Güncelleme Tarihi:
Bu olay, her medya mensubu, yani gazeteci, radyo ve televizyon muhabiri için bir haberdir.
Nitekim Alman medyası da bunu haber yaptı.
Ancak bazı Alman gazetelerinde bu haberin içinde başka bir unsur daha vardı.
***
“İsrail standlarının bulunduğu salonda böyle bir protesto yaşandı. Ama Afrin’e giren Türkiye ile hükümete karşı tepkilerin yoğun olduğu Mısır standlarının bulunduğu salonlarda nedense benzer protestolar yaşanmadı” denildi aynı haberde.
Yani bir yerde insanlara Türk ve Mısır standlarının bulunduğu salonlarda da eylemlerde bulunulması önerildi.
Bunu okuyunca kendi kendime “Bu nasıl habercilik?”, “Bu nasıl gazetecilik?” diye mırıldandım.
Tabii “Bunu yazanlar gazeteci mi, yoksa provokatör mü?” de dedim.
Evet, gerçekten bu gazetecilik değil, apaçık kışkırtıcılıktır.
***
Aslında benzer bir yaklaşımı geçen yıl 16 Nisan’da Türkiye’de yapılan Anayasa değişikliğiyle ilgili referandumdan sonra da yaşadık Almanya’da.
Referandumda Almanya’daki Türklerin ve çifte vatandaş statüsündeki Türk kökenlilerin yüzde 63’ü “Evet” dedi.
Bu oran Hollanda’da yüzde 71’i, Avusturya’da yüzde 74’ü, Belçika’da yüzde 75’i buldu.
Bu ülkelerdeki medya organları da politikacılar da adeta ağızbirliği etmişçesine, “Bu Türkler uyum sağlamaz. Kendileri yaşadıkları ülkelerdeki demokratik özgürlüklerden sonuna kadar yararlanıyorlar. Ancak Türkiye’deki insanlara bu özgürlükleri çok görüyorlar. O halde kendileri de gidip orada, Erdoğan’ın Türkiye’sinde yaşasınlar“ diye yazıp çizdiler, açıklamada bulundular.
Başta Avusturya olmak üzere bazı ülkelerde Avrupalı Türklere adeta kapıyı gösterdiler.
***
Geçtiğimiz hafta Köln Üniversitesi ile Duisburg-Essen Üniversitesi’nin ortaklaşa yaptıkları bir kamuoyu yoklaması dikkatimi çekti.
Yalnız Alman vatandaşı olan Türk kökenliler ile aynı zamanda Alman vatandaşı olan Alman kökenli Ruslar arasında yapılan bir kamuoyu yoklaması.
“Erdoğan’ı mı, Merkel’i mi daha çok beğeniyorsunuz, seviyorsunuz?” sorusuna eksi 5 ile artı 5 arasında puan verilmesi istenen Türk kökenli Alman vatandaşlarının çoğu Merkel demiş.
Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eksi 2.5’te kalırken, Almanya Başbakanı Angela Merkel artı 5 üzerinden 1.6 puan almış.
“Putin’i mi, Merkel’i mi daha çok beğeniyorsunuz, seviyorsunuz?” sorusuna ise Alman kökenli Rusların çoğu “Putin” demiş.
Merkel artı 1.1’de kalırken Putin artı 1.4 puan almış.
“Oyunuzu hangi partiye verirsiniz?” sorusuna Türk kökenlilerin yüzde 35’i Sosyal Demokrat Parti (SPD), yüzde 20’si Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU), yüzde 16’sı Sol Parti, yüzde 13’ü de Yeşiller demiş.
Alman kökenli Rusların ise yüzde 27’si CDU/CSU, yüzde 21’i Sol Parti, yüzde 15’i de sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) yanıtı vermiş.
***
Bu kamuoyu yoklaması Alman üniversiteleri tarafından yapılmıştır.
Bunlar ciddi eğitim kurumlarıdır.
Aynı zamanda ciddi bilim kurumları.
Bu kamuoyu yoklaması Alman medyasında doğru dürüst yankı bulmadı.
Referandum sonrası “Bu Türkler uyum sağlamaz” diye çamur atan, “Madem öyle gitsinler Erdoğan’ın Türkiyesi’nde (kaldı ki orası Erdoğan’ın Türkiyesi değil, 80 milyon Türk’ün Türkiye’si) yaşasınlar” diye yazan Alman medyası da, öyle diyen Alman politikacılar da, Alman bilim kurumları tarafından yapılan bu bilimsel çalışmayı tamamen görmezden ve duymazdan geldi.
“Biz gerçekten yanılmışız. Hata yapmışız. Türk kökenli bu insanlar çoktan buralı olmuşlar da biz bunu bir türlü görememişiz, kabullenememişiz” deme cesareti gösteremediler.
Yazık!