Güncelleme Tarihi:
‘AŞAMALI OLARAK AÇILABİLİR’
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB Genel Sekreteri Abdurrahman Atasoy: “Hükümetin salgınla ilgili aldığı kararları genelde önemli ve gerekli buluyor ve destekliyoruz. Alınan tedbirlerle son günlerde virüsün bulaşma hızında önemli bir düşme kaydedilmesini de umut verici buluyoruz. Bilindiği gibi, salgının Almanya’da görülmeye başladığı ilk günden itibaren DİTİB olarak hızla inisiyatif alınarak camilerde salgının bulaşma hızını yavaşlatmaya dönük gerekli bütün tedbirler alınmış ve hükümete gerekli destek verilmiştir. Cemaatimiz de bu sınırlandırmalara karşı son derece olgun bir anlayış ve sabır göstermiş, tedbirlerin olumlu sonuçlar vermesini sağlayacak desteğini hiçbir zaman esirgememiştir. Ancak hükümetin eyalet hükümetleriyle istişare ederek salgınla mücadele bağlamında toplu faaliyet yasağı ile okul ve ticarethanelerin kapalı kalmaya devam etmesi yönündeki kararı yanı sıra istisna olarak 800 metrekareye kadar olan ticarethanelerin açılmasına izni verilirken, bu istisnadan ibadethanelerin, tabii ki gerekli bütün tedbirler alınarak, faydalanmasına hangi sebeple henüz müsaade edilmemiş olmasını anlayabilmiş değiliz. Camilerimizin, cemaatimizin sağlığı için gerekli bütün tedbirlerin de alınması şartıyla, aşamalı olarak tekrar cemaatimiz ile buluşmasını özlüyor ve önemsiyoruz.”
‘ÖNCE İNSAN SAĞLIĞI’
Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi (ZMD) Başkanı Aiman Mazyek: “Bu salgına karşı insan sağlığı ve hayatının korunması biz Müslümanlar için en yüksek öncelik. Kutsal Ramazan ayında camilerimizi kapalı tutmaya devam etmek ne kadar zor olsa da, bizim dini ve vatandaşlık sorumluluğumuz güncel durumda bunu gerektiriyor. Biz inşallah salgında Almanya’da yakında başka kararlar verme aşamasına ulaşırız. Biz, tüm Müslümanlara bu zor dönemde gösterdikleri anlayış ve sağduyu için teşekkür ediyoruz, tüm insanları bu hastalıktan koruması için Allah’a dua ediyoruz.”
‘ANLAMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİYORUZ’
İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Bekir Altaş: “Şehirlerde alışveriş yapılmasına müsaade edilirken, cami, kilise veya sinagogların kapalı tutulmasını anlamak mümkün değildir. Bunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Camiler, büyüklüğüyle orantılı olarak kişi sayısında kısıtlama ve dönüşümlü uygulamayla sosyal mesafe kuralının yerine getirebilir. Kayıt uygulaması sayesinde olası bulaşı zincirinin tespiti kolaylaşır. Bizce camiler kademeli biçimde ibadete açılmalı.”
‘RAMAZAN FIRSAT OLABİLİR’
Penzberg Camisi imamı Benjamin İdriz: “Virüsün yayılma sorumluluğunu o zaman biz Müslümanlara taşımış oluruz. Bu büyük bir vebal. Bu konuda hükümet ve Müslüman cemaat temsilcilerinin ortak bir karara varması ve bir yol haritası çizmesi isabetli olur. Toplu ibadet yasağı altındaki bir Ramazan, bizim için aynı zamanda fırsat olabilir. Bu virüsle oruç yasağı gelmiyor. Oruç ibadeti devam ediyor. Toplu namaz kılmak zorunda değiliz. Müslümanlar toplu ibadet ve teravihlere alışmışlar ama, bu sene teravih ve diğer namazlarımızı evde kılalım. Kaldı ki, televizyonlar ve sosyal medya sayesinde dini program ve vaazları takip etme imkânı var. Herkes evde bunu takip ederek, Ramazan atmosferini yaşayabilir. Ramazan’da itikaf diye bir olay var. Ramazan’ın son 10 gününde Hazreti Peygamberimizin uyguladığı bir sünnet var. Camiye çekilerek Allah ile başbaşa kalma. Bu muazzam bir fırsat. Şimdi sadece Ramazan’ın son 10 gününde değil de, tüm Ramazan’ı itikafa çevirebiliriz. İnsanın kendisini tamamen Allah’a vermesi, huzur bulması. Bu Ramazan bize bu fırsatı sağlayacak.
‘EN BAŞTA İNSAN SAĞLIĞI’
Berlin Alevi Toplumu Cemevi Başkanı Dr. Yüksel Özdemir: “Bizim için en başta insan sağlığını korumak geliyor. Biz, Allah’a, verdiği bedeni korumakla mükellefiz. Şu an sadece yasaların elverdiği ölçüde vefat eden canlarımıza son görevimizi yerine getiriyoruz. Başlangıçta 50 kişiye kadar müsaade ediliyordu. Sonra bu 10 kişiye düşürüldü. Dolayısıyla çok yakın aile çevresinden sadece 10 kişi gelebiliyor. Burada sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyuluyor. İkişer metre mesafe bırakılıyor. Bu insanların telefon numaraları ve adresleri kaydediliyor. Olası bir salgın veya hastalık durumunda takibi ve ulaşılması için katılım listesini bir ay süreyle saklı tutuyoruz. Bizim için en başta insan sağlığı.”