Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da ‘Özgürlük’, ‘Dayanışma’ ve ‘Adalet’ temel değerlerini ilke edinen Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU), önümüzdeki yıllara dönük ‘Temel İlkeler Programı’nı ilan etti. ‘Özgürlükte yaşamak-Almanya’yı güven içinde geleceğe taşımak’ başlıklı programı, Komisyon Başkan Yardımcıları Serap Güler ve Mario Voigt’le birlikte tanıtan CDU Genel Sekreteri Carsten Linnemann, iktidarı yeniden devralmaya hazır olduklarını söyledi. CDU’nun kurulduğu 1949 yılından beri hazırlan üçüncü programda, ‘Güçlü ve güvenli bir Almanya’, ‘Güçlü ve güvenli bir Avrupa’ ile ‘Dayanışma içinde güçlü bir toplum’ hedefine ağırlık verildiğinin altı çizildi. CDU Genel Başkanı Friedrich Merz’in CDU/CSU Federal Meclis Başkanlığı 2000 yılında gündeme getirdiği ve tartışmalara yol açan ‘Alman öncü kültürü’, 2007 yılında olduğu gibi yeni programda da yer aldı. Programın ‘Almanya’nın ‘öncü kültür’ cesaretine ihtiyacı var’ bölümünde, şu ifadelere yer verildi:
‘ANAYASADAN DAHA GENİŞ KAPSAMLI’
“Bir toplum ne kadar çeşitli olursa, aynı ülkede yaşayan insanları bütünleştirici bir bağa ihtiyaç vardır. Bizim ‘öncü kültürümüze’ özellikle her bireyin onuruna saygı göstermek, özgürlükçü demokratik hukuk devletini kabullenmek, devlet ve kilisenin ayrılığı, kadın ve erkek eşitliği, saygı ve hoşgörü, azınlıkların korunması vardır. Bizim ‘öncü kültürümüz’, anayasadan daha geniş kapsamlıdır. O yasalarla zorlanamayan, ama birliktelik ve bütünlük için feragat edilemez vatan ve aidiyet bilincini de içermektedir. Alman öncü kültürü, geleneklerimizi ve alışkanlıklarımızı, Alman kültürünü, dilini ve tarihini benimsemeden anlaşılamaz. İsrail’in var oluş hakkını kabullenmek de bizim ‘öncü kültürümüze’ aittir. Bu ‘öncü kültürü’ yaşayan ve Alman vatandaşı olmak isteyenleri davet ediyoruz. Biz, onlardan bizim değerlerimizi, ilkelerimizi, yasal düzenlemelerimizi kabul etmelerini bekliyoruz.”
Almanya’da SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan koalisyon hükümeti isteyen herkese ‘çifte vatandaşlık’ içeren yasayı hayata geçirmek için çaba gösterirken, CDU’nun programında, “Biz nesilden nesile geçen bir çifte vatandaşlık uygulamasını reddediyoruz. Biz bu alanda nesiller arasında bir sınır konulmasını ve en geç torunlar neslinde çifte vatandaşlığın son bulmasını istiyoruz” görüşü de vurgulandı.