Güncelleme Tarihi:
30 Ağustos Zaferi'nin ardından ka?an düşmanın takibi i?in Başkomutan Mustafa Kemal, 1 Eylül günü ordulara "İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri" emrini verdi.
Gizliliğin ve disiplinin, başarıya ulaşmada önemli katkıda bulunduğu muharebede, ordunun ana kuvvetleri İzmir'e yürüyüşünü sürdürürken Başkomutan'a ulaşan telsiz telgrafta İzmir'deki ihtilaf devletleri konsoloslarına görüşme i?in yetki verildiği belirtilerek, buluşmanın nerede olacağı soruldu.
Atatürk, Nutuk'ta bu olayı, "verdiğim cevapta 9 Eylül 1922 günü İzmir Kemalpaşa'da görüşebileceğimizi bildirmiştim. Ger?ekten de söz verdiğim gün Kemalpaşa'da bulundum. Fakat görüşmeyi isteyenler orada değildi. Çünkü ordularımız, İzmir Rıhtımı'nda ilk verdiğim hedefe, Akdeniz'e ulaşmışlardı" diye anlattı.
BUHARA'DAN İZMİR FATİHİ'NE
Türk ordusunun 15 günde 400 kilometre yolu savaşarak aşıp büyük fedakarlıkla ulaştığı İzmir'in kurtuluşunda, kanlar i?indeki bir Türk subayının Hükümet Konağı'na bayrağı ?ekmesiyle son bulan "?? Kılıcın Hikayesi" de tarih kayıtlarına ge?ti.
Dokuz Eylül ?niversitesi (DE?) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Do?. Dr. Kemal Arı'dan alınan bilgiye göre, Buhara'dan İzmir Fatihi'ne ge?en kılı? öyküsü şöyle gelişti: "Sakarya Savaşı'nın ardından Buhara Cumhuriyeti'nden gelen bir heyet, TBMM Başkanı ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın huzuruna ?ıktı. Buhara halkı adına ü? değerli kılıcı armağan olarak getiren heyet üyeleri, bu kılı?lardan birini Gazi'ye, diğerini İsmet Paşa'ya sundu. ??üncü kılıcın sahibiyse henüz belli değildi. Heyet, bu kılıcın İzmir'e ilk girecek kahramana verilmek üzere saklanmasını Gazi'den rica etti.
Askerlere duyuru, Batı Cephesi Komutanlığınca yapıldı. Bu andan itibaren kılı? Kurtuluş Savaşı ile özdeşleşti, bir?ok subay ve askerin düşlerini süsledi.
Ordu, Mustafa Kemal'in tarihi emriyle adeta İzmir'e akarken, İkinci Süvari Tümen Komutanı Yarbay Zeki (Tümgeneral Zeki Soydemir), öncü olarak Birinci Süvari Alayı'nı görevlendirdi. ?ncü öncüsü olma görevi de İkinci Tümen, Dördüncü Alay Komutan Yardımcısı Yüzbaşı Şerafettin'e verildi.
İzmir'e giren ilk Türk subay olan Yüzbaşı Şerafettin, daha sonra anılarını, '(İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri) emrini almıştık. Anlatılmaz bir hızla mesafeleri aşıyor, İzmir'e doğru u?uyorduk. Ka?an düşman köyleri kasabaları yakıyor, intikamını sivil halktan alıyordu. Adım başı rastladığımız bu yürekler acısı manzara, hızımızı büsbütün artırıyordu" sözleriyle kaleme aldı.
H?K?MET KONAĞINDA
Yüzbaşı Şerafettin, 9 Eylül sabahı birliğiyle İzmir'e, Bornova-Halkapınar üzerinden yürüdü. Türk subayı, yarısını şehit verdiği birliğiyle Hükümet Konağı önüne omzuna ve koluna şarapnel, göğsüne ise mermi isabeti nedeniyle kanlar i?inde geldi. Bir gencin uzattığı Türk bayrağını göğsüne sokan Yüzbaşı, sendeleyerek yukarı ?ıktı. Göğsündeki kanın bulaştığı bayrağı gözyaşları i?inde göndere ?eken Yüzbaşı Şerafettin, o dakikaları, "yaraları kim düşünür, ölsem ne gam? İzmir'i kurtarmıştık ya. Bu şerefin öncüleri biz olmuştuk ya" diye anlattı.
İzmir'in, 3 yıl 3 ay 24 gün süren işgali böylece sona ererken, izleyen dakikalarda, Yüzbaşı Zeki komutasındaki süvari birliği Sarıkışla'ya, ?steğmen Arif ve Takım Komutanı Celal Bey ile Yedek Subay Besim Efendi de Kadifekale'ye bayrağı ?ekti. Bütün bu gelişmeler, cephe komutanlığına dakika dakika bildirildi.
KILICI BAŞKOMUTAN VERDİ
Belkahve'den tarihi günü izleyen Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın yanında Fevzi ve İsmet paşalarla 10 Eylül sabahı kurtardığı İzmir'e gelişi, görkemli oldu. Kent adeta ayağa kalktı.
İzmir'e girişinden 2 gün sonra Başkomutan, Şerafettin Yüzbaşı'ya, "İzmir" adını verirken, Buhara Hükümeti'nden emanet aldığı kılıcı da 15 Eylülde Yüzbaşı Şerafettin'e iletti.
HEYKELİ NEDEN DİKİLMİYOR?
Dokuz Eylül ?niversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Do?. Dr. Kemal Arı, zafere giden yolda, milletin önderle birbirine karşılıklı inan? ve güveni ile askerin büyük kahramanlığının en önemli yapı taşlarını oluşturduğunu belirterek, kendi ulusunun tarihini ?ok iyi bilen Ulu ?nder'in, elinde hi? bir maddi gü? yokken, tamamen Türk Milleti'nin bağımsızlık tutkusundan aldığı gü?le, bir mucizeyi ger?ekleştirdiğini anlattı.
Do?. Dr. Arı, "ancak İzmirliler şimdi şunu düşünmeli: 'Neden Yüzbaşı Şerafettin Bey gibi birinin heykeli, İzmir Hükümet Konağı'nın önünde, Pasaport'ta veya Konak Meydanı'nda yok?'