
Ama buna rağmen Gorleben’de nükleer atıkların depolanması engellenemedi.
***
İşte bugünlerde Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyaleti’ne bağlı Kerpen kenti yakınlarındaki Hambacher Forst’ta (Hambach Korusu) yaşıyoruz.
Almanya’nın önde gelen enerji şirketlerinden RWE, maden ocağı açmak için Hambach Korusu - Ormanı’ndaki 41 kilometre karelik alanda ağaçları kesmeye başladı.
Bölgedeki insanlar ve çevreciler, bunu engellemek için harekete geçti.
RWE ağaçları kesip, maden kömüründen para kazanmakta kararlı.
Bölge insanları ve çevreciler de ağaçları korumakta.
Televizyon ekranlarına yansıyanı kadarıyla insanlar ağaçlara tahtadan ev yapmışlar, çadır kurmuşlar, daha doğrusu yuva kurmuşlar.
“Bu ağaçları kestirtmeyiz” diyorlar.
Ama yine polisler devrede.
İnsanları zorla ağaçlardan indirip, daha doğrusu yuvalarından koparıp, oradan uzaklaştırıyorlar.
Yaralananlar, gözaltına alınanlar var.
Ellerini, kollarını kendi döktükleri taze betona sokup donduranlar var.
Ama bölgeye başka kentlerden gelen doğa dostları da var.
Hem de herşeyi göze alan doğa dostları.
KRV (NRW) Eyalet Hükümeti ise şu anda seyirci gibi.
Hem de olup bitenleri uzaktan izleyen seyirci gibi.
Sıra yüzbinlerin katılacağı dev protesto gösterisinde.