Oluşturulma Tarihi: Ağustos 07, 2014 09:49
Türkiye’de oysaydı, Almanya’da cevap hazırdı: “Bir ortaçağ yasası, orman kanunu...” Ama ne yazık ki, bu olay inanç ve düşünce özgürlüğünün, hoşgörünün kalesi konumundaki Almanya’da yaşanıyor.
OLAY yeri, Dortmund yakınlarındaki Sönnern. Buradaki St. Georg Atıcılar Birliği her yıl geleneksel atıcılık yarışı düzenliyor. En iyi nişancı, yılın
Atıcılar Kralı oluyor ve törenle atıcılar kralı madalyası takılıyor.
Bu yılki atıcılık yarışının galibi bir Türk; Mithat Gedik... Hedefteki tahtadan kuşu gözünden vuruyor. Almanya doğumlu, okulu burada bitiriyor. Lisede Katolik din derslerine giriyor. Evli, eşi Katolik. Dört çocuğu var ve dördü de vaftiz olmuş. Mithat Gedik, Sönnern’deki Aziz Georg Atıcılar Kulübü’nün de yönetim kurulu yedek üyesi. Bir şirketin şube yöneticisi Mithat Gedik, aynı zamanda Sönnern’de gönüllü itfaiye ekibinde. Ücretsiz yangın yerlerine koşuyor. Oysa Almanya’daki yerel siyasetçiler her fırsatta “Gönüllü itfaiye ekiplerinde hiç Türk yok” diye şikayet ediyor. Kısacası Mithat Gedik Almanya’da başarılı uyumun eşsiz bir örneği.
HERKES KUTLAMIŞTI
Mithat Gedik kendini toplumun bir parçası görüyor. Ta ki, Atıcılar Kralı oluncaya kadar. Mithat kuşu gözünden vurduğunda, alkış kopuyor. Herkes koşup elini sıkıyor, tebrik ediyor. 2014’ün Atıcılar Kralı Mithat Gedik için köyde bir şenlik düzenlenerek, krallık madalyası takılacak. Üyesi olduğu Aziz Georg Atıcılar Kulübü, usul gereği Mithat Gedik’i bir üst lig olan bölge atıcılık yarışmasına aday gösteriyor.
Yarışmadan atıcılar derneklerinin çatı kuruluşu, Tarihi Alman Atıcılar Birliği (BHDS) sorumlu. Mithat’ın adı yarışmacı olarak çatı örgütüne bildiriliyor. Kuruluş ayağa kalkıyor:
“Mithat Gedik, Müslüman, kral olamaz. Bizim tüzüğümüze göre sadece Hıristiyanlar kral olabilir... Kulüp Mithat Gedik’i üye yapmakla tüzüğe aykırı hareket etmiştir.”
İKİ YÖNLÜ ATEŞ
Şimdi Almanya bu çağda “Ha!” diye şaşkınlık içinde olayı tartışıyor. Çatı kuruluşuna iki taraftan mail yağıyor. Bir taraf, “Sizi eski kafa, naziler” diye suçluyor. Aşırı sağcılar ise “Siz bir harikasınız. Eski Alman geleneğini koruyorsunuz” diye alkış tutuyor. Birliğin sözcüsü Rolf Nieborg diyor ki, “Biz bir Katolik kuruluşuz. Tüzüğe göre başka Hıristiyan mezhepler üye olabilir ama Müslümanlar olamaz. Bunun anlayışla karşılanması lazım...”
MİTHAT NE DİYOR?
Şimdi tüzüğe göre Mithat Gedik’in iki seçeneği var: Ya istifa edecek, ya da krallığını korumak istiyorsa, din değiştirecek. Yani Hıristiyanlığa geçecek. Mithat Gedik, “Ben ne krallıktan vazgeçerim ne de din değiştirim” diyor. Üyesi olduğu Atıcılar Kulübü de kendisine sahip çıkıyor. Şimdi bin 500 üyeli derneğin 400 bin üyeli çatı kuruluşundan atılması gündemde. Çatı derneğinin de iki seçeneği bulunuyor: Ya Ortaçağ’dan kalma tüzüğü değiştirecek ya da derneği üyelikten atacak. Karar merakla bekleniyor.
Çatı kuruluşun sözcüsü Nieborg, “Bizim bu tüzüğü çağdaş hale getirmemiz lazım” demiyor. Tam tersine, “Bu bizim geleneğimiz. Burada ayrımcılık yok. Tartışma yanlış yöne çekiliyor. Medya yaz boşluğu nedeniyle olayı büyütüyor” diyor. Nasıl bir değişmez tüzükmüş bu! Hem de bu çağda! İnanç ve düşünce özgürlüğünün anayasal güvence altına alındığı Almanya’da...
Türkler cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanınca, uyum iflas etti diyenler nerede?..