Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da polis teşkilatı içinde son zamanlarda ortaya çıkan aşırı sağ sanal sohbet grupları, polis bilgisayarından avukatlara, siyasilere ve sanatçılara gönderilen ölüm tehditleri, güvenlik birimlerinde aşırı sağ bir örgütlenme endişesini gündeme getirdi. Polis teşkilatı içinde bir ırkçılık araştırması taleplerine uzun süre itiraz eden Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer, gerekçe olarak da ırkçılık araştırmasında sadece polis teşkilatına odaklanılmasının polisleri zan altında bırakacağını ve teşkilat içinde yapısal bir ırkçılık sorunu olmadığını söylemekle yetindi. Ancak baskılar artınca araştırma yapılmasına onay verdi. Herkes yapılacak bu araştırmanın sonuçlarını beklerken, Bochum Ruhr Üniversitesi’nin 2018 yılından beri sürdürdüğü araştırmanın sonuçları ne kadar doğru bir karar alındığını gözler önüne serdi.
‘SİNYAL VERMEDİ DİYE SORGULUYORUZ’
Üniversite, polis şiddetine maruz kalan yabancı ve göçmen kökenli 3 bin 370 kişi arasında “Polis Karakolunda Polisler Tarafından Adam Yaralama’ başlıklı bir araştırma yaptı. Araştırma sonuçları Berlin’de kamuoyuna açıklandı. Bir polis memurunun araştırmacılara yaptığı açıklamalar herkesi şoke etti. Polis memuru, bazı polislerin devriyeye çıkarken, “Bugün Türk avına çıkıyoruz” dediklerini, yolda kasıtlı olarak yabancıları takibe aldıklarını ve küçük bir harekette bile, mesela sinyal vermedi diye hemen durdurup sorguya çektiklerini anlattı. Bu gibi olayların münferit olmadığına işaret eden araştırmayı yürüten Ruhr Üniversitesi Profesörü Tobias Singelnstein, “Polisin çalışmasında yapısal bir sorun var. Polisin yasa dışı şiddetine maruz kalanların yaşadıkları ırkçı, İslam ve Yahudi düşmanı olayları anlattık. Polislerin ifadeleri de bunu doğruladı. Teşkilat içindeki papısal sorunun ne kadar büyük olduğu konusunda bir değerlendirme için eldeki veriler şu an için yetersiz. Devlet, polis teşkilatı içinde ırkçılık eğilimleri üzerine ivedilikle bir araştırma yapmalı. Polis şiddetine maruz kalan bir kadın, polisin kendisini “Maymun kızı” diye nitelediğini anlattı.”
Araştırma sonuçlarına göre şüpheli bir durum olmadığı halde polisin kimlik kontrolü vakaları yabancı ve göçmen kökenlilerde yüzde 42, siyahilerde yüzde 62.
Polis Sendikası Başkanı Rainer Wendt, araştırma sonuçlarını polise karşı ‘çirkin bir karalama kampanyası’ olarak niteledi ve bilimsel olmadığını savundu.
‘NSU 2.0’ İMZALI MEKTUPLAR
Neonazi terör örgütü NSU davasında kurban ailelerinin müdahil avukatlarından Seda Başay Yıldız, 2018’de ‘NSU 2.0’ imzalı ölüm tehditleri aldı. Yapılan araştırmalarda tehditlerin Frankfurt Emniyet Müdürlüğü bilgisayarından çıktığı belirlendi. Daha sonra aralarında siyasetçi, gazeteci ve sanatçı olmak üzere 69 kişiye ‘NSU 2.0’ imzalı ırkçı ölüm tehdidi mektupları gitti. Bu mektupların birçoğunda kişisel bilgilerin polis bilgisayarından sorgulandığı belirlendi. Soruşturmalar kapsamında Kuzey Ren Vestfalya ve Mecklenburg Vorpommern eyaletlerinde 29 polisin WhatsApp’tan sohbet grupları kurduğu ve Hitler resimleri paylaştığı, sığınmacıları gaz odalarına göndermek istediklerini belirten söylemler kullandığı belirlendi. Berlin ve Brandenburg eyaletlerinde polis akademisinde gamalı haç ve İslam karşıtı sloganlar tespit edildi.