Güncelleme Tarihi:
EN AZ 35 MİLLETVEKİLİ OLMALI
Evet...
Türkiye’de 2013 yılında o zamanki CHP Genel Başkan Yardımcıları Sencer Ayata ile Faruk Loğoğlu, TBMM’de düzenledikleri basın toplantısında, “Biz yurt dışı seçim çevresi oluşturulmasını öneriyoruz. Yurt dışı milletvekilliği öneriyoruz” dediler.
Hatta 300 bin seçmene bir milletvekili koltuğu bile önerdiler.
2014 yılında dönemin AK Parti İstanbul milletvekili Metin Külünk, yurt dışı seçim bölgesi ve yurt dışı milletvekilliği kontenjanını gündeme getirdi.
2016 yılında da AK Parti İstanbul milletvekilleri Prof. Mustafa Şentop ile sonradan Demokrasi ve Atılım Partisi’nin (DEVA) kurucuları arasında yer alan Mustafa Yeneroğlu öncülüğünde, yurt dışının seçim bölgesi olması için bir yasa teklifi sunuldu.
Yurt dışında yaşarken aday gösterilen ve 2015 yıkında AK Parti’den milletvekili seçilen Yeneroğlu, 9 Kasım 2016’da yaptığı açıklamada, tekliflerinde yurt dışında Türkler için TBMM’de 15 kişilik bir kontenjanın yer aldığını bile söylemişti.
2017’de de CHP, ‘yurt dışı seçim çevresi’ teklifini TBMM’ye sundu.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun tam destek verdiği CHP’nin planında, 30 kişilik ‘yurt dışı kontenjanı’ vardı.
Nüfus bazında yapılan bilimsel hesaplara göre, yurt dışı seçim bölgesi oluşması halinde, yurt dışında yaşayan Türklerin en az 35 milletvekiliyle TBMM’de temsil edilmesi gerekecektir.
MEKTUPLA OY KULLANMA
Evet...
Yurt dışındaki Türkler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda 23 Temmuz 1995 tarihinde yapılan değişiklikle Türkiye’deki seçimlerde oy kullanma hakkını resmen kazandı.
Ancak pratikte uygulamaya konulmadığı için bizlerin bu Anayasal hakkı sadece kağıt üzerinde kaldı.
Sadece gümrük kapılarında oy kullanma imkânı verildi.
2008 yılında yapılan yeni bir düzenlemeyle yurt dışı Türklere ‘mektupla oy’ kullanma yolu açıldı.
Ancak Anayasa Mahkemesi, sosyal çevrelerin ‘etkileyebileceği’ gerekçesiyle bu düzenlemeyi iptal etti.
Yurt dışındaki Türkler ilk kez 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminde, bulundukları ülkelerdeki Türkiye’nin diplomatik temsilciliklerinde sandık başına giderek oy kullandı.
2015 yılındaki milletvekili seçimlerinde de.
2017’deki Anayasa değişikliği referandumu ve 2018’deki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde de.
Ama yurt dışı seçim bölgesi vaadi bir türlü hayata geçirilmediğinden, T.C. Anayasası’nın 10’uncu maddesindeki ‘eşitlik’ ilkesi yurt dışı Türkler için hep kağıt üzerinde kaldı.
Yani bizler ‘ikinci sınıf vatandaş’ statüsünden bir türlü kurtulamadık.
Yaşadığımız ülkelerde de Türkiye’mizde de...
Tabii bu hakkın hâlâ kazanılamamasında, bir araya gelip de gücümüzü gösteremeyen, kararlı bir tutum sergileyemeyen biz yurt dışı Türklerin de büyük hatası vardır.