Güncelleme Tarihi:
BERLİN’deki CDU Genel Merkezi Konrad Adenauer Evi’nden pazartesi akşamı video konferans yöntemiyle yapılan toplantıya katılan Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) üyeleri, yaklaşık 6.5 saat süren görüşme sonrası kararını verdi. 46 üyeden 31’i CDU lideri ve Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyalet Başbakanı Armin Laschet’in, 9’u CSU lideri ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder’in başbakan adayı gösterilmesine destek verdi. 6 üye ise çekimser oy kullandı. MKYK üyelerinin yüzde 77.5’i Laschet’e, yüzde 22.5’i de Söder’e destek verdi. Bir hafta önce aynı yerde CDU’nun ağır toplarının katıldığı toplantıda olduğu gibi dün akşam da ateşli tartışmalar yaşandığı ortaya çıktı. “CDU destek verirse başbakan adayı olmaya hazırım” diyen, ancak CDU yönetimi kendi genel başkanları Armin Laschet’in başbakan adayı gösterilmesine karar verdiği halde adaylıkta ısrar eden CSU lideri Markus Söder’in bu tutumu yüzünden sancılı saatler yaşandı. Ancak hem toplantının sonunda hem de Söder’in dün yaptığı açıklamanın ardından Laschet’in adaylığı kesinleşti.
‘HERKESİN GÖRÜŞÜ ALINDI’
‘Kardeş rakip’ Markus Söder’in adaylığını geri çektiğini ilan etmesinden birkaç saat sonra basın toplantısı düzenleyen CDU/CSU’nun başbakan adayı Armin Laschet, hedefin daha modern bir Almanya ve Avrupa olduğunu söyledi: “Yoğun bir tartışma dönemi yaşadık. 26 Eylül’de yapılacak seçimler Almanya’nın geleceği için çok önemli. CSU’ya ileri görüşlü bu kararı ve tutumu için teşekkür ediyoruz. Markus Söder’e de duyduğu güven için teşekkür ediyoruz. CDU ve bana destek sözü verdiği için Söder’e ayrıca teşekkür ediyorum. Başbakan adayının belirlenmesi döneminde tam bir açıklık kültürüne tanık olduk. İsteyen herkesin görüşü alındı. Gençlerin de, yaşlıların da, kadınların da görüşlerine başvurduk. Sürtüşmeler ancak toplumsal dayanışma ve karşılıklı anlayışla giderilir.”
‘BİRLİKTE KARAR VERMELİYİZ’
“CDU ve CSU’nun seçimlere bir tim olarak katılması önemlidir. CDU, CSU olmadan, CSU da CDU olmadan kazanamaz. Ancak birlikte hareket eder, birlikte yürürsek başarılı oluruz. Gençliğimde CDU’ya girdiğimde aklımdan başbakan olmak geçmezdi. Ben iyi bir dünya yaratılması için politikaya soyundum. Bugün hâlâ aynı düşüncedeyim. Prensibim, dinlemek, karar vermek ve uygulamak. Almanya’nın ve Avrupa’nın daha modern bir konuma gelmesi için çaba göstereceğiz. Özellikle pandemi döneminde buna daha çok ihtiyacımız var. Avrupa güçlü olmazsa, Almanya güçlü olamaz. Bazı şeylere Avrupa olarak birlikte karar vermeliyiz. Toplumsal bütünlük önceliğimizdir. Bu benim stilimdir. Politikam da hep bu yönde olmuştur. Çeşitliliği zenginlik olarak görmeliyiz, tehlike ve tehdit değil.” Ahmet KÜLAHÇI / BERLİN