Güncelleme Tarihi:
Hükümetin küçük kanadı Hür Demokrat Parti (FDP) 1966 yılında Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile ortaklığı bozunca, devreye Sosyal Demokrat Parti (SPD) girdi.
Almanya’da CDU/CSU ile SPD’den oluşan ilk büyük koalisyon hükümeti, CDU’lu politikacı Kurt Georg Kiesinger başbakanlığında kuruldu.
Bu ortaklık 3 yıl sürdü.
1969 yılındaki genel seçimlerde çoğunluğu elde eden SPD ile FDP yeni ve başka bir koalisyon hükümeti kurdu.
Bu ortaklık 1982 yılına kadar devam etti.
FDP’nin cephe değiştirmesi üzerine CDU lideri Helmut Kohl başbakanlığında CDU/CSU ve FDP’den oluşan muhafazakar-liberal koalisyon iktidara geldi.
Bu ortaklık da 1998 yılına kadar devam etti.
*
SPD ile Yeşiller 1998 yılında Sosyal Demokrat Gerhard Schröder başbakanlığında Almanya’da ilk kırmızı-yeşil koalisyon’u kurdu.
Bu ortaklık da 2005 yılına kadar devam etti.
İki kanat da çoğunluğu sağlayacak ortak bulamayınca, 2005 yılında CDU/CSU ve SPD ikinci kez büyük koalisyon’a “Evet” dedi.
Hem de CDU lideri Angela Merkel’i başbakanlık koltuğuna taşıyarak.
Zaman zaman görüş ayrılıkları yaşansa da, bu ortaklık 4 yıllık yasama dönemini kazasız belasız atlattı.
2009-2013 yılları arasında CDU/CSU yine eski ortak FDP’yi tercih etti.
Ancak 2013 yılındaki genel seçimlerde FDP yüzde 5 barajını aşamayınca, tekrar büyük koalisyon hükümeti yolu gözüktü.
Nitekim öyle de oldu.
*
Yine Angela Merkel’in başbakanlığında CDU/CSU ve SPD üçüncü büyük koalisyon hükümeti’ni kurdu.
Ortaklar arasında başta asgari ücret, 63 yaşında erken emeklilik, yabancı plakalı taşıt sürücülerinden otoyol parası alınması, Almanya’da dünyaya gelen göçmen kökenli çocuklara 18-23 yaşları arasında tek vatandaşlıkta karar kılmaları yerine, süresiz çifte vatandaşlık hakkı verilmesi gibi konularda ciddi görüş ayrılıkları yaşandı.
Ancak her seferinde de bir orta yol bulundu.
Uzlaşı sağlandı.
Ama geçen yılın ikinci yarısında Almanya Başbakanı Angela Merkel’in “Wir schaffen es” (başarırız, üstesinden geliriz) diyerek sığınmacılara Almanya’nın kapılarını açması, ortaklar arasında ciddi bir sıkıntı yaşanmasına yol açtı.
SPD Merkel’e destek verirken, kardeş parti olarak bilinen CSU isyan bayrağını açtı.
CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer, sığınmacı politikasında değişiklik olmazsa ortaklığı bozacakları tehdidinde bile bulundu.
Hatta böyle giderse yalnız Bavyera’da değil Almanya genelinde CSU’nun seçimlere girip CDU ile kardeşliğe son verecekleri tehdidinde bile.
*
Muhafazakar kanatta kardeş kavgası bitmeden, Birleşik Krallık’ta (İngiltere) yapılan referandumda Avrupa Birliği’ni (AB) terk etmekten yana olanların çoğunluğu sağlaması Berlin’i sarstı.
Yani koalisyonda tam bir İngiliz sancısı yaşanmaya başladı.
SPD, AB politikasında köklü değişiklik yapılarak, özellikle işsizliğin azaltılması, dar gelirlilere daha fazla yardım yapılması, devlet yatırımlarının artırılması için yeni politikalar üretilmesini gündeme getirdi.
CDU ise bu talepleri hiç beğenmedi.
Başbakan Merkel, her zaman olduğu gibi ağırdan almayı yeğlerken, CDU’lu Federal Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, SPD lideri Sigmar Gabriel’i seçim yatırımı yapmakla suçladı.
SPD’li Federal Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’i de akıllı bir dış politika üretememekle.
*
Evet, Almanya’da gelecek yıl sonbaharda yapılacak genel seçim öncesi ortaklar arasında sancılı bir dönem başladı.
Şüphesiz bu ortaklık, sancılı da olsa, bu yasama döneminin sonuna kadar devam edecektir.
Ya ondan sonra?
Bekleyip göreceğiz.
Tüm okuyucularımızın ve İslam Aleminin Ramazan Bayramını kutlarım.