Büyük koalisyona koronavirüs dopingi

Güncelleme Tarihi:

Büyük koalisyona koronavirüs dopingi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2020 09:52

Almanya’da ‘halk partisi’ deyince akla, hiç şüphesiz ‘kardeş partiler’ olarak bilinen Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) gelir. Daha doğrusu gelirdi. Ancak son dönemlerde durum değişti.

Haberin Devamı

Büyük koalisyona koronavirüs dopingi
EVET, 23 Mayıs 1949 tarihinde Alman Anayasası’nın kabulüyle resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nde ilk genel seçim 14 Ağustos 1949’da yapıldı.
Bu seçimde CDU/CSU toplam oyların yüzde 31’ini, SPD yüzde 29.2’sini, Hür Demokrat Parti (FDP) yüzde 11.9’unu ve Almanya Komünist Partisi (KPD) yüzde 5.7’sini aldı.
Daha sonraki yıllarda yapılan genel seçimlerden de CDU/CSU ile SPD hep ‘en güçlü partiler’ olarak çıktı.
CDU/CSU 1953-1994 yılları arasında yapılan genel seçimlerde hep yüzde 40’ın üzerinde oy aldı.
Hatta 1957 yılındaki genel seçimlerde toplam oyların yüzde 50.2’sini alarak bir rekor bile kıldı.
Daha sonraki yıllarda yapılan genel seçimlerde CDU ile ‘kardeş parti’ CSU bu sonuçlara rüyalarında bile ulaşamadı.
1998-2017 yılları arasında aldıkları oy oranı hep yüzde 30’larda kaldı.
2017 yılında yapılan genel seçimde ise CDU/CSU ancak toplam oyların yüzde 32.9’unu alabildi.
Ama ‘kardeş partiler’ yine de ‘en güçlü kanat’ konumunu korudular.

*

Haberin Devamı

SPD de 1957-1965 ile 1983-2005 yılları arasında yapılan genel seçimlerde hep yüzde 30’un üzerinde oy aldı.
1969-80 yılları arasında ise yüzde 40’ın üzerinde.
Alman Sosyal Demokratlar, yıllar sonra Gerhard Schröder sayesinde yüzde 40 sınırını 1998 yılındaki genel seçimlerde yüzde 40.9’la son kez aşmayı başardı.
2009 yılından beri ise SPD’de tam bir çöküş başladı.
2009’daki genel seçimlerde toplam oyların sadece yüzde 23’ünü alan SPD, 2013’te oy oranını yüzde 25.7’ye yükseltse de 2017’deki son genel seçimde yüzde 20.5’e düştü.
Yani bir yerde ‘halk partisi’ konumunu büyük ölçüde kaybetti.
Hele hele son iki yılda yapılan eyalet parlamentosu seçimleri ile son dönemlerdeki kamuoyu yoklamalarına baktığımızda, SPD’nin ‘halk partisi’ konumundan eser bile kalmadığını görüyoruz.
SPD, 2018’de Bavyera Eyalet Parlamentosu seçimlerinde toplam oyların sadece yüzde 9.7’sini, 2019’da Thüringen’de yüzde 8.2’sini ve Saksonya’da yüzde 7.7’sini alabildi.
Geçen yılın ikinci yarısından beri yapılan kamuoyu yoklamalarında SPD’nin oy oranının ülke genelinde yüzde 13’lere düştüğü bile ortaya çıktı.
SPD’nin yanı sıra CDU/CSU’ya seçmen desteğinin azaldığı da gözden kaçmadı.

*

Haberin Devamı

Bu yıl yapılan kamuoyu yoklamalarında, CDU/CSU’nun oy oranının yüzde 26’ya kadar düştüğü bile görüldü.
Hatta CDU/CSU ile SPD’nin sandalye sayısının yeni bir ‘büyük koalisyon hükümeti’ kurmaya yetmeyeceği bile.
Ancak CDU ile CSU’nun imdadına koronavirüs belası hızır gibi yetişti.
Dünyanın çeşitli kesimlerinde on binlerce insanın ölümüne neden olan koronavirüs belası, CDU ile CSU’ya desteği artırdı.
Angela Merkel Başbakanlığındaki ‘büyük koalisyon hükümetinin’ koronavirüse karşı verdiği mücadele, CDU ile CSU’nun işine yaradı.
Son 2 hafta içinde yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, CDU/CSU’nun oy oranı yüzde 8 civarında artış gösterdi.
Aynı kamuoyu yoklamalarına göre, Almanya’da bugünlerde genel seçim olsa CDU/CSU’nun yüzde 34, Yeşiller’in yüzde 22, SPD’nin yüzde 16, sağ popülist Almanya için Alternatif’in (AfD) yüzde 10, Sol Parti’nin yüzde 7 ve FDP’nin de yüzde 5 oy alacağı belirlendi.
Bu veriler, koronavirüsün yalnız CDU/CSU’yu güçlendirdiğini değil, aynı zamanda 2013 yılından beri süregelmekte olan büyük koalisyon için doping niteliği taşıdığını da ortaya koydu.
Tabii CDU/CSU ‘halk partisi’ konumunu kaybetmeye zaten çoktan yüz tutmuş SPD’yi terk edip, Yeşiller’le yeni bir hükümet kurmazsa.
Tabii politika sahnelerinden silinip gitmeyi engellemek için SPD’nin CDU/CSU ile ortaklığı sonlandırma alternatifi de göz ardı edilmemeli.

BAKMADAN GEÇME!