Güncelleme Tarihi:
Konuşmasına “Buraya dünyanın en büyük gazeteci hapishanesinden geliyorum. 40 gazeteci şu anda hapiste. Çin ile yarışıyoruz” diye başlayan Dündar, Türkiye’nin mültecilerle ilgili AB ile yaptığı anlaşmayı, Türkiye’nin AB müzakereleri ile ilgili sürecini ve İngiltere’nin referandum sonucunu değerlendirdi. Tutuklandığı günlerde Türkiye’nin mülteciler konusunda AB ile müzakereler gerçekleştirdiğini ancak bu zirvenin çok kirli bir anlaşmadan ibaret olduğunu söyleyen Dündar, bu zirveden tam tersine Türkiye’nin tam üyeliği sürecinde yasaların demokratikleşeceği yönünde beklentileri olduğunu ifade etti.
AB’NİN EN UTANÇ VERİCİ ANLAŞMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mültecileri AB’ye karşı koz olarak gösterdiğini savunan Dündar, Erdoğan’ın Antalya’da düzenlenen G20 zirvesinde AB ile mülteciler üzerinden pazarlık yaptığını ve bu görüşmeden 10 gün sonra kendilerinin tutuklandıklarını dile getirdi. Can Dündar şöyle devam etti:
“Bu anlaşma, AB tarihinin en utanç verici anlaşmalarından biridir. AB, kendi sınırlarını korumak için bütün bildiği, inandığı değerlerden vazgeçti. Tabi ki referandum sonucunu da buna katmak lazım. Korkular söz konusu olunca Avrupa’nın nasıl temel değerlerinden vazgeçtiğini gördük. Bu bizim gibi batılı değerlerle yetişmiş insanlar için hayal kırıklığı. Bizim için Avrupa aslında bir büyük bir hayaldi.”
AB İLE İPLERİN KOPTUĞUNU GÖSTERİYOR
“Tren Doğu’ya doğru gidiyor, biz içinde Batı’ya doğru koşuyoruz. AB üyeliği Türkiye demokrasisi için önemliydi. Biz hapishanede işkence görmediysek bu AB’nin etkileri sonucu oldu. Türkiye olarak Avrupa kapılarını koruduk yıllarca. Tam üyelik meselesine gelince Avrupa daha beklememiz gerektiğini söyledi. Oldukça da bekledik ancak iyi bir muamele görmedik. Şimdi de Cameron tarafından 3000 yılına randevu verildi. Bu, AB ile iplerin koptuğunu gösteriyor.”
BÜYÜK BİR FIRSATI KAÇIRDINIZ
“İngiltere’deki AB referandumundan sonra Türkiye’nin İsrail ve Rusya ile ilişkilerini geliştirmesi Türkiye’nin daha çok coğrafya ortaklığını aradığını ve yüzünü Doğu’ya döndüğünü gösteriyor. Avrupa’daki vizyon eksikliğini de hayretle izliyorum. Türkiye gibi bir ülkeyi kaybetmenin başka bir anlamı var. Türkiye yerküre üzerinde Müslüman çoğunluğa sahip laik sistemi benimseyen yegane ülke. Türkiye İslam’ın demokratik yüzünü AB’ye gösterebilecekti aynı zamanda İslam dünyasındaki Avrupa şüpheciliğini de önlemiş olacaktı. Şimdi Avrupa deyince çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen bir kıta haline geliyor. Büyük bir fırsatı kaçırdığınızı düşünüyorum.”