Bu olsa olsa, yasaklar özgürlüğüdür

Güncelleme Tarihi:

Bu olsa olsa, yasaklar özgürlüğüdür
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2023 11:10

Federal Meclis’in perşembe günkü oturumunun gündeminde yine İslam, yine Müslümanlar, yine imamlar vardı. Ana muhalefet Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri’nin (CDU/CSU) sunduğu ‘Siyasi İslam’a karşı etkili mücadele etmek-Alman Müslümanlara dışardan (yabancı) etkiyi bastırmak’ başlıklı önerge tartışılırken, konuşmacıların çoğu önergenin içeriğinden ziyade yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında konuştu.

Haberin Devamı

Bu olsa olsa, yasaklar özgürlüğüdür
ALMAN Anayasası’nın ‘Din, vicdan ve inanç özgürlüğü, askerlik hizmetinin reddi’ başlıklı 4’üncü maddesinde yer alan “Din ve vicdan özgürlüğü ile din ve dünyevi inanç özgürlüğüne dokunulamaz. Dinin rahatsız edilmeden uygulanması güvence altındadır” ilkesinin ayaklar altına alınmasına göz yumdular.
CDU/CSU’nun 26 maddeden oluşan ve ‘Siyasi İslam’a karşı mücadele’ kisvesi altında hazırlanan ‘yasaklar özgürlüğü listesini’ görmezden, duymazdan geldiler.
İslam cemaatleri ve cemiyetlerinin içine ‘köstebekler’ yerleştirilmesini, yurt dışından mali destek alıp almadıklarının belirlenmesi için Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Federal Anayasa Koruma Teşkilatı’nın yetki alanının artırılmasını da içeren önergenin, demokratik hukuk devleti Almanya Federal Cumhuriyeti’nin Anayasası ile bağdaşmadığına dikkati çeken olmadı.
“Bu, din ve inanç özgürlüğüyle, düşünceyi ifade özgürlüğü ile bağdaşmıyor” diyen olmadı.
“Bu, olsa olsa yasaklar özgürlüğüdür” deme cesareti gösteren de olmadı.
Bazı konuşmacılar, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş’ın, “Ey Yahudiler, tarih boyunca size Müslümanlar sahip çıktı. Siz, tahrikçilerin yapmış olduğu kışkırtmalarla Müslümanları katleden terörist İsrail’e ‘Dur’ diyeceksiniz. Sizlerin de vicdanı varsa buna ‘Dur’ demeniz lazım” sözlerini işlerine geldiği gibi yorumlayıp, “İsrail düşmanı bu söylemler Almanya’daki camilerde de tekrar edildi” dediler.
Başkan Erbaş’ın “Allah’ın hiçbir kutsal kitabında kadınları, çocukları, bebekleri, hayvanları öldürmeyi emretmediği” söylemini görmezden, duymazdan geldiler.
Merkezi Köln’de bulunan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ni (DİTİB) ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’daki uzantısı, sağ kolu’ olmakla suçlamayı sürdürdüler.

Haberin Devamı

DİTİB 1984’TE KURULDU
Evet...
DİTİB, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı da Cumhurbaşkanlığı’na.
Ama merkezi Köln’de bulunan DİTİB, 135 derneğin katılımıyla 5 Temmuz 1984 tarihinde Alman Dernekler Yasası’na uygun bir biçimde kurulmuştur.
Amaç, Almanya genelinde kendi bünyesindeki derneklerin faaliyetlerini koordine etmek, dini, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerle Almanya’daki Türk ve Türkiye kökenli toplumu desteklemektir.
DİTİB bünyesinde Almanya’da şu anda 857 cami ve bine yakın dernek bulunmaktadır.

Bu olsa olsa, yasaklar özgürlüğüdür

BÜYÜK BÖLÜMÜ ALMAN VATANDAŞI

Evet...
Almanya’da politik sorumluluk taşıyanlar, bu ülkede yaşayan göçmen kökenlilerin dinleriyle yıllarca ilgilenmemiştir.
Almanya’da yaşayan ve Türkiye’den gelen insanların dini de inançları da onları ilgilendirmemiştir.
Nerede ve nasıl ibadet ettikleri ve edecekleri de öyle.
Almanya’ya Türkiye’den iş gücü göçü 1961 yılında başladığı halde, bu insanların dini, yani İslam, ancak ilk kez 1979 yılında Ruhullah Humeyni liderliğinde İran İslam Cumhuriyeti kurulunca Almanya’da gündeme gelmiştir.
Ama Alman makamları da Alman politikacıları da o yıllarda olduğu gibi daha sonraki yıllarda da camilerde görev yapan imamların nereden geldikleriyle hiç ilgilendirmemiştir.
Almanya’daki diğer İslami kuruluşlar gibi, DİTİB’in imamları da Türkiye’den gelmiştir.
DİTİB bünyesindeki camilerde şu anda imam olarak görev yapan, yüksek öğrenimlerini Almanya ve başka Avrupa ülkelerinde tamamlamış 200’e yakın din adamı vardır.
Bunların çok büyük bir bölümü de Alman vatandaşıdır.
Yani DİTİB’in imamları, Almanya’da bazı politikacıların telaffuz ettikleri gibi “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imamları” değil, bu ülkede yaşayan Müslümanların imamlarıdır.

Haberin Devamı

GÜNAYDIN Almanya
Evet...
Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Köln merkezli DİTİB ile Türkiye’den imam atanmasına kademeli olarak son verilmesini ve her yıl Almanya’da 100 imam yetiştirilmesini içeren bir sözleşme imzaladıklarını açıkladı.
Bu çok olumlu bir gelişmedir.
Buna kimsenin itirazı yoktur.
Olmamalıdır da...
Ama buna ancak “Günaydın Almanya” denebilir.
Almanya’nın Osnabrück kentinde imam eğitimi vermek için İslam Koleji 2019 yılının sonlarında kuruldu.
2021 yılı yaz sömestrinde de ilk ‘imam adayları’ eğitim görmeye başladı.
Bu yılın ortalarında da İslam Koleji’ni başarıyla bitiren ‘26 imam’ sertifikalarını aldı.
Sertifikalarını da iki Almanya’nın birleşmesinin 20’nci yıl dönümünde, 3 Ekim 2010’da “İslam da artık Almanya’ya aittir diyen” Almanya’nın o dönemdeki Cumhurbaşkanı Christian Wulff verdi.
Kendi de Osnabrück’lü olan Wulff, “İlk kez Almanya’da Almanca eğitim alan imamlar sertifikalarını aldı. Bugün tarihi bir gündür” dedi.
*
Polonya’nın resmi dili Lehçe’de “Besser spät als gar nicht” (Geç olması hiç olmamasından iyidir” diye bir söylem vardır.
Evet...
Geç de olsa Almanya hatasını görmüştür.
Hatayı görmek, kabullenmek de bir erdemdir.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!