Güncelleme Tarihi:
DUISBURG yakınlarında bulunan Neukirchen-Vluyn şehrindeki VİVA Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen Eğitim Ataşesi Hacer Özdoğan’a veda programına, Düsseldorf Başkonsolos Yardımcısı Fatma Taşan Cebeci, Eğitim Ataşesi Hacer Özdoğan, Duisburg Veliler Derneği Başkanı Mehmet Kurt, Ali Yağız, yönetim kurulu üyeleri emekli öğretmen Rahmi Koca, İbrahim Doğancı, diğer üyeler ve aralarında Gelsenkirchen Türk Öğretmenler Derneği’nden Öğretmen Turgut Şimşek’in de yer aldığı çok sayıda öğretmen katıldı.
ALMANYA ORTALAMASI YÜZDE 40
Almanya ortalaması ise, yüzde 40. Yüzde 32 ile neredeyse makası zorlayacağız inşallah. Burada gösterilen emeklerin, boşa gitmediğini gösteriyor. Bunun için katkı sağlayan herkese tekrar teşekkür ediyorum. Türkçe dersleri konusuna gelince, eyalet bazında elli bin civarında öğrencimiz, Türkçe derslerine devam ediyor. 43/44 bini anadili Türkçe dersi olarak, 8 bini kadar yabancı dil dersi olarak Türkçe dersine devam ediyor. Batı Avrupa’ya baktığımız zaman, bu Batı Avrupa’nın iki katı olduğunu görüyoruz. Bu da güzel, ama yeterli mi elbette değil. Daha çok çalışmalıyız, çünkü tahminimiz Türkiye kökenli öğrenci sayımız, 250 bini buluyor. Bunu oranladığımız zaman yüzde 27’e geliyor ki, yüzde 27 hepimiz kabul edelim ki yeterli değil.
‘NEDEN TÜRKÇE DERSİ YOK SORGULAYIN’
Çocukları okula gönderme konusunda, velilerimizi daha çok motive etmeliyiz ve onları hep birlikte daha çok bilgilendirmeliyiz. Motivasyon açışından bir araya geldiğimizde velilerin çeşitli gerekçeleri olabiliyor. Kimileri öğretmenlerin tutumundan, kimileri okul yönetiminin tutumundan şikâyetleri var. Ama her biri ile mücadele etme yöntemimiz var. Çocuklarımızın yasal hakkını sunmak zorunda, sunmuyorsa, yasa prosedürleri var. Yasal itirazlar var ve bu süreçleri ısrarla yapmalıyız. Velilere, en çokta burada görevler düşüyor. Okula gidiyor, çocuğumu Türkçe dersine yazdıracağım diyor, yok diyor. Türkçe dersi bu okulda yok deniyorsa, dönüp geliyor. Oysa neden yok diye süreçte bunu sorgulaması gerekiyor. Yeterli öğrenci sayısı yoksa, diğer velilerle iş birliği yaparak, yeterli imza sayısını okula getirebilir. Hâlâ okul direniyorsa, bunu eğitim dairesine iletip, ardından bölge valiliğine ve bakanlığa kadar, bu itirazlarını yapması gerekiyor. Bu zamana kadar sizlerinde katıldığı Türkçe dersleri için kayıt kampanyaları, yürüttük. Emin olun, bu kampanyaların yapılmasıyla sonuçlar değişiyor. Kendi bölgemizde 10 bin civarındaydı sayı, son iki yılda 13 bine ulaştı. 3 bin de hiç de az bir sayı değil. Bazı ülkelerin tamamı bu sayıyı bulamıyor. Söz konusu kampanyalar da, öğretmenlerimizin ve veli derklerimizin büyük katkıları oldu.”
PANDEMİ BİZİ KOPARDI
Konuşmasının devamında Hacer Özdoğan, “Sahada bazı çalışma planlarımız vardı, ama Covid-19 salgını engel oldu. Benim için üzücü taraf, maalesef pandemi özellikle son bir buçuk yıldır bizi, saha ile kopardı. İnternet platformlarda çalışmaları yürütmeye çalıştık, ama hepinizinde malumu yüz yüze etkileşim gibi olmuyor. Onun için kayıp bir zaman olduğuna üzülüyorum. Sahayla okul arasındaki kopukluk olması, beni üzüyor. Veli dernekleri çalışması Wesel, Moers ve Neuss kentlerinde başlatılmıştı, ama sonuçlandıramamıştık. Başka şehirler içinde benzer planlarımız vardı, ama olmadı. Bu içimde ukde olarak kalacak. Diğer bir düşünce ise, Duisburg için bir Eğitim Merkezi proje çalışmamız vardı, o da tamamlanamadı. Pandemi ve bazı aksiliklerin araya girmesiyle sanırım, onlarda benden sonra göreve gelecek meslektaşım tarafından ele alınacak konulardır diye düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
‘ŞANSLIYDIM ÇÜNKÜ...’
Düsseldorf Başkonsolosluğu görev süresince birçok kazanımlar elde ettiğini belirten Özdoğan, “Ben burada çok farklı bir tecrübe kazandım. Bu da benim için çok değerli. Profesyonel sorumluluğumun yanı sıra, bir duygusal bağ kurdum ilk defa. Çünkü ben biraz, bu konularda zorlanan bir insanım. Ama bu bağı, burada çok rahat kurdum. Bana şunu fark ettirdi, evet profesyonellik duygu ile birleşince, daha bir değerli ve daha ideal bir işe dönüşüyor. Bu yüzden hepinizi tek tek tanımış olmaktan büyük onur duyuyorum, özellikle öğretmenlerimizin yaptıklarını nasıl takdir edeceğimizi, emin olun bilemiyorum. Çünkü Türkiye’de Türkçe öğretmeni olmak gibi değil, burada Türkçe öğretmeni olmak, başka bir şey. Farklı bir misyon gerektiriyor. Bunu da çoğu öğretmenimizin, harfiyle taşıdığına şahitlik ettim. Bundan dolayıda kendilerine ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Şanlıydım, Düsseldorf’a geldim sizlerle tanıştım. Şanslıydım, Düsseldorf Başkonsolosluğu’nda başta misyon şefimiz Ayşegül Gökçen Karaarslan ve Yardımcısı Fatma Taşan Cebeci olmak üzere tüm çalışma arkadaşlarımla iyi bir çalışma imkânım oldu. Başkonsolos yardımcımız Fatma Taşan Cebeci ile tanışmış olmaktan ve birlikte çalışmış olmaktan büyük bir mutluluk duydum. Şanslıydım, çünkü Düsseldorf ve Duisburg bana hiç gurbetteymişim gibi bir his yaratmadı. Özellikle söylüyorum, Duisburg Avrupa’da bir Türk şehri gibi. Türkiye’de bulamayacağınız birçok özelliği, orada bulabiliyorsunuz. Onun için kendimi şanslı yad ediyorum ve yeni kazanımla döneceğim için çok mutluyum. Oradaki bakışım çok daha farklı olacak. Ankara’dan Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gelmiştim, 23 Ekim itibariyle yine aynı bakanlığa geri döneceğim. Türkiye’deki iletişim bilgilerimi, sizlerle paylaşacağım. Ben, iletişimi kopartmak istemiyorum. Siz de, iletişimi koparmak istemezseniz lütfen, bana yazın. Mektup gibi oldu, ama bundan mutluluk ve gurur duyarım. Bu programın oluşumunda emeği olanlara ve katılım gösteren sizlere, çok teşekkür ederim. Aramızda bulunan Emekli öğretmen Rahmi Koca’nın mesleğe vedası nedeniyle düzenlenen programı kıskanmıştım, ama benim için daha güzel bir program düzenlediler. Emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyorum” diye konuştu.
‘DOSTUMUZ VE YOLDAŞIMIZ OLDU’
Programda hazır bulunan Düsseldorf Başkonsolos Yardımcısı Fatma Taşan Cebeci yaptığı konuşmasında, “Hacer Hanım için düzenlenen bu veda etkinliği, bana da yakında döneceğimi hatırlatıyor. Hacer Hoca, yaptığı başarılı çalışmalarla çıtayı çok yükseltti dolayısıyla, kendisinden sonraya zorlu bir süreç bıraktı. Yapılanlar, yapılacakların planlanması yol gösterici olmanın yanında, birazda zorluk içeriyor. Böylede bir çalışkan Hoca. Gittiğinde sizleri unutmayacaktır, bundan eminim. Sonraki ateşe ile de iletişimde olacağını sanıyorum. Kendisi şanslı olduğundan söz etti. Biz de, kendisiyle çalışma fırsatı bulduğumuz için şanslıyız. meslektaşları, başkonsolosluk personeli yani bizler, kendisiyle çalışmaktan çok memnunuz. Hacer Hanım, benim için sadece bir ataşe değildi. Dostumuz ve yoldaşımız oldu, çok sağ olsun. Hocaya veda ediyoruz, ama Ankara’da biz karşılıklı kahve içerken sizleri de anacağız. Bakalım, yeni görev adresim yakında belli olur. Program için emeği bulunan herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
‘BİZİ UNUTMAYIN’
Konuşmaların ardından Duisburg Veliler Derneği adına yönetim kurulu üyesi İbrahim Doğancı, üzerinde „Sayın Hacer Özdoğan, Düsseldorf Başkonsolosluğu Eğitim Ataşeliği göreviniz süresince, Türkçe ve Türk Kültürü için yaptığınız çalışmalardan dolayı teşekkür eder, yeni görevinizde başarılar dileriz. Duisburg Veliler Derneği” yazılı plaketi, Hacer Özdoğan’a taktim etti. İbrahim Doğancı kısa konuşmasında, “Genelde gidenler bizi unutuyor. Altmış yıldır Avrupa’da bir Avrupa Türklüğü var. Konuşuyorlar, Türkiye’ye gittikten sonrada burayı unutuyorlar. Bazı arkadaşların anlatımıyla söyleyim, ‘gittik yanına vardık, adımızı söyledik, böyle birini tanımıyorum’ diyenler olmuş. Bunun için ne olur bizleri unutmayın” dedi. Duisburg Veliler Derneği adına yönetim kurulu üyesi Ali Yağız da, Düsseldorf Başkonsolos Yardımcısı Fatma Taşan Cebeci’ye bir çiçek taktim etti. Temel ELCİVAN-DUISBURG