Temel ELCİVAN / STOLBERG
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 2021 14:08
Hürriyet, Almanya’da yaşanan sel felaketinden ağır darbe alan Kuzey Ren Vestfalya eyaletine bağlı Stolberg kentine gitti. Caddeler yıkık, dökük. Şehir adeta viran olmuş. Sel, Türklerin işlettiği dükkânlarda kullanabilecek ürün bırakmazken, kapısı, penceresi parçalanmış iş yerlerinin bir çoğu balçık ve moloz yığınıyla dolu. Sel felaketinin açtığı yaraların sarılmasını bekleyen ve yavaş yavaş iş yerlerinden moloz ve çamur balçığını temizlemeye başlayan Türk esnafı, “Zor durumdayız, önümüzü göremiyoruz” diyerek dert yandı.
TACETTİN Demirtaş (49). Stolberg Bierweider caddesindeki Huzur Market’in sahibi. Almanya’daki Türk çatı kuruluşlarından tam olarak destek göremediklerini belirten Demirtaş, şunları söylüyor: “Zarar gören STK’lar değil, durumu iyi olanları yanımızda göremedik. İlla maddi anlamda değil, insanın böyle zor günlerinde morale daha çok ihtiyacı oluyor. Türk lobisi oluşturulamadı, birlik beraberlik ortaya konulamadı. Biz, Türkiye’de ya da başka bir ülkede meydana gelen afetlerde sürekli yardım eden insanlarız, ama aynı desteği bu sefer göremedik.”
Demirtaş, marketin selden nasıl etkilendiğini ve nelerle mücadele etmek zorunda kaldıklarını ise şöyle anlattı:
‘SADECE YAĞMUR SUYU OLSA...’“Stolberg meydanında suların kabardığını görünce, gece yarısı saat 01.00’e kadar su pompalarıyla bodrum katına biriken suları boşaltmaya çalıştık ve dükkândan ayrıldık. Daha sonra kiracılar aradı, ‘Marketin camları patladı, binaya giren su neredeyse üç metreyi buldu, korkuyoruz’ dediler. Sabah gördüğümüz tablo karşısında şoke olduk. Tüm reyonlar devrilmiş, su, balçık içinde. Sadece yağmur suyu olsa temizlenmesi kolay olurdu, ama balçık ve lağım suyu ile birlikte doldu. Çamurlu su, markette neredeyse bir metreyi aşmış durumdaydı. Bize gelen bilgiye göre, küçük esnaflar için 5 bin euro yardım yapılacak. Sadece market kısmı değil, depoda bulunan ürünler de kullanılmaz hale geldi. Zararımızın ne olduğunu tespit edemiyoruz, bilir kişi bekliyoruz.
‘7 GÜNDÜR BALÇIK TEMİZLİYORUZ’“Belediye kurumlarından da bir yardım gelmedi, herkes kendi işini görmeye çalışıyor. Gıda işi yaptığımız için selin bulaştığı ürünleri kullanma şansımız kalmadı. 12 gün oldu. 7 gündür sadece çamur ve balçık temizliyoruz. Sigorta şirketleri ve belediye yetkililerinin nasıl bir karar alacağını bilmediğimiz için tüm Stolberg esnafı olarak endişeli bir bekleyiş içindeyiz. En hızlı şekilde marketimizi kurup eskisi gibi müşterilerimize hizmet etmek istiyoruz. Ürün siparişi versek, haftalarca bekleyeceğiz, gelince kurulması var. İş yerimizin elektrik gibi bazı eksikliklerini giderebilmek için usta da bulamıyoruz.”
‘BUNU KİMSE KESTİREMEZDİ’Salm caddesinde aileden gelen 34 yıllık ‘Yıldız Home’ adlı ihracat şirketleri bulunan Asiye Yıldız (34) da yılların birikimi bir gecede selle akıp gittiğini söyledi. Kapıdaki otomobil ve dükkandaki mobilyaların sel sularıyla birlikte gitmesini izlemekten başka bir şey yapamadıklarını belirten Yıldız, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bunu kimse kestiremezdi, ürünlerimiz raflarla birlikte akıp gitti. Yeniden başlayabilmemiz için devletten destek bekliyoruz. Hayatta kaldığımız için şükrediyoruz. Artık yeniden başlamayı hedefliyoruz. Dükkânlar harap oldu, yollar, kaldırımlar öyle. Ama zamanla hep birlikte yeniden ayağa kalmak istiyoruz.”
‘5 BİN EUROYLA OLACAK İŞ DEĞİL’“Devlet yardımı olmadan, esnafların yüzde ellisi tekrar dükkânını açamaz. Varımızı, yoğumuzu dükkânlara yatırdık. Zaten 1.5 yıldır koronavirüsten dolayı çalışamadık, bir de üstüne bu geldi. Devlet yardımı olarak 5 bin euro bir yardım deniyor, bu rakamla olacak iş değil. Dükkân bölümünde olan mallar selle akıp gitti, depoda olan ve çok ıslanmayan ürünleri kurtarmaya çalıştık. Yani mağazadaki ürünlerin yüzde doksanı ziyan oldu. Sel afeti sırasında bizlere kimsenin yardım edecek hali yoktu. Türk esnaflar olarak birbirimize destek olduk. İş yerlerimizi, birlikte temizledik.”
‘ÇOK ZARARIMIZ VAR’Stolberg’in Mühle semtinde bulunan ‘İstanbul Grill Haus’un işletmecisi Cahit Erol (36), “Sel her şeyi alıp götürdü. Çok zararımız var. İnşallah devlet bizi mağdur etmez. Sigorta şirketinin henüz bir hasar tespiti yok. Nasıl bir ödeme yapacağını da bilemiyoruz. Yeniden dükkânımızı hizmete açabilmek için uğraşıyoruz” dedi.
‘CANIMIZI ZOR KURTARDIK’2003’ten beri hizmet veren ve sel sonrası giriş katı sel molozlarıyla dolu, kapısı, penceresi paramparça olmuş giyim mağazası Divatilla’nın isletmecisi
Özlem Dinç (41), “Gece dükkânda çalışırken sele yakalandık. Belediyeden herhangi bir uyarı da almamıştık. Dükkanın içini sel bastığında canımızı zor kurtardık” diye konuştu. Sabah 08.00’e kadar dükkânı kurtarmaya çalıştıklarını anlatan Dinç, şunları söyledi: “Elektrikler kesildikten sonra mum ışığında dükkânı korumaya çalıştık. Belediyenin itfaiye ekipleri ve polisler yoldan geçti, ama dükkânda ışık olmadığı için bizleri fark edemediler, yardıma da gelemediler. Telefonlarımızın şarjı da bitmişti. Canımızı kurtarmak için üst kattaki komşunun evine sığındık. Otomobillerimizin nasıl sele kapılıp uzaklaştığını izledik. Sel sokaktan gelip dükkâna doldu, arka duvarı yıkarak dereye karıştı. Kıyafetlerin yüzde doksanı yok oldu. Sigorta şirketleri çoğu dükkânın zararını karşılamayacak gibi görünüyor.”
SEYYAR ÇAMAŞIRHANE KURULDUSelin vurduğu 56 bin nüfuslu Stolberg kentinde, birçok ailenin evi kullanılmaz durumda ve elektrikleri de kesilmiş. Bunun için de Stolberg şehir meydanının iki farklı noktasında seyyar duş kabini ile tuvalet bölümleri kuruldu. Ayrıca her iki seyyar hizmet alanının yanına yirmiyi aşkın çamaşır makinesinin bulunduğu çamaşırhaneler oluşturuldu. İki farklı seyyar çamaşırhane için
Koç Holding’in 50’den fazla çamaşır makinesini gönderdiği kentte konuşuluyor. Söz konusu çamaşır makinelerinin markası Beko, ama seyyar çamaşırhanenin kurulu olduğu alanda herhangi bir şirket ya da kuruluş adı yer almıyor.
MUTFAKTA 7 SAAT KURTARILMAYI BEKLEDİK
Selin vurduğu gece Stolberg kentinde tam anlamıyla can pazarı yaşandı. Bir binanın giriş katında yaşayan
Bahriye Akdere (58) ile Coşkun Akdere (60) çifti, insan boyuna kadar dolan sel suyunun içinde 7 saat boyunca kurtarılmayı beklemiş. “Dairenin oturma odasına dolan sel suyu ile salonda bulunan mobilyaların bir birine çarpmaya başladığı görünce, kendimizi mutfağa zor attık” diyen Coşkun Akdere, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Sürekli eve su doluyor su seviyesi yükseliyordu. Zorla sandalyelere çıkarak suyun üstününde kalmaya çalıştık ama su çok tazyikle evin içinde dolanıyordu ve sandalyelerde tutunamadık. Elektrikler de kesildi. Mutfakta bulduğumuz bir mumun ışığını cama tutarak bizi birileri görüp gelip kurtarsınlar diye bekledik. Boğazımıza kadar suyun içinde hayata tutunmaya çalıştık. Mücadelemiz, gece saat 01.00’den sabah sekize kadar sürdü. Pencereden bakıyoruz, ortalıkta kimse yok. Karanlık bir taraftan. Eşim bir an, ‘Kurtulamayacağız, bak birlikte öleceğiz’ dedi. Umudumuzun kaybolduğu anlar oldu, ölmeden kıyameti yaşadık. Bizi, Allah korudu. Sabah saat 04.00’ten sonra suyun dolması durdu, yavaş yavaş su azalmaya başladı. Saat 08.00’de zorla kapıları açarak, kendimizi dışarı arttık.”
‘BİRBİRİMİZLE HELALLEŞTİK’Şeker hastası olan da Bahriye Akdere ise “Oturma odasına çok su doldu, benim boyumu aştı. Mutfağa geçmeseydik boğulurdum. Mutfakta pencerenin önüne çıkıp tutunmaya çalıştım. Sürekli kurtarmaya gelen olacak mı diye bakıp durduk. Gelen, giden yok, ‘Biz burada ölüme terk edildik, çocukları bir daha göremeyeceğiz’ diye düşündüm. Birbirimize tutunmaya çalıştık. Suların yükseldiği, boyumuzu aşacağı sırada helalleştik bile. Mum ışığı ile sabahı ettik, çok zor saatler yaşadık” diye yaşadığı o korkunç anları anlattı.