Bu mu hoşgörü?

Güncelleme Tarihi:

Bu mu hoşgörü
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2012 00:00

SOSYAL demokrasinin temelini özgürlük, eşitlik, adalet ve dayanışma oluşturur.

Haberin Devamı

Hoşgörü de sosyal demokrasinin temel ilkelerindendir.
Kitaplar öyle yazar...
Sosyal demokrat çizgisindeki partilerin oluşturduğu Sosyalist Enternasyonal de bunu savunur. Hafta başında Alman Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Berlin’deki genel merkezi Willi Brandt Evi’ndeki atmosfer bunun pek de öyle olmadığı izlenimi bıraktı bende.

SPD’li Neukölln Belediye Başkanı Heinz Buschkowsky’nin Neukölln Her Yerde başlıklı kitabıyla ilgili bir toplantı düzenlenmişti.
SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel, Genel Başkan Yardımcısı Aydan Özoğuz ve Buschkowsky, hem kitabı hem de o kitaptaki önyargıların da yer aldığı tezleri tartışacaktı. Gabriel gelemedi... Aniden rahatsızlaşmıştı...

Toplantı salonu tıklım tıklım doluydu. Oturacak yer bulamayanlar koridorlarda ayaktaydı. Gencinden orta yaşlısına, hatta yaşlısına kadar SPD üyeleri ve sempatizanları vardı salonda. Bundan bir kaç yıl önce çokkültürlülük yattı yaklaşımıyla sol kesimden tepki, sağ ve muhafazakar kesimden ise alkış alan Busckowsky, hem kitabından bazı bölümler okudu, hem de bilinen tezlerini savundu.

Türk kökenli SPD Federal Meclis milletvekili ve partinin Genel Başkan Yardımcısı Aydan Özoğuz, haklı olarak Busckowsky’nin genellemelerine tepki gösterdi. Aksansız akıcı Almancasıyla uyum alanında bazı sıkıntıların yaşandığını, ancak bunun faturasının yalnız göçmenlere ve göçmen kökenlilere kesilemeyeceğinin altını çizdi.

Hamburg doğumlu Aydan Özoğuz, Almanya’da başarılı olmanın yolunun iyi derecede Almanca bilmekten geçtiğini özellikle vurguladı. Özoğuz, küçük yaştan itibaren Almanca öğrenilmesine tam destek verdiğini belirtirken, “Ben anneme babama teşekkür ediyorum. Onlar bana küçük yaştan itibaren Türkçe öğrettiler. Ben iki dilli büyüdüm. Bundan da çok memnunum. Almanca tabii çok önemli, değerli de. Ama insanların anadili daha mı az değerli?” deyince salondakilerin bir bölümü rahatsız oldu.

Daha ziyade orta yaşlılar ile yaşlıların oturduğu sıralardan yuh sesleri duyuldu. Tabii bazı gençlerden de... Aydan Özoğuz’un anadile yaklaşımını yuhalayan Alman annebabaların Fansızca öğrenmelerine karşı değildir. Hatta aralarında çocuklarını Avrupa Okulu bilinen ve iki dilde eğitim verilen okullara bile gönderenler vardır.

Bu olgu Aydan Özoğuz’u yuhalayan gençler için de geçerlidir. Hiç şüphesiz onların da İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca öğrenmeye veya öğretilmesine hiç itirazları yoktur. Ama Türkçe söz konusu olunca durum değişmektedir. Hemen itirazlar yükselmektedir. Hatta iş yuhalamaya kadar bile varmaktadır...

Acaba bu hoşgörüsüzlük nedendir? Böyle bir yaklaşım da tutum da sosyal demokratlara yakışmamaktadır. Hele hele sosyal demokratların anıt adamı olarak bilinen Willy Brandt’ın partisine, üyelerini ve sempatizanlarına hiç yakışmamaktadır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!