Güncelleme Tarihi:
En önemlisi ise bu tasarının yasalaşmasıyla ‘çifte vatandaşlık’ yolu tamamen açılacak.
Eşlerden birinin en az 5 yıldır Almanya’da yaşaması halinde, burada dünyaya gelen çocukları otomatik olarak Alman vatandaşı olabilecek.
Alman vatandaşlığını alan göçmen kökenliler, kendi vatandaşlıklarını koruyabilecek.
BU KEZ ENGELLEYEMEYECEKLER
Bu, hiç şüphesiz gerçekten Almanya için reform nitelikli bir gelişmedir.
Aslında bu reformu gerçekleştirmek için 1998 yılında iktidara gelen SPD-Yeşiller koalisyonu ilk somut adımı attı.
SPD’li Başbakan Gerhard Schröder döneminde, Almanya’da 1913 yılından beri geçerli olan ‘kan bağına’ (ius sanguinis) dayalı vatandaşlık yerine ‘doğulan yere’ (ius soli) dayalı vatandaşlık hakkını içeren tasarı Federal Meclis’te kabul edildi.
Ancak Eyaletler Meclisi’nde çoğunluğu elinde bulunduran ana muhalefet Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU), reforma geçit vermedi.
Her ne kadar CDU/CSU ile sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) karşı çıksa da Eyaletler Meclisi’nde artık çoğunluğu olmayan CDU/CSU’nun bu kez tasarının yasalaşmasını engelleme şansı bulunmamaktadır.
KARARI KİM, NASIL VERECEK?
Federal Meclis’te yapılan tartışmalar sırasında, özellikle Almanya’ya aidiyeti, özgürlükçü demokratik değerleri, Alman Anayasası’ndaki özgürlük, eşitlik, hoşgörü gibi temel değerleri ‘koşulsuz kabul edenlerin’ Alman vatandaşı olmalarına izin verilmesi vurgulandı.
Yahudi düşmanı, ırkçı, Alman Anayasası’ndaki insan onuruna saygıyla bağdaşmayan tutum sergileyen ve davranışta bulunanlara Alman vatandaşlığı verilmemesinin de altı çizildi.
Buna da kimsenin itirazı olamaz...
Olmamalıdır da...
Ancak kimin kafasından neyin geçtiğini, kimlerin Yahudi düşmanı olup olmadığını, kimlerin Alman Anayasası’na saygı gösterip göstermediğini ve göstermeyeceğini kimler ve nasıl saptayacak?
Alman vatandaşlığı başvurusunda bulunan biri “Ben Yahudi düşmanıyım, ben Alman Anayasası’nı kabul etmiyorum” demeyeceğine göre, son kararı kimler ve nasıl verecek?
Berlin- Brandenburg Türk Toplumu (TBB) Sözcüsü Safter Çınar, haklı olarak bu yöndeki yaklaşıma tepki göstermektedir.
Alman kültürünü özümsemiş, aynı zamanda Alman vatandaşı olan birinci nesil Türkiye kökenli Safter Çınar, “‘Vatandaşlığa geçecek bir kişi Almanya’nın değerlerine sahip çıkıyor mu?’ diye yeni bir şey getirmişler. ‘Kadın haklarına sahip çıkıyor mu, saygı gösteriyor mu?’ diye de. Şimdi benimle söyleşi yapsalar ‘Ben karımı dövüyorum’ demem veya ‘Ben Alman değerlerine hayran değilim’ demem. Ama bunu nasıl saptayacaklar? Belki yasa dışı sosyal medyayı kullanacaklar. Çünkü insanlar gizli düşüncelerini sosyal medyada paylaşıyor. Nitekim çıkar da. Başına dert olacak bir görüş paylaşır ve bu da ortaya çıkar. Bu resmen zihin polisliğidir” diyor.
SONUNDA İTİRAF ETTİ
Gerçekten insanların kafalarına, beyinlerine, zihinlerine ‘zihin polisleri’ ile mi girilecek?
Ya kendilerine ‘çamur atılanlar’ ne yapacak?
Nitekim bunun son örneğine Leipzig Eyalet Mahkemesi’nde tanık olduk.
Yahudi kökenli müzisyen Gil Ofarim, 5 Ekim 2021’de sosyal medyada paylaştığı bir videoda, Leipzig’de gecelemek istediği bir otelin resepsiyonunda bir çalışanın kendisine Davut Yıldızı taşıdığı için ırkçı bir tutum sergilediğini anlattı.
Alman vatandaşı otel çalışanı kendisine iftira atıldığı gerekçesiyle dava açtı.
Otelin güvenlik kameralarındaki görüntülerde Gil Ofarim’in boynunda ‘Davut Yıldızı’ kolye görünmüyordu.
Ve Gil Ofarim, geçen hafta Leipzig Eyalet Mahkemesi’nde yapılan duruşmada ‘iftira attığını’ itiraf ederek otel çalışanından özür diledi.
Alman vatandaşı olmak isteyenlere özellikle sosyal medyada böyle ‘çamurlar atılmayacağını’, ‘iftiralar atılmayacağını’ kim garanti edebilir?
Kendilerine ‘çamur atılan’ insanlar ‘kara liste’den çıkmayı nasıl başaracak?
*
84 milyon 482 bin nüfuslu Almanya’da göçmen kökenli 23 milyon 800 bin kişi yaşıyor ve bunların hâlâ 13 milyon 400 bini ‘yabancı’ statüsünde.
Hem de 5.3 milyonu 10 yılı aşkın süredir bu ülkede yaşadıkları halde.
Hem de 2 milyondan fazlası bu ülkede dünyaya geldikleri halde.
Alman Vatandaşlık Yasası’nda reform önemlidir ve gereklidir de...
Ama Alman vatandaşlığına geçiş ve çifte vatandaşlık yolunun tamamen açılması için ‘yeni engeller’ çıkarılması planlarından vazgeçilmelidir...
Yıllardır ‘buralı’ olan ve yıllardır bu toplumun bir parçası olan, toplumsal bütünlüğe ve toplumsal barışa son derece önem veren, bu ülkenin kalkınmasına yıllardır katkıda bulunan göçmen kökenli insanlar, özgürlükçü, demokratik hukuk devleti Federal Almanya Cumhuriyeti’nde ‘eşit haklara sahip yurttaş, vatandaş’ olarak yaşamak istemektedir.