Bizleri unutmayın!

O aylarda herhangi bir seçim olmadığı için hiç sandık başı yapıp oy kullanmamamıştım.
Yurtdışı Türklere de oy hakkı verilmesi için yıllarca bekledik.
Nihayet Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda 23 Temmuz 1995 tarihinde yapılan bir değişiklikle yurtdışı Türkleri olarak Türkiye’deki seçimlerde oy kullanma hakkını resmen kazandık.
Ancak ‘çeşitli bahanelelerle’ pratikte uygulanmaya konulmadığı için bizlerin bu Anayasal hakkı yıllarca kağıt üzerinde kaldı.
Yani, T.C. Anayasası yıllarca ihlal edildi.
Hem de gözgöre göre...
Daha sonraki yıllarda seçim döneminde havaalanlarında ve sınır kapılarında yurtdışı Türklerin de oy kullanmalarına imkan kılındı.
Dünyanın çeşitli ülkeleri yurtdışında yaşayan vatandaşlarına mektupla oy kullanma imkanı sağlarken, Türkiye bu uygulamayla adeta kendi vatandaşlarına ‘oy kullanmayın’ der gibiydi.
Ama ben yine de seçim dönemlerinde birkaç kez Türkiye’ye gidip havaalanlarında oy kullandım.
Evet, yurtdışı Türkler ilk kez geçen yıl yapılan cumhurbaşkanı seçimlerinde, kendi bulundukları ülkelerde sandık başı yapıp oy kullanma olanağına kavuştular.
Böylece yıllardır süregelen bir ‘Anayasa ayıbı’ giderilmiş oldu.
Ben de Berlin’deki ‘Olimpiyat Stadyumu’nda oyumu kullandım.
¡¡¡

Sayın Başbakanım, Bu yılın ortalarında Türkiye Cumhuriyeti milletvekili genel seçimleri yapılacaktır.
Resmi verilere göre 4 milyondan fazlası Batı Avrupa’da, 300 bini Kuzey Amerika’da, 200 bini Orta Doğu’da ve 150 bini Avustralya’da olmak üzere yurtdışında 5 milyon 500 binin üzerinde Türk vatandaşı yaşamaktadır.
Bunların çok büyük bir bölümü de seçmen statüsündedir.
Yalnız Almanya’da bir milyon 380 bin Türk seçmen vardır.
¡¡¡

Sayın Başbakanım, Geçen yıl 19 yıllık ‘Anayasa ihlali’ sona erdirilmiştir.
Bu şüphesiz çok önemli bir gelişmedir.
Ama yeterli değildir.
Ben Türkiye’den ayrılalı 45 yılı geçti.
Artık yurtdışında yaşayan Türklere de TBMM’de temsil edilme olanağının sağlanması zamanı gelmiştir.
Hatta çok geç bile kalınmıştır...
İtalya, yurtdışında yaşayan vatandaşlarına parlamento kapılarını 2006 yılında açmıştır.
İtalya, yurtdışında yaşayan 3 milyona yakın vatandaşı için 630 sandalyeli parlamentoda 12, 315 sandalyeli senatoda da 6 kişilik bir kontenjan ayırmıştır.
Yani Brezilya’da, Almanya’da veya başka bir ülkede yaşayan İtalyan vatandaşları, bulundukları ülkelerde sandık başı yaparak veya mektupla kullandıkları oylarıyla kendi temsilcilerini İtalya Parlamentosu’na, İtalya Senatosu’na
gönderme imkanına sahiptir.
Fransa da öyle...
Başka birçok ülke de...
Bunu eski bir Dışişleri Bakanı olarak en iyi bilenlerdenen birisiniz.
Aynı olanak yurtdışında yaşayan Türklere neden sağlanmasın?
Yurtdışı Türkler niçin böyle bir olanaktan, daha doğrusu bu haktan mahrum bırakılsın?
Son resmi verilere göre Türkiye’nin nüfusu 76 milyon 667 bin 844’e ulaşmıştır.
Seçmen sayısı ise 52 milyon 695 bin 831’i bulmaktadır.
Bu rakamlardan hareket edildiğinde, Almanya’da 1 milyon 380 bin Türk seçmen bulunduğuna göre, bu ülkede yaşayan Türk vatandaşları matematiksel olarak TBMM’ye en az 14 milletvekili gönderecek oy ve nüfus
potansiyeline sahiptir.
Bu durum Fransa, Hollanda, Avusturya başta olmak üzere bazı başka ülkeler için de geçerlidir. İşte o nedenle yurtdışı bir ‘seçim bölgesi’ olmalı ve belirli bir ‘kontenjan’ ayrılmalıdır.
3 milyondan fazlası seçmen olmak üzere yurtdışında yaşayan 5.5 milyona yakın Türk insanının bu haklı beklentisi gözardı edilmemelidir.
Kaldı ki, böyle bir uygulama yurtdışı Türklerinin Türkiye ile bağlarını ve Türkiye’ye olan bağlılıklarını daha da güçlendirecektir.
İşte bu yüzden ‘bizleri unutmayın!’ Sayın Başbakanım.”