Bizim Bakkal’a Türkiye'den de destek

Haftalardır birbirini tanımayan insanlar Berlin’in Kreuzberg semtindeki Wrangel Caddesi üzerinde her çarşamba saat 19.00’da buluşuyor. Kreuzberg’i son 10 yıldır rant kapısı olarak gören yatırımcılara karşı kol kola, omuz omuza vererek direniyorlar. İçlerinde yıllardır biriktirdikleri tepkiyi gösteriyorlar. Hem de bağırmadan, kırıp dökmeden. Arkadaşlık ve dostluklarını pekiştirerek, mahallerini rant olarak gören büyük yatırımcılara karşı dayanışma duvarları örerek çoğalıyorlar. Tek sloganları var; “Bizim Bakkal Kalıyor.”

Direnişi ateşleyen ise semtte 28 yıldır alışveriş yaptıkları bakkalın kapatılmak istenmesi. Berlinliler, Burdurlu bakkal Ahmet Çalışkan’a sahip çıkıyor. Onlar sadece bakkal Ahmet’e değil, aslında kendi sokaklarına, semtlerine ve mahalle kültürüne de sahip çıkıyor, yatırımcıya karşı direniyorlar. Kreuzberg’de bir grup mahalle sakininin tahliye edilmek istenen ‘Bizim Bakkal’ ile gösterdiği dayanışma artık sadece Kreuzberg ve Berlinlilerle sınırlı değil. Almanya’nın başka şehirlerinden de dayanışmaya destek verenler olurken, bir destekçi de Türkiye’den geldi.

BÜYÜK BÖLÜMÜ ALMAN

Geçen yıl yapılan yerel seçimlerde CHP’den Beyoğlu Belediye Başkan adayı gösterilen Aylin Kotil, dördüncü haftaya giren dayanışma eylemine katıldı. Bakkal Çalışkan ile önceki gün eylemde görüşen ve son durum hakkında bilgi alan Kotil, “Berlinliler örnek bir dayanışma sergiliyor. Semtlerinin bakkalının büyük yatırımcılar karşısında ezilmemesi için direniyor. Dayanışma için gelenlerin büyük bölümünün Alman olması ise daha da anlamlı” dedi.


_{'Burdur’dan Berlin’e 11 yaşındayken geldi
Bizim Bakkal’ın sahibi Ahmet Çalışkan ikinci kuşak Türklerden... Berlin’e ailesinin yanına, 11 yaşındayken Burdur’dan gelmiş. Babasının işlettiği bakkalı da sekiz yıl önce devralmış. Eşi Emine ve oğlu Şükrü ile birlikte Bizim Bakkal’da çalışıyor.}

BEN ÇIKARILSAM DA HAREKET SÜRECEK

Bakkalın bulunduğu sekiz daireli bina geçen yılın sonunda satıldı. Binayı bir yatırımcı satın aldı. İlk işi, kiracılara binayı boşaltmaları için ihtarname göndermek oldu. Dükkanı 30 Eylül’de boşaltmak zorunda olan Bizim Bakkal Ahmet Çalışkan, kendisiyle gösterilen dayanışma için “Bizim ilişkimiz müşteri satıcı ilişkisi ile sınırlı değil. Alman müşterilerimin kimi bana ‘Ahmet’, kimi ‘Ahmet Abi’ diye hitap ediyor. Ben de onlara ‘Thomas, Katarina’ diye ön adlarıyla sesleniyorum. Biz burada iç içe yaşıyoruz. Geçen yıl dükkanı restore ettim. Yerdeki fayansların tarihi eser olduğunu ben bilmiyordum. Bazı müşterilerim bunları değiştirmememi önerdi. Fayansların temizliğini kendileri benden bağımsız olarak yaptılar. Böyle bir ilişkimiz var” dedi.

ELİM KOLUM BAĞLI

Çalışkan, sadece kendisinin tahliye sorunu yaşamadığını, diğer küçük esnafın da benzer sorunları bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Büyük yatırımcılar buradan büyük paralar kazanma hesapları yapıyor. Benim 30 Eylül itibariyle dükkanı tahliye etmemi istiyorlar. Hukuki olarak elim kolum bağlı. Ancak bu meşru bir durum değil. Tahliye olmam durumunda daha pahalıya kiraya verecekler. Burayı alan da kirayı çıkarabilmek için fiyatları artırmak zorunda. Buradaki yaşayan insanlar sürekli artan kiralar ve sonucunda pahalanan ürünler yüzünden semtlerini terk etmek zorunda kalıyor... Benimle gösterdikleri dayanışma karşısında minnettarım. Ama bu dayanışma artık sivil toplum hareketine dönüştü. Burada bitmeyecek. Ben dükkandan çıkarılsam da dayanışma hareketimiz devam edecek. Ben de içinde yer alacağım.