Cepte tüketicinin beklentisi aşıldı

Güncelleme Tarihi:

Cepte tüketicinin beklentisi aşıldı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 02, 2009 00:00

Orta Almanya’nın en büyük cep telefonu toptancılarından Yusu Karataş, ‚Cep telefonunun artık konuşturmaktan öte işlevi var. Tüketicinin beklentileri de aşılıyor. Tüketicinin hayal bile etmediği yenilikler sunulamazsa, rekabette yer alınamıyor. Bazı modeller statü sembolü olabiliyor’ diyor

Haberin Devamı

Yıl 1876. Telefonun
mucidi Alexander Graham Bell, yan odadaki yardımcısına seslenir. "Mr. Watson
Come here I want to see you" ("Bay Watson. Buraya gelin. Sizi görmek
istiyorum.")
Watson, Bell'in sesini "telefon"dan duyar. 10 Mart 1876 günü
Bell yardımcısını çağırırken ilk telefon görüşmesini yapar. Daha sonraki
yıllarda reklamlarda telefon şöyle tanıtılır: "Sohbet. Ağızdan kulağa
telefonla konuşarak çok daha rahat."

133 yıl sonra ise
"Konuşmak" telefonu belirleyen bir öğe değil sanki... Cep telefonu
reklamlarının hiç birinde "Bu telefonla daha iyi konuşuluyor" denmiyor.
SMS göndermek, internete girmek, program indirmek, fotoğraf çekmek, müzik
depolamak ve şimdi de görüntülü konuşmak gibi özellikler ön planda. Telefon
üreticileri bu özelikleriyle yarışıyorlar.


Bu konuları Almanya'da
Yukatel'in sahibi Yusuf Karataş (36) ile konuştum. Yusuf tipik bir gurbetçi
ailesinin oğlu. Baba Mehmet, 1969'da Denizli'nin Çal ilçesinden ekmek parası
için Almanya'ya gelmiş. 10 yıl sonra karısı ve üç çocuğunu getirmiş. Yusuf
Karataş, liseden sonra "İletişim elektroniği" üzerine Alman Telekom İdaresi"nde
meslek öğrenmiş. 1996'da cep telefonu furyasıyla birlikte ailenin desteğiyle
şirketini kurmuş.


25 kişi çalıştıran
Karataş, cep telefonu toptancısı. Yılda 50 milyon Euro’nun üzerinde ciro
yapıyor. Mağazalara yılda 250 binin üzerinde cep telefonu satıyor. Almanya'da 5
bin aşkın mağazaya mal veriyor. Belçika'dan HongKong'a, Dubai'ye kadar geniş bir
coğrafyada toptan cep telefonu satıyor. Orta Almanya'da alanında önde
gelenlerden. Beş altı yıldır da güvenlik sistemleri ve uydu üzerinde araç takip
sistemleri sektörüne girmiş. Bu alanda da hızlı adımlarla
ilerliyor.


Yusuf Karataş'a
soruyorum.


- Avrupa’da cep
telefonları ortalama 2 yıl kullanılırken, Türkiye’de kullanıcıların yaklaşık
yüzde 20’si 6 ayda ya da en geç bir yıl içinde cep telefonunu
değiştiriyormuş…


- Doğru bir tespit. Avrupa'da
çok hızlı bir değiştirme yok. Göçmen gençlerin bir bölümü çabuk değiştiriyor ama
sayıları çok da önemli miktarda değil. Avrupalı ile Akdeniz ülkelerinde
yaşayanlar farklı düşünüyor. Örneğin ABDli genelde Motorola marka tercih ediyor.
Avrupalı telefonunu uzun süre kullanırken, Akdenizliler çoğunlukla yeni
teknoloji ve marka peşinde gidip hızlı değiştiriyor. Ancak yaş ilerledikçe
telefon değiştirme süresi azalıyor.


"Bakıyorum. Tercih
imkanı adeta sınırsız. Cep telefonu neredeyse bir çeşit "Statü sembolü" olarak görülüyor."
diyorum.


: Nokia, Sony/Erıcson, Samsung
ve LG olmak üzere başlıca dört üretici var. Markaların alt modelleri çok
çeşitlilik gösteriyor. Telefon icat edildiği günden beri birbirinden uzakta iki
kişinin konuşabilmesine yaramaktadır. Ama artık konuşturmaktan öte işlevi var.
Tüketicinin beklentileri de aşılıyor.
Tüketicinin hayal bile etmediği yenilikler sunulamazsa, rekabette yer
alınamıyor. Bazı modeller statü sembolü
olabiliyor.


Her ay şirketinden
değişik marka ve modellerde en az 25 bin cep telefonu çıkan Karataş, Nokia N95
model bir telefon kullanıyor. Çok memnunum. Değiştirmeyi düşünmüyorum
diyor.


Sıkı bir Ferrari
fanatiği olan Karataş, hemen hiç bir yarışı kaçırmıyor. Firmada da herşey
Ferrari dizayn. Avrupa’dakiyarış
günleri kimseye randevu vermiyor.


Cep telefonu neye göre
seçilir? Gözü kapalı marka tutkunları haricinde herkesin kendine göre kriterleri
var ama kullanıcılar genelde markasına, işlevine, kullanım kolaylığına,
bataryasının süresine ve fiyatına bakıyor. Bence ‚Telefonun ne için kullanılacağı önemli.
Kriterler bu soruya verilecek cevap ile başlamalı’

diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!