Bu kınamalar yetmez

 

Polisin yere yatırıp ensesine dayadığı dizinin altında can çekişen George Floyd, “I can’t breathe” (Nefes alamıyorum) diye bağırıp yalvardığı halde, diğer 3 beyaz polis memuru seyirci kaldı.
Ve beyaz polisin diziyle ensesine 9 dakika 46 saniye bastırdığı siyahi George Floyd, olay yerinde can vererek ırkçılığın kurbanı oldu.
Sosyal medyada görüntülü olarak paylaşılan bu ırkçılığa, ABD’de olduğu gibi haklı olarak dünyanın çeşitli kesimlerinden tepkiler yağdı.
Almanya’dan da.
Alman politikacılar ve çeşitli örgütler bu ırkçılığı kınarken, Alman medyası da geniş yer verdi.
*
Geçen hafta benzer bir olay Almanya’nın Duisburg kentinde yaşandı.
Yıllardır aynı kentte yaşayan Türkiye kökenli iş insanı Emre Tümsek’i kendi iş yerinin önünde biri kadın diğeri erkek iki polis yüzüstü yere yatırarak ellerini kelepçeleyip gözaltına almak istedi.
43 yaşındaki Emre Tümsek’in boynuna ve sırtına iki diziyle basan erkek polis de kadın meslektaşı da çevredekilerin uyarılarına kulak asmadı.
Emre Tümsek’in “Canımı acıtıyorsunuz”, “Ben bir şey yapmadım”, “Bırakın beni” diye yalvarışlarını da duymazdan geldiler.
Olay yerindeki başka birinin “Yaptığınız doğru değil. O bir şey yapmadı” sözlerini de.
Bu görüntüler de sosyal medyada yayınlandı.
Yerde yatan ve canı acıyan Emre Tümsek yalvarırken, kadın polis “Sessiz durun” diye uyarıyor.
Ardından da “Kimliğiniz var mı?” sorusu geliyor.
Emre Tümsek, “Bırakın da iş yerimden kimliğimi alıp göstereyim” diyor, ama dinleyen kim.
Hem Alman hem de Türk vatandaşı olan Emre Tümsek, yaşadığı bu polis şiddeti sırasında nefes almakta zorlandığını ve bir anda aklına George Floyd’un geldiğini söylüyor.
Tabii tüm itirazlara rağmen, polisin kendisini karakola götürüp ters kelepçeli ve maskeli olarak 4 saat gözaltına tutulduğunu da.
ABD’deki ırkçı davranışa tepkiler yağdırıldığı halde Duisburg’da Türkiye kökenli Emre Tümsek’e Alman polisinin benzer tutumuna doğru dürüst tepki gösteren olmadı.
*
Aynı günlerde Almanya’nın Erfurt kentinden de ‘ırkçı görüntüler’ geldi.
Sonradan adının Christian B. olduğu saptanan 40 yaşında bir Alman, aynı tramvayda yolculuk eden 17 yaşında Suriyeli bir gence önce hakaretler yağdırdı.
Defalarca “Pis sığır, pis sığır” diye küfür etti.
“Benim ülkeme geldin. Geldiğin yere defol git” diye üzerine yürüdü.
Sesini çıkarmayan Suriyeli gencin yüzüne tükürdü.
Ve hızını alamamış olacak ki, kafasına ve vücuduna 4 kez tekmeyle vurdu.
Tramvayda bulunanlar müdahale etmedi.
Yolculardan birinin çektiği bu görüntüler de sosyal medyada yayınlandı.
Thüringen Eyalet Başbakanı Bodo Ramelow “Bu iğrenç saldırıyı kınıyorum” dedi.
Bazı çevrelerden de benzer kınamalar geldi.
Ama bu kınamalar yetmez.
Almanya’da ve Avrupa’da artan ırkçılığa, yabancı, göçmen, Müslüman düşmanlığına karşı kararlı bir biçimde mücadele verilmeli.
Almanya gibi demokratik bir hukuk devletinde, ben şahsen ırkçılığa ve düşmanlığa karşı ‘sessiz bir çoğunluğun bulunduğuna’ gönülden inanıyorum.
Bundan eminim de...
İşte o nedenle ‘sesiz çoğunluktan’ ciddi tepkiler bekliyorum.
“Sessiz çoğunluk neredesiniz?” diyorum...
“Aynı çoğunlukta yer alan ‘BİZLER’ neredeyiz?” diyorum...