Güncelleme Tarihi:
AYNI zamanda ECB Yönetim Konseyi Üyesi de olan Jens Weidmann, Die Welt gazetesine verdiği röportajda, merkez bankalarının attığı adımların bir destek olduğunu asıl meselenin hükümetlerin salgının sağlık ve ekonomik etkisine karşı mücadelede ön planda olması gerektiğini söyledi. Weidmann, “Para politikası yardımcı olabilir, ancak bu sefer ilk savunma hattı olamaz” ifadesini kullandı. Weidmann, ECB’nin, küresel koronavirüs salgınının ekonomik sonuçlarını hafifletebilmek ve piyasaları sakinleştirmek için yıl sonuna kadar acil 750 milyar Euro tutarında tahvil alım programının ECB’nin kasasının ‘şimdi’ boş olduğu anlamına gelmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Gelişmeler çok dinamik ve değerlendirmeler çok kısa aralıklarla değişiyor” ifadesini kullandı.
HIZLI VE DOĞRU HAREKET
Kovid-19 salgınının Almanya’da ciddi bir ekonomik gerileme dönemini tetikleyeceğine işaret eden Weidmann, salgının yayılmasıyla Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya’da artık resesyonun artık kaçınılmaz olduğunu konusunda uyardı. Ekonomik gerilemenin ne kadar kötü olacağı sorulduğunda Weidemann, ilk önce tüm çabaların ‘sosyal mesafelenme’ gibi adımlarla virüsün durdurulmasına odaklanması gerektiğini belirterek, ayrıca sokağa çıkma yasağı kısıtlamaları gibi ‘sıkı önlemlerin’ hükümet tarafından da değerlendirilebileceğini kaydetti. Weidemann, Federal hükümetin virüse karşı hızlı ve doğru bir şekilde hareket ettiğini anlatarak, salgının ekonomik sonuçlarıyla mücadelede Almanya’nın diğer borçlu Euro Bölgesi ülkelerine göre daha iyi durumda olduğunu kaydetti. Almanya’da ekonomi, geçen yıl yüzde 0.6 büyümüştü. Hükümet, koronavirüs salgını öncesi büyümenin bu yıl yüzde 1.1’e yükselmesini bekliyordu.