Güncelleme Tarihi:
İŞTE ARANAN KOŞULLAR
Bu sorunun yanıtı evet, ancak bunun için belirli koşulların yerine getirilmiş olması gerekiyor. Gerek eski gerekse yeni dul aylığı mevzuatına göre, altta yazılı olan şartları yerine getirenler, boşandıkları eşlerinden dul aylığı almaya hak kazanırlar:
1- Vefat eden eşle olan evliliğin, 1.7.1977 tarihinden önce resmen sona erdirilmiş olması.
2- Eşin vefat tarihine kadar beş yıllık bekleme süresini doldurmuş veya emekliliğe ayrılmış olması.
3- Boşanmış dul kişinin, vefat eden eşinin hayatta olduğu dönemde evlenmemiş veya evliliğe yakın bir ilişkiye girmemiş olması.
4- Boşanmış dul kişinin, vefat eden eşinin ölüm tarihinden önceki bir yıl içinde, kendisinden dul eşe nafaka bağlanmış veya ikamet ettiği kentte muhtaçlara ödenen asgari sosyal yardımın yüzde 25’i oranında nafaka talep etme hakkına sahip olması gerekiyor.
TAZMİNAT HAKKI
En çok merak edilen konulardan biri de, yeniden evlenen dul eşin haklarının neler olduğu. Gerek eski gerekse yeni dul aylığı mevzuatına göre yeniden evlenenlerin dul aylığı kesilir. Ancak yeni dul aylığı mevzuatına tabi olan hak sahibi eşler, yeniden evlendikleri takdirde kesilecek dul aylığını tazminat yoluyla tazmin edebilirler. Dul eşin, geçen haftaki yazımızda da detaylarıyla açıkladığımız küçük veya büyük dul aylığı aldığına bakılmaksızın, söz konusu tazminat talebinde bulunabilir. Tazminat miktarı, büyük dul aylığında iki yıllık dul aylığı tutarında ödenirken küçük dul aylığında ise tazminat miktarı daha düşük olduğunu söyleyebiliriz.
PRİM TAKSİMİ YAPANLARIN DURUMU
Almancası ‘Rentensplitting’ olan ve evlilik dönemince hizmet cetveline işlenen sigortalı sürelerin kendi aralarında taksim edilmesini yazılı olarak talep eden eşler, eşlerden birinin vefat etmesi veya boşanma durumunda dul aylığı veya tazminat hakkından feragat etmiş sayılırlar. Bu uygulamanın esası nedir? Evli oldukları süresince her bir eşe ait olan sigortalı süreler, boşanma durumunda, toplanır ve ikiye bölünerek eşler arasında eşit miktarda taksim edilir. Genellikle sigortalı süresi fazla olan eş, bu sürelerinden bir bölümünü sigorta süresi daha az olan eşe aktarır. Bu uygulamanın amacı da, eşi çalışan ve kendisi yıllarca ev kadını olan, çocuklarını yetiştiren kadınların, boşanma durumunda yardıma muhtaç duruma düşmelerini engellemek. Çalışan eşinden kendisine aktarılan sigortalı süreyle emekli aylığı almaya hak kazan kadınlar için bu uygulama, bir nevi bir sosyal güvence niteliğindedir.
İLK ÜÇ AY TAM AYLIK ÖDENİYOR
Dul eşlere, eşlerinin vefatından sonraki ilk üç ay, eşlerine ödenen emekli aylığı tam olarak olarak yatırılır. Alman Emeklilik Sigortası, dul aylığı ödemelerinde ilk üç ayda kesinti yapmaz ve geride kalan dul eşin gelirlerini, dul aylığı miktarının hesabında dikkate almaz. Dul eşin kendi sigortalılık süresine istinaden bağlanan emekli aylığı da, dul aylığı hesabında gelir kalemi olarak dikkate alınmaktadır. Vefat tarihinden sonraki üç ayı takip eden ay başından itibaren ise belirli bir miktarın altındaki gelirler muaf sayılıyor. Her yıl değişen muafiyet sınırını aşan gelirler maluliyet aylığında hesaba katılır. Muafiyet sınırı, her yıl ekonomik göstergelere göre belirlenen emeklilik değerine (Rentenwert) göre hesaplanıyor. Temmuz 2018’den bu yana dul eşler için, Almanya’nın eski eyaletlerinde 845 Euro’ya, yeni eyaletlerinde ise 810 Euro’ya kadar olan yan gelirler dul aylığı hesabında dikkate alınmıyor. Ayrıca yetim aylığı almaya hak kazanan her çocuk için dul eşe, emeklilik değerinin 5.6 katı, muafiyet gelirin üzerine hesaplandığı unutulmamalıdır. - BİTTİ -
---------------------------------------------------
SGK, YURTDIŞI SÜRELERİMİ NİYE BAĞ-KUR’DAN GÖRDÜ
Mevlüt Kurban – Duisburg/Almanya
TÜRKİYE’de 2016’da SSK’lı olarak beş gün çalıştığınızı, 26.7.2019 tarihinde Almanya’da Mayıs 1987’den bu yana geçen sigortalı sürenizden 3.600 gün yurtdışı borçlanma talebinde bulunduğunuzu belirterek, “SGK gönderdiği tahakkuk cetvelinde yurtdışı sürelerimi Bağ-Kur’dan görmüş ve 1.1.2009 ile 31.12.2018 arasında geçen süre için 98.242 TL borç çıkarmış. Buna itiraz ettim ve sürelerimin SSK kapsamında ve başlangıcın da 1987 olması talebinde bulundum. Gelen yanıtta Türkiye’ye giriş ve çıkış kayıtlarının e-devlette gözükmediği için pasaport sayfalarının fotokopilerini göndermemi istediler. SSK yetkilileri, ‘aktarma yaparız, ama tahakkuk cetveli gönderildiğinden başlangıç tarihini değiştiremeyiz’ dediler” diye belirtiyor ve
1- SGK’nın, Almanya’daki çalışma başlangıcımı kabul etmesi için ne yapmalıyım?
2- Başlangıç tarihi değişmez ise aylıkta fark ne olur? diye soruyorsunuz.
TABİ OLDUĞUNUZ MEVZUAT
Sayın okurumuz, 26.7.2019 tarihinde, yani sosyal güvenlik alanındaki son yasal değişikliğin yapıldığı 1.8.2019 tarihinden önce borçlanma talebinde bulunduğunuz için bu tarihten önceki sosyal güvenlik mevzuatına tabi olmalısınız. Ancak 15.8.2019 tarihinde yayımlanan 2019/16 sayılı genelgeyle, 1.8.2019’dan önce borçlanma talebinde bulunanlardan bu tarihten sonra aylık talep edenleri de yeni yasayla birlikte getirilen uygulamaya tabi tutulmaya çalışıldı. Bu dönemde borç tahakkuk cetveli gönderilenlerin yurtdışı süreleri, 4/a (eski adı SSK) yerine 4/b (eski adı Bağ-Kur) sigorta kolundan görülmüştü. Ancak bu haksız ve yasayla çelişen genelge, bir süre sonra değiştirildi ve 1.8.2019’dan önce yurtdışı borçlanma talebinde bulunanların başvuruları eski sisteme göre işleme konulması uygulamasına dönüldü.
POSTA GÖNDERİSİ ÖNEMLİ
Ancak bazı vatandaşlar, posta yoluyla yaptıkları borçlanma başvurularında ufak bir detayı göz ardı ettikleri dikkati çekiyor. SGK, gerek yurtiçinden gerekse yurtdışından iadeli taahhütlü olarak postaya verilen başvuruların işleme koyma tarihi olarak posta damga tarihini kabul ediyor. Adi posta yoluyla, yani sadece pul yapıştırılıp gönderilen zarflardan çıkan borçlanma talepleri ise evrakın SGK’ya intikal ettiği gün işleme konuluyor. Eğer siz sayın okurumuz borçlanma talep dilekçenizi 27.7.2019 tarihinde adi posta yoluyla ilgili SGK il müdürlüğüne gönderdiyseniz ve zarfınız büyük ihtimalle 1.8.2019’dan sonra SGK’ya ulaştıysa dilekçeniz yeni mevzuata göre işleme konulmuş olabilir. Bu durumda SGK’ya itirazda bulunmanın da bir anlamı kalmayacaktır. Başvurunuzu iadeli taahhütlü olarak gönderdiyseniz, o zaman SGK nezdinden mutlak suretle itiraz edip başvurunuzun 1.8.2019’dan önce geçerli olan sosyal güvenlik mevzuatına göre işleme konulması ve buna göre de sonuçlandırılmasını talep etmelisiniz.