Güncelleme Tarihi:
Yaşanan kuraklık ve kuraklığa bağlı olarak ortaya çıkan açlılığın insan yaşamını olumsuz etkilediği Somali, Kenya, Etiyopya ve Cibuti’de yaşayan yaklaşık 12 milyon insan açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle risk altında. Son 60 yılın en büyük kuraklık krizine sahne olan ülkelerini terk eden ve günlerce süren zorlu yolculuğun ardından Kenya-Somali sınırındaki ”Dadaab Mülteci Kampına” ulaşan Somalili çocuklar, ağaç dallarından yapılan derme çatma çadırlarda, kimi zaman ”bir tas su” bile içmeden hayata tutunmaya çalışıyor.
Kampta, yardım dağıtılacağı haberi o kadar hızlı yayılıyor ki zaman zaman İHH İnsani Yardım Vakfı görevlileri bile şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar. Yaklaşık 600 bin kişinin, zor şartlarda yaşam mücadelesi verdiği kampta, yaşayan mülteciler su kuyruklarında ortalama 2 saat bekliyorlar. Kamplardaki su depolarından yapılan dağıtımlar esnasında yaşanan izdihamı ise silahlı görevliler güçlükle önlüyorlar. Bölgede yardım dağıtımı yapan bir çok kuruluş, izdihamı önlemek amacıyla yardım dağıtımlarını etrafı tel örgülerle çevrilmiş alanlarda yapmayı tercih ediyor.
KURAKLIĞA MAHKUM ÜLKENİN ÇOCUKLARI
Bölgede yıllardır yardım faaliyetleri yürüten İHH İnsani Yardım Vakfı görevlileri tarafından dağıtılan, ”su, pirinç, şeker, sıvı yağ ve mısır” dan oluşan yardım paketlerini almak için güneşin yakıcı sıcağı altında anneleri ile birlikte bekleyen Somalili çocuklar, ”En büyük hayalimiz, doydum diyerek sofradan kalkabilmek. Bölgeye yardım kuruluşları ulaşmadan önce, günlerce aç kaldık. Annelerimiz, yemek bulduklarında önceliği küçük kardeşlerimize veriyordu” dedi.
Çocuklarına ”süt” alabilmek için saatlerce yardım kuyruklarında bekleyen anneleri ise bölgeye yapılan yardımların hızlandırılmasını isteyerek, ”Çocuklarımız yaşasın, evimiz olmasa da olur. Kampa ulaşıncaya kadar geçen süre içinde bir çok insan çocuklarının yaşama veda edişini çaresizce izlemek zorunda kaldı. Bu nedenle çocuklarımızın yaşamı bizim için her şeyden önemli. Kampa yapılan gıda yardımlarının yanı sıra, özellikle çocukların ihtiyacı olan ilaç yardımlarının hızlandırılması da hayati öneme sahip” diye konuştular.
Yiyecek ve su bulabilmek amacıyla binlerce insanın aç ve susuz günlerce yürüdükten sonra ulaştığı mülteci kamplarından birisi olan ”Dadaab Mülteci Kampı”, açlık ve susuzlukla mücadele eden insanların kendi imkanları ile oluşturdukları binlerce derme çatma çadırdan oluşuyor. Kampta yaşayan çocukların bir bölümü özellikle yetersiz beslenmeden kaynaklanan hastalıklar nedeniyle yaşamını kaybetmiş durumda. Bölgeye ulaşan yardım ekipleri, sağlık sorunları nedeniyle hayati tehlike noktasına gelen çocukları öncelikle bölgedeki hastanelere nakletmeye çalışıyorlar. Kampta yaşayan yetişkinlerin büyük bir bölümü olumsuz yaşam şartları ve sıcak havaya rağmen Ramazan Ayı’nda oruç tutmaya çalışıyor. Büyük bir bölümü sahura kalkmadan oruç tutan kamp sakinlerinin bir bölümü ise iftarlarını yardım ekiplerinin getirdiği, ”Hurma ve su” ile açıyor.
Dünyaca ünlü futbolcuların çıktığı bir ülke olan Somali’deki kamplarda yaşayan çocuklar, futbol özlemlerini ise çoraplarının içine ”kum” doldurarak yaptıkları futbol topları ile gidermeye çalışıyorlar.
KARDEŞLERİNE BAKABİLMEK İÇİN ÇOBANLIK YAPIYORLAR
Dadaab Mülteci Kampı’nda yaşanan dramı anlatan Garissa-Nairobi yolunda 14 yaşındaki Amina ile 15 yaşındaki ağabeyi Hüseyin Abdikarim Dalmar, 7 kardeş olduklarını anlatarak, ”Koyunlar, yaşadığımız köyün sakinlerine ait. Biz ailemizle derme çatma bir kulübede yaşıyoruz. 3 yıl öncesine kadar köyümüzde Birleşmiş Milletler tarafından açılan okula devam ediyorduk. İngilizce konuşmayı burada öğrendik. Kardeşlerimiz büyüyünce babamız bizi okuldan aldı ve çobanlık yaparak kardeşlerimizin bakımını üstlendik. Annemiz ise yaşlı ve artık kardeşlerimizin yükünü taşıyamıyor” dedi.
Bazen aç kaldıklarını da anlatan Dalmar kardeşler, ”Yaşadığımız olumsuzluklara rağmen dünyada yaşanan gelişmelerden haberdar olmak için, ’Bir pilli radyomuz’ olsun çok isterdik. Okulda öğretmenlerimiz bize kitap ve gazete okuma alışkanlığı kazandırmışlardı. O nedenle ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmeleri merak ediyoruz. Yaşanan gelişmeleri ise yol boyunda mola veren deve kervanlarından öğreniyoruz” diye konuştular.
Koyunlarını çok sevdiğini anlatan Hüseyin Abdikarim Dalmar, ”En büyük korkum, açlık nedeniyle insanların koyunlarımı zorla almaya veya çalmaya çalışması” diye konuştu.