Güncelleme Tarihi:
MÜZE SOYMUŞLARDI
Başkent Berlin’deki Bode Müzesi’nden 2017 yılında 100 kiloluk altını (sikkeyi), Dresden’deki Yeşil Kubbe Müzesi’nde 2019 yılındaki soygunda 130 milyon Euro değerindeki paha biçilmez tarihi mücevherleri çalanların Arap kökenli aşiret mensubu olduğunun ortaya çıkmasıyla da benzer tartışmalar yaşanmıştı.
İşte bugünlerde aynı tartışmalar yoğunlaşarak gündeme geldi.
Çünkü, Federal İçişleri ve Yurt Bakanı Nancy Faeser’in eyaletlerin ilgili birimleri ve yerel yönetimlerle görüştüğü ‘Geri Göndermeyi İyileştirme Yasası için Tartışma Taslağı’ başlıklı öneriler arasında ‘kendileri suç işlememiş ve cezaya çarptırılmamış olsalar bile’ organize suç işleyen tüm aşiret üyelerinin sınır dışı edilmelerinin yer aldığı ortaya çıktı.
Buna yazılı, sözlü ve görüntülü Alman medyası da geniş yer verdi.
Günlük gazetelerden Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) haberi “Faeser, suç işlememiş olsalar bile aşiret üyelerini toptan sınır dışı etmek istiyor” başlığıyla verdi.
Haftalık Der Spiegel dergisi, internet sitesindeki haberini, “Organize suçlara karşı mücadele. İçişleri Bakanı Faeser, klan bireylerini sınır dışı etmek istiyor” başlığıyla kullandı.
Alman Devlet Televizyonları ZDF “İçişleri Bakanlığı, cezaya çarptırılmayan klan üyelerini de sınır dışı etmek istiyor”, ARD de “Faeser, cürüm işlememiş klan üyelerini de toptan sınır dışı etmek istiyor” başlıklarını.
Almanya’da yabancılarla ilgili İkamet Yasası’nın 54’üncü maddesine göre, “İşledikleri suçlardan dolayı en az 2 yıl hapis cezasına çarptırılanlar” sınır dışı edilebilir.
HUKUKSAL YANI YOK
Tabii Almanya’nın özgürlükçü temel değerlerini, Almanya Federal Cumhuriyeti’nin güvenliğini tehlikeye sokanlar da...
Terör örgütü üyesi oldukları veya terör örgütlerine destek verdikleri saptananlar da...
Ama bu yasanın hiçbir yerinde ‘Suç işlememiş, suç işlemeye teşvik etmemiş ve cezaya çarptırılmamış’ yabancıların, göçmen kökenlilerin sınır dışı edilebileceğine dair bırakın bir satırı, tek kelime bile yoktur.
Zaten doğru olanı da budur.
Alman Anayasası’nın 20’nci maddesinde “Almanya Federal Cumhuriyeti, demokratik ve sosyal bir federal devlettir” denilmektedir.
Evet...
Almanya Federal Cumhuriyeti, aynı zamanda demokratik bir hukuk devletidir.
Demokratik hukuk devletlerinde suç bireysel veya örgütseldir.
Herhangi bir cürüm işlemek suçtur.
Başkalarını suç işlemeye teşvik etmek de suçtur.
Ama ‘tek suçları’ suç işleyen birinin veya birilerinin anne-babası, amca-halası, dayısı-teyzesi, abisi-ablası, kardeşleri, akrabaları olmak, aynı soy isimlerini taşımak olan insanların da toptan sınır dışı edilmesini istemenin, planlamanın hiçbir mantığı yoktur.
Hukuksal yönü ise hiç yoktur.
Kaldı ki, Arap kökenli aşiret üyelerinin yarıdan fazlası Alman vatandaşıdır.
Çoğu bu ülkede doğmuş ve yalnız Alman vatandaşlıkları vardır.
O nedenle sınır dışı edilmeleri Almanya’nın yasalarına göre mümkün değildir.
Evet...
OY AVCILIĞI İÇİN Mİ
8 Ekim’de Bavyera’nın yanı sıra Almanya’nın Hessen eyaletinde de parlamento seçimleri yapılacaktır.
Federal İçişleri ve Yurt Bakanı Nancy Faeser de Hessen’de seçimlere SPD’nin başbakan adayı olarak katılacaktır.
İster istemez insanın aklına “Oy avcılığı yapmak için Bakan Faeser bu bir atmış olabilir” demek geliyor.
Zaten öyle diyenler de var.
Hükümet ortakları Yeşiller de FDP de Faeser’in planlarına “hayır” diyor.
Böyle bir yaklaşımın hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını vurguluyorlar.
Ama Bakan Faeser’in planlarına CDU ve CSU’dan destek verenler çoğunlukta.
Onlara da söylenecek tek şey var:
Bu nasıl bir hukuk devleti anlayışı?
Bu mu sizin hukuk devleti anlayışınız?