Güncelleme Tarihi:
Her yıl birçok devlet ve hükümet başkanının küresel ve bölgesel sorunlara ilişkin görüşlerini seslendirdiği BM Genel Kurulu toplantıları dün sona erdi. Genel görüşmelere 140'tan fazla devlet ve hükümet başkanı katıldı. Türkiye'yi Başbakan Ahmet Davutoğlu temsil etti.
Genel görüşmelerden hemen önce düzenlenen BM İklim Zirvesi'nde ise sürdürülebilir kalkınma için 2030 hedefleri tüm ülkelerin onayı ile kabul edildi. BM'nin 193 üyesi 2030'a kadar aşırı yoksulluğu (günlük 1.25 USD'nin altı) yok etme, kadınların güçlendirilmesi, iklim değişikliği ve çevre sorunlarıyla mücadele gibi 17 temel hedefi yakalamayı taahhüt etti.
İklim Zirvesi'nin açılışına Papa Francis'in katılması ve bu hedeflere destek vermesi 70. Genel Kurul'un dikkat çeken unsuru oldu. Papa'nın ABD ziyareti sırasında kullandığı FIAT marka küçük otomobil ise bu tür araçlara alışık olmayan BM protokol girişinde ilginç görüntü oluşturdu.
Papa Genel Kurul'a hitabı öncesi çekilişle belirlenen BM personeli ile de biraraya geldi. BM'nin hedefleri ve faaliyetleri ile ilgili personele tavsiyelerde bulunan Papa, "Size ve ailelerinize dua edeceğim. Siz de bana dua edin. Eğer inançsızsanız bana iyi dileklerde bulunun" dedi.
Genel Kurula hitabında güç ve zenginlik hırsının insanlara ve çevreye verdiği zararlara dikkati çeken Papa BM kurallarının herkes için eşit uygulanması gerektiğini vurgulayarak, "BM kuralları, çıkarlara uygun düşünce uygulanan aksi halde ise kaçınılan bir araca dönüşürse kontrolsüz güçler korumasız insanlara büyük zarar verir" ifadesini kullandı.
Üst düzey katılım
BM Genel Kurulu'na bu yıl üst düzey katılım sağlandı. 10 yıldır toplantılara katılmayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin genel kurulun ilk gününde konuştu. Rus lider uluslararası toplumdan Esed rejimiyle işbirliği yapmalarını istedi.
Irak ve Suriye'ye askeri destek sağladıklarını söyleyen Putin "Terörist gruplarla savaşan Irak ve Suriye'ye askeri ve teknik destek sağlıyoruz. Terörizmle göğüs göğüse savaşan Suriye hükümeti ve ordusu ile işbirliğine gitmemek büyük hatadır. DAEŞ ve diğer terörist örgütlerle sadece Esad'ın ordusu ve Kürt milisler gerçekten savaşıyor" dedi.
Putin Suriye ve DAEŞ gündemine ağırlık vererek Kırım'ın işgali ve Ukrayna'da ayrılıkçılara verilen Rus desteğinin gündemde önemli şekilde yer almasını engellemiş oldu.
Rus lider New York'ta ABD Başkanı Obama ile de ikili görüşme yaptı. Sonucu merakla beklenen görüşmeden Suriye konusunda uzlaşma çıkmadı. Liderler sadece Suriye'de askeri çatışmalardan kaçınmak için ordularının iletişim halinde olmaları gerektiği noktasında anlaştılar.
Küba Devlet Başkanı Raul Kastro da ilk kez BM Genel Kurulu'na katılarak ABD'nin uyguladığı ambargoların haksızlığını vurguladı ve kaldırılmasını istedi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı David Cameron da BM'deki diplomasi haftasının önde gelen konukları arasındaydı.
Rusya'nın Suriye'deki hava operasyonları
Genel Kurul toplantılarında Suriye'deki krize diplomatik çözüm bulma beklentileri boşa çıkarken Rusya'nın hava operasyonları başladı. 30 Eylül'de başlayan saldırılarda DAEŞ'in değil ılımlı muhalefetin hedef alındığı haberleri ABD ile Rusya'nın Suriye'de karşı karşıya gelip gelmeyeceği sorusunu öne çıkardı.
İlk saldırının olduğu gün ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Rus mevkidaşı Sergey Lavrov BM'de başbaşa görüştü. Bakanlar Suriye'de iki gücün karşı karşıya gelmemesi için iletişim kanalı kurulacağını duyurdular.
Toplantının ardından Kerry Rusların DAEŞ'i değil sivilleri hedef aldığı bilgileri nedeniyle kaygı duyduklarını açıkladı. Aynı gün Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Halid Hoca da basının karşısına geçerek Rusya'nın saldırıları sonucu 36 sivilin öldüğünü ve bu saldırıları kınadıklarını söyledi.
Halid Hoca'ın oldukça üzgün ve kızgın göründüğü toplantıya uluslararası basın yoğun ilgi gösterdi.
Ertesi gün ise Lavrov basının karşısına çıkarak Rusya'nın Suriye'de "teröristleri" hedef aldığını ve Özgür Suriye Ordusu'nu terör örgütü olarak değerlendirmediklerini bildirdi. Sivillerin öldüğü iddialarına sinirlenen Lavrov, "Deliliniz var mı? Benim bilmediğim birşey mi biliyorsunuz?" diye konuştu.
Aynı salonda basın toplantısı düzenleyen Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu ise Türkiye adına ilk tepkiyi vererek sivillerin hedef alındığı haberleri nedeniyle kaygı duyulduğunu vurguladı.
Sinirlioğlu, Perşembe günü başta Kerry olmak üzere bazı dışişleri bakanları ile konuyu görüştü. Akşam ise Türkiye ile birlikte ABD, Fransa, İngiltere, Katar, Almanya ve Suudi Arabistan ortak bildiri yayınlayarak Rusya'ya Suriye muhalefetine ve sivillere yönelik saldırılarına derhal son vermesi ve DAEŞ'le mücadele çabalarına odaklanması çağrısı yaptılar.
Filistin bayrağı BM'de
70. Genel Kurul genel görüşmeleri önemli bir tarihi olaya şahitlik etti. Halen BM'de üye olmayan gözlemci devlet statüsünde olan Filistin'in bayrağı düzenlenen törenle ilk kez BM önünde göndere çekildi.
10 Eylül'de BM Genel Kurulu'ndaki oylamanın sonucu olarak atılan adımla Filistin BM üyeliği için bir eşiği daha geçmiş oldu. Ancak BM üyeliği Güvenlik Konseyi kararı gerektirdiği için ABD ikna edilmeden bu hedefe ulaşılması beklenmiyor.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın yanı sıra bu tarihi olaya Başbakan Ahmet Davutoğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Fransa, Norveç, Suudi Arabistan ve Rusya dışişleri bakanları ile çok sayıda siyasetçi ve diplomat şahitlik etti. Bayrağın göndere çekilmesi sırasında bazı katılımcılar mutluluklarını uzun süre zılgıt çekerek gösterdi.
İsrail Başbakanı Netanyahu ise bayrak töreninden birgün sonra Genel Kurul'daki konuşmasında uluslararası toplumu tehdit ederek "Bu salonda ne karar alınırsa alınsın İsrail halkı kendini her şekilde savunacak" dedi.