Güncelleme Tarihi:
GÖÇMENLERİN İŞİ ÇOK ZOR
Almanca’da “Alle gute Dinge sind drei” (Tüm iyi şeyler güçtür) diye bir özdeyiş vardır.
Bunun CDU için ne kadar iyi olacağını kestirmek zor.
Ama göçmen kökenlilerin işinin hiç de kolay olmayacağı kesin.
2000 yılında “Alman öncü kültürü” söylemiyle toplumsal bölünmeyi körükleyici ve göçmen kökenlileri dışlayıcı bir tutum sergileyen Friedrich Merz, kısa bir süre önce de Ukraynalı sığınmacıların Almanya’dan ‘sosyal yardım’ almak için Ukrayna ile Almanya arasında gidip geldiklerini ileri sürdü ve ‘sosyal turizm’ söylemini gündeme getirdi.
Alman vatandaşlığına geçme koşullarının kolaylaştırılması halinde de ‘sosyal sisteme göçün artacağını’ ileri sürdü.
Yıllardır politikanın içinde olan ve Almanya’nın başbakanlığına soyunmaya hazırlanan Friedrich Merz’e sesleniyoruz;
Sayın Merz, Almanya demokratik bir hukuk devletidir. ‘Sosyal turizm’, ‘sosyal sisteme göç’ gibi söylemler, barış içinde birlikte yaşamı bombalayıcı niteliktedir.
Evet...
Vatandaşlık Yasası birçok ülkenin yasalarından daha moderndir.
Ama aralarında Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Arjantin, Barbados, Brezilya, Kanada, Çad, Şili, Küba, Ekvador, El Salvador, Fiji, Grenada, Guatemala, Guyana, Honduras, Jamaika, Meksika, Pakistan, Fransa, Portekiz, İngiltere, Hollanda, Belçika, Finlandiya, Danimarka, İsveç ve Norveç’in de bulunduğu 55’e yakın ülkenin Vatandaşlık Yasası Almanya’nın yasasından çok daha moderndir.
Bu ülkelerin çoğunda, topraklarında dünyaya gelen göçmen kökenlilerin çocuklarına doğuştan vatandaşlık hakkı verilmektedir.
Bu ülkelerin çoğunda, orada yaşayan göçmen kökenlilere yerel seçimlere katılma, seçme ve seçilme hakkı tanınmaktadır.
Hatta Yeni Zelanda, Malavi, Uruguay ve Şili gibi ülkeler belirli bir süre ülkelerinde yaşayan göçmen kökenlilere genel seçimlere katılma hakkı bile vermektedir.
*
Almanya’da 2035 yılına kadar 7 milyon kişinin emekli olacağından hareket edilmektedir.
Bu boşluğun doldurulması için Almanya’nın başka ülkelerden gelecek kalifiye elemanlara ihtiyacı olacağı da apaçık ortadadır.
Bu sorunun 2000 yılındaki Kuzey Ren Vestfalya (KRV) seçimleri öncesi CDU’nun lider adayı Jürgen Rüttgers’in, Schröder hükümetinin bilgisayar (IT) uzmanı getirilmesi için hayata geçirdiği ‘Green Card’ (Yeşil Kart) uygulamasına karşı “Kinder statt Inder” (Hintliler yerine çocuklar) diyerek sürdürdüğü yanlış ve ucuz politikalarla çözülmesi mümkün değildir.
İşte bu nedenle “Birazcık sağduyu! Birazcık insaf!” diyoruz.