Güncelleme Tarihi:
Büyük Frederik, farklı dilden, farklı dinden, farklı kültürden insanlara hoşgörülü davranmasıyla da tanınır.
Nitekim 1740 yılında “Şayet insanlar dürüstse ve gerçekten inanıyorlarsa, tüm dinler eşittir ve iyidir. Ve şayet Türkler ve 'Heiden' (Hıristiyan kültürü etkili, ancak birden fazla tanrıya inanalar) buraya gelirler ve bu ülkede yaşamak isterlerse, onlar için camiler, kiliseler inşa ederim” diye yazmıştı Prusya kralı.
Hatta Büyük Frederik'in 1756 yılında çok yakın bir tanıdığına, artık Hıristiyanlar arasında çok ender rastlandığı için Müslümanlara daha fazla güvendiğini bile söylediğinden bahsedilir.
İşte Büyük Frederik'in 300'üncü doğum yıldönümü vesilesiyle önceki gün Berlin'in ünlü “Jandarma Pazarı” meydanındaki “Konzerthaus”da bir anma töreni düzenlendi.
Törende, iki Almanya'nın birleşme gününde 3 Ekim 2010'da “Hıristiyanlık şüphesiz Almanya'ya aittir. Musevilik şüphesiz Almanya'ya aittir. Artık İslam da şüphesiz Almanya'ya aittir” dediği için yoğun eleştirilere hedef olan ve son haftalarda tanıdık bir işadamının eşinden yıllar önce aldığı özel kredi ve “Bild” gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann'ın telesekreterine bıraktığı “tehdit” mesajı yüzünden yine hedef tahtası haline gelen Cumhurbaşkanı Christian Wulff da bir konuşma yaptı.
Ama kendi açısından “haklı olarak” Büyük Frederik'in de kendisinin de Müslümanlar hakkında düşündüklerine değinmedi...
Daha doğrusu değinemedi...
Evet, 250 yılı aşkın bir süre önce Büyük Frederik'in Müslümanlara gösterdiği hoşgörü, nedense günümüz Almanya'sında görülmemektedir.
Günümüz Almanya'sında bir yargıç “Otomobil sürücüleri müezzinin okuduğu ezan sesini duyarsa neye uğradığını şaşırıp trafik kazası yapabilir” diyerek, minareden ezan okunmasına karşı çıkabilmektedir.
Günümüz Almanya'sında bazı politikacılar, kent merkezlerinde “görüntü kirliliğine” yol açtığını ileri sürerek camilerin ancak sanayi bölgelerine inşa edilmelerini önerecek kadar katı bir tutum sergileyebilmektedir.
Günümüz Almanya'sında yalnız aşırı sağcı Neonaziler ve yandaşları değil, mahalle sakinleri bile sokaklara dökülüp, kendi semtlerine, kendi bölgelerine cami inşa edilmesine karşı çıkmaktadır.
İşte Berlin'in göbeğinde “Konzerthaus”da Büyük Frederik'in 300'üncü doğum yıldönümü vesilesiyle düzenlenen anma törenini izlerken bunlar geçti aklımdan...
“Almanlar, Almanya'da politik sorumluluk taşıyanlar eskiden daha hoşgörülüymüş” dedim kendi kendime...
“Günümüz Almanya'sında da yeni Büyük Frederik'lere gereksinim var” dedim kendi kendime...
“Günümüz Almanya'sında da demokrasiyi, her alanda, toplumun her kesimi için özgürlüğü ve hoşgörüyü sonuna kadar özümsemiş Almanlara, Alman politikacalara ihtiyaç var” dedim kendi kendime...