Bu nasıl istisna?

Güncelleme Tarihi:

Bu nasıl istisna
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2010 00:00

ALMANYA'DA ne zaman birden fazla vatandaşlık gündeme gelse, muhafazakar kanat olarak bilinen Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) mensubu politikacılardan hep aynı sesler yükselir.

Haberin Devamı

ALMANYA'DA ne zaman birden fazla vatandaşlık gündeme gelse, muhafazakar kanat olarak bilinen Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) mensubu politikacılardan hep aynı sesler yükselir.


“Çifte vatandaşlık istisna olarak kalmalıdır”...


Nitekim geçen hafta Federal Meclis'te yine aynı durum yaşandı.


Geçen cuma günkü oturumda, Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller, Alman Vatandaşlık Yasası'nda değişiklik yapılarak birden fazla vatandaşlığa imkan kılınmasını, göçmen kökenli gençleri 18-23 yaşları arasında tek vatandaşlıkta karar kılmaya zorlayan “Opsiyon model” uygulamasına son verilmesini savundular.


Sol Parti milletvekilleri ise “pankartlı protesto” yüzünden oturum salonundan atıldıkları için görüş belirtemediler.


Ancak yaptıkları yazılı açıklamalarla onlar da birden fazla vatandaşlıktan yana olduklarını yinelediler.

Haberin Devamı

Ya CDU ve CSU'lu politikacılar?


Onlar yine “aynı türküyü” söylemeyi sürdürdüler.


CDU/CSU'lu konuşmacılar, “Bir ülkeye, kültürüne ve temel değerlerine sahip çıkmak, bir insanın kimliği ve kişiliğinin parçası olmalıdır. Vatandaşlık bağı yalnız bir ülke için geçerli olmalıdır” tezini savundular.


Özellikle de çifte vatandaşlıkla “istisna” (AUSNAHME) sözcüğünü sürekli olarak birlikte telaffuz ettiler.


Bu konuşmacıları dinlerken aklımdan hep “gerçekten bu milletvekilleri söylediklerine kendileri inanıyor mu?” sorusu geçti.


Ben şahsen söylediklerine kendilerinin inandığını düşünmüyorum.


Çünkü, bu parlamenterlerin resmi verilerden haberdar olduğunu düşünüyorum.


Hatta bazılarının bu rakamları çok iyi analiz ettiğini de biliyorum.


Federal İstatistik Dairesi'nin son resmi verilerine göre 2008 yılında 94 bin 470 yabancı, Alman vatandaşı olmuştur.


Bunlardan yüzde 52.9'u kendi vatandaşlıklarını korumuştur.


Yani Alman vatandaşı olan bu insanların yarıdan fazlası çifte vatandaş statüsüne sahiptir.


Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden gelenler arasında bu oran yüzde 96.3'e yükselmektedir.


İzlanda, Norveç gibi Avrupa Ekonomik Alanı (EWR) ülkelerinden gelenler arasında çifte vatandaş statüsüne sahip olanların oranı yüzde 95.8'dir.

Haberin Devamı

Diğer ülkelerden gelenler arasında da bu oran yüzde 56.8'dır.


Evet, resmi veriler böyledir.


Bu rakamlara bakıldığında “istisna” (AUSNAHME) sözcüğü çok havada kalmaktadır.


Bu nasıl bir istisnadır?


2008 yılında 24 bin 449 Türk vatandaşı Alman vatandaşlığını almıştır.


Bunlardan 4 bin 459'u Türk vatandaşlığını da koruyup çifte vatandaş statüsüne sahip olmuştur.


19 bin 990'ı ise Türk vatandaşlığını bırakmak zorunda kalmıştır.


Birden fazla vatandaşlığın kabulü genel ortalamada yüzde 52.9 olduğu halde, bu oran Türkler arasında yüzde 18.2'de kalmaktadır.


Alman Anayasası'nın 3. maddesinde “Yasalar önünde tüm insanlar eşittir” denilmektedir.


Bu ne biçim eşitliktir?

Haberin Devamı

Bu ne biçim eşitlik anlayışıdır?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!