BERLİN / Fotoğraflar: Hüseyin İŞLEK
Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 2021 11:56
Burcu Argat’ın ‘ICH BIN AUS MİTTE – BEN MİTTELİYİM’ başlıklı ilk kişisel sergisi Mitte Museum’da sanatseverle buluşuyor. Sergi, 13 Şubat 2022’ye kadar ziyaret edilebilir.
İSTANBUL üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra 15 yıl kadar avukat olarak çalışan; daha sonra 2018 yılında yayımlanan ilk romanı ‘Bir Cinayet Senfonisi’nin beğenilmesi üzerine bütün enerjisini sanatsal ve kültürel faaliyetlere aktarmaya karar veren Burcu Argat, Türkiye’den Almanya’ya İş göçü’nün 60. Yılında ‘ICH BIN AUS MİTTE – Ben MİTTELİYİM’ başlıklı ilk kişisel sergisini açtı. Mitte Museum’da açılan sergi 13 Şubat 2022’ye kadar ziyaret edilebilir.
‘EKSİK BİLGİLENDİRME’Sergisiyle ilgili bilgi veren Burcu Argat, “Sanatsal ve kültürel faaliyetlere karar verdikten bu yana serbest yazar ve küratör olarak çalışmaktayım. Bu projeyi de Bezirksamt Mitte, Kultur Mitte ve Bezirkskulturfonds desteğiyle gerçekleştirdim. Türkiye’den Almanya’ya iş gücü göçü bugüne kadar hep erkeklerin deneyimi, erkek işçilerin serüveni olarak aktarıldı. Kadınlar, sadece eşlerini takip ettikleri için göçmüşler, evde kalıp çocuk yetiştirmişler gibi lanse edildi. Bu yanlış bir bilgi değil, ancak eksik bir bilgilendirme. Gerçeğin böyle olmadığını, 60’lı ve 70’li yıllarda tek başına Almanya’ya gelen, çocuklarını Türkiye’de bırakmak zorunda kalan kadınların da olduğunu biliyoruz. Bu gerçekliği, günümüz toplumunda daha görünür kılabilmek için böyle bir proje yürütmek istedim ve böyle bir sergi hazırlamaya karar verirken işe yaşadığım şehir Berlin’den başladım, fakat 2022 yılı boyunca projeyi Almanya geneline yaymak istiyorum“ dedi.
‘HER KESİTTEN KADINLA KONUŞTUM’Burcu Argat, sergisi için bir göçün tanığı çok insanla söyleşiler gerçekleştirdiğini belirtti. Farklı dönemlerde gelen göçmenler arasındaki farkları da ortaya çıkarmaya çalıştığını belirten Argat, “1960’lardan bugüne kadar Berlin’e sürekli bir göç akımı yaşandı. Bulabildiğim, ulaşabildiğim her yaştan, her sosyal kesitten, her meslekten kadınla konuşmaya çalıştım. Üzerine kendi yorumlarımı eklemeden, kadınların kendi tarzlarında, kendi istedikleri gibi hikâyelerini anlatabilecekleri bir platform yaratmaya çalıştım. İlk gelenlerle, yeni gelenler arasındaki fark ve benzerlikleri de ortaya çıkarmaya çalıştım. Yaklaşık 6 aylık bir hazırlık sürecinden sonra 2 ay gibi kısa bir sürede 20’den fazla göçmen kadın bana hikâyesini anlattı. Bu video röportajlardan bir kayıt dizisi oluşturdum. Yaptığım arşiv taramasından ortaya çıkardığım, proje içeriğini destekleyen sanatçı, gazeteci ve akademisyen görüşleri de ekleyip bütün bilgileri bir sergi haline getirdim. Sayın Hüseyin İşlek, bana bu ilk kişisel sergimde değerli arşivini açtı. Serginin büyük bir dayanak noktasını oluşturdu. Desteği için sonsuz teşekkürler” dedi.